USA’ da KOVİD aşılarına öncelikli erişimleri olan sağlık çalışanları aşı olmayı reddediyor (1):
St. Elizabeth Community Hospital’ de 700 sağlık çalışanının yarısından azı aşı ilk sunulduğunda aşı yaptırmaya istekli idi.
Providence Holy Cross Medical Center’ da ise her beş doktor ve hemşireden biri, Los Angeles’ ta da hastanede “ön cephede” çalışanların yüzde 20-40’ ı, Riverside County’ de sağlıkçıların yüzde 50’ si aşıyı reddetti.
Benzer bir çekimserlik USA’ da huzurevi çalışanlarında da var, bunların da yüzde 60’ ı aşı yaptırmak istemiyor (2).
Salgını en ağır şekilde yaşayan, birçok hastanın bırakın yoğun bakımı hastaneye bile kabul edilmedikleri bir ülkenin doktor, hemşire ve sağlık çalışanlarının aşı olmak için can atmaları beklenirken, önemli bir kısmının aşıyı reddetmesi mutlaka tartışılması gereken bir hadisedir.
Çok az insan aşılanırsa, pandeminin süresiz olarak uzayacağına, sağlık sistemi üzerinde aşırı zorlanmaya ve devam eden ekonomik çöküntülere yol açacağına inanılıyor.
Aşılar etkin ve emniyetli bulundu
Yaşlılar ve kronik hastalıkları olanlar da dâhil olmak üzere on binlerce katılımcı üzerinde yapılan çalışmalardan sonra aşıların etkinliği ispatlanmıştır.
Aşıların, bileşenlerinden herhangi birine şiddetli alerjik reaksiyon gösterenler dışında önemli bir yan etkisi de bildirilmediğine göre, doktorlar ve sağlık çalışanlarının aşı çekimserliğinin sebepleri neler olabilir?
Aşı olmayı düşünmeyenler gerekçelerini, yan etki endişesi, hükumete güvensizlik, aşıların geliştirilmesinde siyasetin rolü, şeffaflık ve netlik olmaması, KOVİD’ in abartılması, ilaç şirketleri ve CDC’ ye güvensizlik şeklinde sıralıyorlar.
Gebe olan bir hemşire “riskleri bilinmeyen bir aşı yerine KOVİD riskini tercih ederim” diyor.
Bazıları ise aylardır virüs almadıklarını ve “aşı olmadan da korunmaya devam edebileceklerini” düşünüyorlar.
Esas mesele tıbba olan güveninin sarsılmasıdır
Ben esas meselenin ateş hattındaki doktor ve sağlık çalışanlarında bile yüksek oranda görülen aşı tereddüdü değil genel manada tüm dünyada tıbba olan güvenin sarsılması olduğunu düşünüyorum.
Nitekim bizde Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası’ nın araştırması katılımcıların yüzde 64’ ünün “aşı konusunda endişeli” olduklarını ortaya koyuyor (3).
Başka bir araştırma da aşı karşıtlığının esas sebebinin “hiçbir şeye güvenmemek” olduğunu gösteriyor (4).
İknâ yerine yangına körükle gitmek
Doktorlar arasında bile böyle bir güven bunalımının olduğu durumda bu endişeleri gidermeye çalışmak yerine aşılar tartışılmasın demek, aşı tereddüdü duyanları vatan hainliği ile suçlamak, aşı yaptırmayanlara kamusal alanları yasaklama teklifleri yangına körükle gitmekten farksızdır.
Bu tür davranışlar insanları aşıdan daha fazla uzaklaştırır.
Bilim Kurulu’ ndan maske, mesafe, temizlik dışında bağışıklığın güçlendirilmesi, ağız-boğaz ve burun temizliğinin önemi hakkında tek bir tavsiye çıkmaması bir tarafa, bunları dile getirenlere karşı düşmanca bir tavır takınılmasını, hakaretler yağdırılması da anlaşılabilir bir şey değil.
Gelelim neticeye
Neden bir sunucu çıkıp da televizyonlara bağlanmak için işi gücü bırakarak Skype başında nöbet tutan USA’ daki bilim adamlarımıza “Amerikalı doktorların aşı çekimserliğini ve sebeplerini” sormuyor acaba!
Kaynaklar:
1. https://www.latimes.com/california/story/2020-12-31/healthcare-workers-refuse-covid-19-vaccine-access
2. https://www.forbes.com/sites/tommybeer/2021/01/02/large-numbers-of-health-care-and-frontline-workers-are-refusing-covid-19-vaccine/?sh=68ea7f3f3c96
3. https://www.medimagazin.com.tr/guncel/koronavirus/tr-covId-19-asisinda-endiseli-olanlarin-orani-yuzde-641-11-686-92876.html
4. https://ahmetrasimkucukusta.com/2021/01/02/yazilar/tip-yazilari/kovid-asisi/asi-karsitliginin-esas-sebebi-hicbir-sey4. guvenmemek/