Altınova Gazetesi
2020-10-20 17:24:43

KOVİD’de Bağışıklığı Binterferonlar Belirliyor

Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA (Prof.Dr.)

20 Ekim 2020, 17:24

KOVİD’ de oluşan bağışıklıkta interferonların oynadığı rol her geçen gün daha iyi anlaşılıyor.

Koronavirüsler de dahil patojenlere karşı ilk savunma bağışıklık sisteminin doğuştan itibaren bulunan yani hazır olan kısmı (innate immunity) ile başlıyor (1).

-KOVİD enfeksiyonuna karşı korunmada TLR ve RLR aracılı tip I interferon üretimi gereklidir.

-Enfeksiyonunun akıbetini, koronavirüslerin kopyalanmasına göre interferon cevabının zamanlaması belirler.

-Optimal NLRP3 enflammazom aktivasyonu konakçı için faydalıdır ancak anormal aktivasyon, zararlı enfeksiyon sonuçlarına yol açabilir.

-Spesifik koronavirüs enfeksiyonları, enflamatuar hücre ölümünü (PANoptoz) aktive ederek sitokin salınımını indükleyebilir.

-KOVİD hastalığı toleransı yaşa, türe ve cinsiyete bağlı olarak ortaya çıkar.

KOVİD tablosunun ağırlığında interferonlar çok önemli rol oynuyor (2)

BİR: Tip 1 interferonların KOVİD enfeksiyonunda ve ağır tabloların oluşumunda da kritik bir rolü vardır.

İKİ: Ağır KOVİD vakalarının yüzde 14’ünde interferon cevabı genetik kusurlar veya interferona saldıran oto-antikorlar yüzünden bozulmuştur. Milyonlarca insanın KOVİD’e yakalandığı hesaba katıldığında bu vakaların sayısının ne kadar çok olacağı anlaşılacaktır.

ÜÇ: Uzun zamandır başka hastalıkların tedavisinde kullanılan sentetik interferonlar bazı ağır KOVİD vakalarında faydalı olabilirler ama interferonların çalışmasını bozan mutasyonlar veya onlara saldıran antikorlar olanlarda bu tedavi bir işe yaramayacaktır.

DÖRT: Bu mutasyon ve oto-antikorlara sahip olanların önceden tespitiyle ağır KOVİD riski olan bu kişiler için çok daha sıkı korunma tedbirleri alınabilir veya bunlara aşı için öncelik tanınabilir.

BEŞ: KOVİD’den iyileştikten sonra başkalarına verilmek üzere plazmaları alınan hastalarda bu oto-antikorlar da bulunabileceği için çok dikkatli olunmalıdır. Plazma tedavisi bu durumda ölümcül de olabilir.

İnterferonların virüsler arası etkileşimleri (viral interference) belirleyebiliyor (3)

Rinovirüs ve influenza A veya rinovirüs ve RSV birlikteliğinin araştırıldığı çalışmalarda iki virüsün aynı zamanda tespiti tesadüfen beklenenden önemli ölçüde daha düşük bulunmuştur.

Önceden interferon tedavisi veya rinovirüslerle önceden bir enfeksiyonun influenza A virüsü üremesini baskıladığı, önceki rinovirüs enfeksiyonunun influenza A enfeksiyonu erken dönemlerinde ISG ekspresyonunu büyük ölçüde artırdığı ve ISG indüksiyonunun önlenmesinin rinovirüs enfeksiyonundan sonra influenza A çoğalmasını sağladığı tespit edilmiştir.

Rinovirüs veya diğer RNA virüsleriyle enfeksiyonlar belirtiye yol açmıyor olsalar bile hava yollarında interferonla uyarılan genleri (interferon-stimulated genes=ISGs) aktive edebilir.

Bu cevap hazır bağışıklık tarafından virüse ait nükleik asitlerin tanınmasıyla başlar ve tip I ve tip III interferon sentezi ve antiviral ISG’ lerin aktivasyonuna yol açar.

İnterferon sentezinin genetik veya sonradan bozulmuş olduğu kişilerde havayollarındaki ISG ekspresyonu baskılanacağı için birden fazla virüsle aynı anda enfeksiyonlar daha sık görülecektir.

İnterferon nedir?

İnterferonlar, vücut hücreleri tarafından virüslerin çoğalmasını önlemek için enfeksiyonun erken döneminde üretilen proteinlerdir.

Virüs bir hücreye girip üremeye başladığında hemen bir lokal cevap başlatırlar ve hücrenin virüse saldırması için protein üretirler.

Bunlar, tabii öldürücü hücreler ve makrofajlar gibi bağışıklık hücrelerini aktive ederler, MHC antijenlerinin ekspresyonunu artırarak antijen sunumunun düzenlemesini artırırlar ve komşu hücreleri enfeksiyonla mücadeleye hazırlarlar.

İnterferonlar, virüs enfeksiyonlarında çok sık görülen ateş, kas ağrısı, halsizlik gibi belirtilerden de mesuldürler.

20’den fazla interferon geni ve proteini vardır ve tip I, tip II ve tip III olarak sınıflandırılırlar.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.