Bilim adamları tarafından geliştirilen yeni bir maske sayesinde virüsleri sadece engellemek değil öldürmek de mümkün olacak (1).
Isıtılmış bir bakır ağ içeren maskeyi takan kişi nefes alıp verirken hava bakır ağdan geçiyor.
Hava içinde bulunan virüs zerreciklerinin hareket yavaşlarken virüsler bakır ağ ve yüksek sıcaklık tarafından etkisiz hâle getiriliyor.
Araştırmalarda maskenin boyutuna bağlı olarak 90 derecede virüslerin sayısında bin ile milyon kat arasında azalma olduğu belirlendi.
Sıcaklık, küçük bir pil ile çalışan 0.1 milimetre kalınlığında bir bakır ağ veya termoelektrik ısıtıcı üzerinden bir elektrik akımı geçirilerek elde edildi.
Bakır ağ, maskenin dışının giyilemeyecek kadar ısınmasını önleyen bir yalıtım malzemesi olan neopren ile çevrildi.
Maskenin prototipi yapıldı ve yakında denenmesine başlanacak.
Bugün kullanılan N95, cerrahi ve bez maskeler virüsleri sadece boyutuna veya elektrik yüküne göre filtre ediyorlar.
Prototipleri, maskeyi birkaç saat ısıtmak için yeterli gücü sağlayacak ve solunmadan önce havayı soğutacak 9 voltluk bir pil ihtiva ediyor.
Saç kurutma makinesinden ilham almış olabilirler
Bu maskeyi planlayanların, salgının ilk günlerinde gündeme gelen ve bir Zihni Sinir “procesi” olan saç kurutma makinesi ile buruna sıcak hava püskürtülerek virüslerin etkisizleştirilmesi uygulamasından ilham aldıklarını tahmin ediyorum (2).
200’den fazla bilimsel yayını olan, BMJ Open Heart tıp dergisi editörlerinden Saint Luke’s Mid America Heart Institute’da kalp-damar araştırmaları yapan Dr. James DiNicolantonio buruna sıcak hava püskürtülmesine benzer sauna tedavisinin RNA türü virüslere etkisi olabileceğini açıklamıştı.
Ona göre, sauna sıcak şok proteinleri vasıtasıyla RNA virüslerinin çoğalmasını önleyebilir:
HSP70 —> prostaglandinler A1 and J2 —> virüs çoğalması baskılanıyor.
Düzenli olarak girilen saunanın soğuk algınlığı sıklığını azaltabileceğini gösteren, bilimsel değeri fazla olmayan bazı yayınlar da var.
Bu maske daha pahalı olacak
Diğerlerine göre maliyeti daha yüksek olacak olan bu maskeler daha ziyade sağlık çalışanları ve fiziki mesafenin muhafaza edilmesinin mümkün olmadığı kalabalık vasıtalar gibi ortamlar için daha uygun görünüyor.
Maskenin bir avantajı da temizlenmesi mümkün olduğundan defalarca kullanılabilmesi.
Gelelim neticeye
Deneyler yapılmadan maskenin ne kadar işe yaradığını, ne gibi riskler barındırdığını şimdiden bilmek mümkün değil ama tıpkı boğaz gargaraları ve burun spreyleri gibi virüslere karşı doğrudan müdahale etmeye odaklanmayı çok mantıklı buluyorum (3, 4, 5).
Bu çalışmalardan hakikaten işe yarayan bir maske veya yöntemin çıkıp çıkmayacağını bize zaman gösterecek.
Ben prensip olarak bu tür “zıpır icatları” destekliyorum.
Karatay Hoca’ mın ve Oytun kardeşimin kulakları çınlasın!