Pandemi gibi tüm toplumu ilgilendiren durumlarda da şahsi sağlık problemlerinde de en önemli hususun “tam ve doğru” bilgilendirme olduğunu savunurum.
Tam ve doğru bilgilendirilenlerin kafalarında soru işareti olmaz, sağdan soldan duyacakları rivayetlere inanmazlar, “gerçekçi davranış” sergilerler.
Sağlık Bakanlığı’ nın bu salgındaki en stratejik hatasının her akşam açıkladığı korona tablosundan kaynaklandığını düşünüyorum.
Ben olsam, hasta sayısını, vaka sayısını, ağır hasta sayısını, yoğun bakımdaki hasta sayısını, vefat sayısını, ölenlerin altta yatan hastalıklarını, test yapılma endikasyonlarını ve test sonuçlarının dökümünü tam ve net olarak açıklardım.
Korkutma metodu taraftarı olmadığım gibi küçümseme metodu da bana göre yanlıştır.
Halkın bu tedbirlere hükumet istediği veya ceza yememek için değil kendi sağlıkları, kendi iyilikleri için uymaları gerektiğini benimsemesi sağlanmalıdır.
Çok korkutulandan da çok gevşetilenden de doğru davranış içinde olmaları beklenemez.
Hıncal Uluç’ un yazdığı gibi “Anlatarak, iknâ ederek, inandırarak öğretecek ve uygulatacaksınız yasakları.. Herkes gönüllü olacak. Çevresini de zorlayacak…”
Gelelim neticeye
Bu salgın bitene kadar herkes kendini koronavirüs testi pozitif olarak kabul etmeli, hem kendi hem etrafındakilerin sağlığı için söylenen tedbir ve ikazlara gönülden uymalıdır.
Hıncal Uluç’ un yazdığı gibi “Anlatarak, iknâ ederek, inandırarak öğretecek ve uygulatacaksınız yasakları.. Herkes gönüllü olacak. Çevresini de zorlayacak…”
Tayvan’ ın başarısını bu şekilde yorumluyorum.
***
Hürriyet’ in haberi:
Koronavirüsten en az etkilenen yerlerin başında gelen Tayvan’ ın başarısını tüm dünya gıpta ederek izliyor.
Gelen son dakika haberlerine göre vaka ve ölüm sayılarında adeta bir mucize yaratan Tayvan’ ın bu başarısının altında ise eski salgınlardan edinilen tecrübenin büyük payı var… Ülkede 200 gündür yerel vakaya rastlanmıyor.
SARS salgınında edindiği tecrübeyle erken ve etkili tedbirler alan Tayvan, yeni tip koronavirüsün yayılmasını önleme ve salgını kontrol altında tutmada ender başarılı örneklerden biri oldu.
Tayvan, dünyadaki çok sayıda ülkenin aksine, salgına karşı tedbir olarak topyekûn karantina uygulamadı. Sokağa çıkma yasaklarına başvurulmadı, okullar, iş yerleri ve işletmeler sürekli açık kaldı.
Türkiye’deki Temsilci Çıng, salgın süresince Tayvan halkının büyük çoğunluğu için hayatın olağan akışında devam ettiğini vurgulayarak, “Tayvan, salgının başından bu yana halkın bilinçli dikkati ve zamanında alınan tedbirler sayesinde topyekûn karantinaya ihtiyaç duymadı.” dedi.
‘VİRÜS RİSKİ SONA ERMİŞ DEĞİL’
Tayvan’da 200 günden fazla süredir yerel kaynaklı vakaya rastlamamasının büyük bir başarı olduğunu ifade eden Çıng, “Yerel vaka görülmemesi virüs riskinin kalmadığı anlamına gelmiyor. Amacımız riski yönetilebilir hale getirmek. İnsanlara gündelik hayatlarında salgına karşı mücadele önlemlerini uygulamayı sürdürmelerini salık veriyoruz.” diye konuştu. Temsilci Çıng, kış öncesinde olası yeni dalgaya ve mevsimsel hastalıklara karşı hazır olduklarını ifade etti.