Son günlerde, tüm dünyanın yeme-içme alışkanlıklarını etkileyen beslenme kılavuzları ile ilgili iki önemli gelişme oldu.
BİR:British Medical Journal Open Heart isimli tıp dergisinde, 1983 senesinden önce diyetteki yağ, kan kolesterol seviyesi ve koroner damar hastalıkları arasındaki ilişkileri inceleyen çalışmaların metaanalizi yayınlandı (1).
2467 erkek katıldığı 6 diyet çalışmasında diyet uygulayan gruplarda serum kolesterol seviyeleri anlamlı olarak azalmış olmakla beraber kalp-damar hastalıkları ve tüm diğer sebeplere bağlı ölümlerde bir farklılık olmadığı belirlendi.
Bu, kalp damar hastalıklarından korunmak için yapılan “yağı azaltın, doymuş yağları hayatınızdan çıkarın” tavsiyesinin hiçbir bilimsel dayanağı olmadığını, insanların senelerce “aldatıldığını” açık ve net olarak ortaya koyuyordu.
İKİ: USA’ nın alanında etkili kuruluşlarından olan Diyet Kılavuzları Tavsiye Komitesi’ nin taslak raporu hükümete, yumurta gibi kolesterolden zengin gıdaların sağlık için zararlı besinler listesinden çıkarılmasını teklif ediyordu (2).
Bu iki gelişme, 40 senedir kalp hastalıklarına karşı tavsiye edilen diyetlerin temelden yanlış olduğunu, insanların senelerce yumurta, kırmızı et, tam yağlı yoğurt, peynir gibi “sağlıklı doymuş yağlardan” “bilimsel bir dayanağı” olmadan bilinçli olarak uzak tutulduklarını gösteriyordu.
Sadece “margarin, bitkisel sıvı yağ, layt besinler” üreten gıda endüstrisi ile kolesterol hapı üreten ilaç endüstrisinin işine gelen bu beslenme tavsiyeleri, kalp krizi ve felçleri azaltmadığı gibi tam aksine kalp-damar hastalıklarının obezite ve diyabetle birlikte bir salgın gibi artmasının da baş müsebbiplerinden idi.
İsveç Sağlık Bakanlığı bu beslenme yanlışlarının farkına varan, vatandaşlarına düşük yağlı diyete uymak yerine doymuş yağlara daha fazla ağırlık vermelerini tavsiye eden ilk Batılı ülke oldu ve görülen o ki USA da peşinden geliyordu.
Sitemde okuyucularıma duyurduğum bu çok önemli iki gelişmenin tüm dünyayı 40 senedir “kolesterol masallarıyla” uyutan gıda ve ilaç endüstrisiyle destekçilerinin hayli canını sıktığına hiç şüphe yoktu (3, 4).
Nitekim bu yazılarımın ardından, sıkı bir “hayvansal gıda muhalifi” olan kardiyolog Dr. Murat Kınıkoğlu’ndan “Yumurta ve kalp krizi” başlıklı bir video geldi.
Kınıkoğlu’ nun, “tek kelimeyle bir kolesterol deposu olduğunu söylediği yumurtanın kalp damar hastalığı riskini artırdığını”iddia ettiği videoya sitemde verdiğim adresten ulaşabilirsiniz (5).
Bilgi ve tecrübesine her zaman değer verdiğim Kınıkoğlu’ nun bu konuşmasında hiç katılmadığım bazı ifade, yorum ve bilgiler yer alıyor.
Şimdi bunları sırasıyla ele alalım.
BİR: “Bir double cheeseburgerde bir yumurtadakine eş kolesterol var” diyerek en değerli gıdalarımızdan biri olan üstelik de afiyetle yenen yumurtayı fast food restoranlarının sembol ürünüyle eşdeğer tutmasını çok yakışıksız buldum.
Arka plânda, her iki yiyeceğin birbirine eşit gösterildiği İngilizce bir gazete kupürü eşlinde de insanların kafasında yumurtanın double burgerden farkı olmayan “sağlık zararlısı” bir besin olduğu algısını yaratmak istiyor.
Her iki yiyeceği birbirine eşit gösteren resim ve yumurtanın double burgerden daha kötü olduğu (Eggs worse than Double Down) ifadesi yumurtaya hakaretten başka bir şey değildir ve aynı zamanda da açık bir “fast food reklâmı” dır.
Böyle bir karşılaştırma yapmanın fast food reklâmcılarının bile akıllarına gelmeyeceğini ve gelse de buna tenezzül etmeyeceklerini sanıyorum.
Gelelim neticeye
Yumurtanın fast fooddan daha zararlı olduğunu söylemeyi akla ve vicdana sığdıramıyorum.
Karar sizin.
Kaynaklar
1. //openheart.bmj.com/content/2/1/e000196.full