İndependent Türkçe‘ deki yazım:
Diyabetiklerin genel olarak enfeksiyonlara daha hassas oldukları ve hastalığın bunlarda daha ağır seyrettiği çok iyi bilinir.
Daha önceki SARS ve MERS salgınlarında da diyabeti olanlarda hastalığın daha ağır seyrettiği ve ölümlerin daha çok görüldüğü tespit edilmişti.
Hastanede, yatırılarak tedavi edilmesi gereken 5 bin 700 KOVİD’li hastadan yüzde 56,6’sında hipertansiyon, yüzde 41,7’sinde obezite ve yüzde 33,8’inde de diyabet olduğu, vakaların sadece yüzde 6’sında herhangi bir kronik hastalık bulunmadığı belirlendi.
7 bin 337 KOVİD hastası üzerinde yapılan bir başka araştırmada da, tip 2 diyabeti olanlarda çoklu organ hasarının daha çok görüldüğü, ölüm oranının diyabeti olmayanlara göre 3 misli yüksek olduğu ortaya çıktı.
Bu hastalarda kan şekeri kontrolünün iyi yapılmasının mortaliteyi ciddi derecede azalttığı da görüldü.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC)’ye göre, tip 2 diyabet ve metabolik sendrom KOVİD ölüm riskini 10 misli artırabilir.
Metabolik enflamasyon bağışıklık sistemine zarar verir, vücudun enfeksiyonla mücadele kabiliyetini azaltır, iyileşmeyi bozar ve geciktirir.
Tip 2 diyabetin akciğer de dahil olmak üzere kalp ve karaciğerde ACE2 aktivasyonunu artırması koronavirüs enfeksiyonlarındaki çoklu organ yetersizliğini açıklar.
Şeker hem reseptöre hem virüse bağlanarak enfeksiyonu ağırlaştırır
KOVİD enfeksiyonu ve ağırlığı, akciğer hücrelerinde glikozillenmiş koronavirüs partiküllerinin ve glikozillenmiş ACE2 reseptörlerinin konsantrasyonuyla alakalı olabilir.
KOVİD hastalarının çoğunda bilinen veya henüz teşhis edilmemiş diyabet vardır.
Bin 122 KOVİD hastası üzerinde yapılan gözleme dayalı bir araştırmada, diyabeti ve hiperglisemisi olanlarda ölüm oranı 4 misli, daha önce bilinen diyabeti olmayıp da hastanede yattıkları sırada hiperglisemi gelişenlerde 7 misli yüksek bulunmuştur.
Virüsün hücreye girişi ve kan şekeri
Yeni tip koronavirüs, hücre içine yüzeyindeki ACE2 reseptörüne bağlanarak girer ve bu işlemin gerçekleşmesi için de hem virüs hem ACE2 proteinlerine şeker moleküllerinin bağlanması gerekir.
Kovid enfeksiyonu ve ağırlığı, akciğer dokusunda şeker kaplı virüsler ve şeker kaplı ACE2 reseptörlerinin konsantrasyonu ile ilgilidir.
Akciğerlerdeki bağışıklık cevaplarının derecesi ve kontrolünü, semptomların başlamasından 8-10 gün sonra spike proteinlerine bağlanan şeker miktarı da belirleyebilir.
Pankreasta da ACE2 reseptörleri var
Pankreasta insülin üreten adacık hücrelerinde çok sayıda ACE2 reseptörü bulunur ve bu hücreler enfekte olduklarında insülin yapamaz olurlar ve böylece KOVİD’de kan şekeri yüksekliği ortaya çıkar.
Diyabetik farelerde kan şekeri yüksekliğinin akciğerlerde şeker kaplı ACE2 reseptör sayısını artırdığı gösterilmiştir.
Böylece hem reseptör sayısı hem de onlara yapışacak şeker miktarı artmıştır, virüsün hücreyi enfekte etmesi kolaylaşmıştır.
İnsülin varlığında veya diyet ve egzersizle şekerin azalmasıyla ACE2 reseptör sayısı da onlardaki şeker de azalır ve tüm bunlar virüsün hücreye girmesini zorlaştırır.
Hemoglobin A1c de hem diyabetlilerde hem diyabeti olmayanlarda KOVİD riskini belirlemede kullanılabilir.
Hidroksiklorokin nasıl etki eder?
KOVİD tedavisinde umut bağlanan ilaçlardan hidroksiklorokin, hücre içinde proteinlere şeker ilave edilmesini bloke ederek etki ediyor olabilir.
Böylece virüsün reseptörüne bağlanması engellenir ve enflamatuar cevap bundan etkilenir.
Erken dönemde verilen ilacın daha etkili bulunması da bunun dolaylı bir delîli olarak görülebilir.
Gelelim neticeye
BİR: Hastaneye yatırılması gereken KOVİD hastalarında diyabet ve/veya kontrolsüz hiperglisemiye sık rastlanır ve bunlarda hastanede yatma süresi daha uzun, ölüm oranı daha yüksektir.
İKİ: Özellikle kontrolsüz hiperglisemide ölüm oranı daha da fazladır.
ÜÇ: KOVİD hastaları sadece solunum ve kalp bakımından değil kan şekeri bakımından da yakından takip ve tedavi edilmelidir.
DÖRT: Diyabetlilerde kan şekerinin daha iyi kontrolü Kovid’in şiddeti ve yayılmasını kontrol etmede, ölümleri önlemede çok önemlidir.