Altınova Gazetesi
2019-09-27 14:17:01

Böyle Grip Aşısına Can Kurban

Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA (Prof.Dr.)

27 Eylül 2019, 14:17

İnsanları hayatları boyunca tüm grip virüslerine karşı koruyacak bir aşı geliştirmenin mümkün olduğunu ama bunun endüstrinin işine gelmediğini, bu alandaki çalışmaların yeterli mali destek bulunamadığı için “ağır aksak” yürüdüğünü defalarca yazdım.Bugün, tüm grip virüslerine karşı koruma sağlayabilecek “üniversal bir grip aşısı” geliştirilebilmesi için umut vadeden bir araştırmadan bahsetmek istiyorum.

İngiltere’ de Imperial College uzmanları tarafından gerçekleştirilen bu araştırma Nature Medicine isimli tıp dergisinde yayınlandı (1).

Araştırma için 2009’ da domuz gribi salgını başladığında 342 kişinin kan örnekleri alındı ve bunlardan sonraki iki grip mevsiminde griple ilgili belirtileri kaydetmeleri istendi.

Araştırma sonunda pandemi başlangıcında kanlarında fazla miktarda CD8+ türü T-hücresi bulunanların grip belirtisi göstermedikleri veya gribi çok hafif atlattıkları ama CD8+ T hücreleri az olanların ağır grip yaşadıkları tespit edildi.

Uzmanlar bu sonuçlara dayanarak, bağışıklık sistemini daha fazla CD8+ türü T-hücresi üretmek için uyaran aşıların grip virüslerine karşı çok etkili olacağını, bu sayede kuş veya domuzlarda mutasyona uğrayarak insanlara bulaşan virüslere karşı bile koruma sağlanabileceğini iddia ediyorlar.

CD8+ T hücreleri nedir?

Grip geçiren insanların genel olarak daha sonraki senelerdeki salgınlardan az etkilendikleri veya hiç etkilenmedikleri biliniyordu ama bunun immünolojik mekanizmaları belli değildi.

Bu araştırma sayesinde bu işin sırrına da erişmiş olduk.

Bir insan grip geçirdiği zaman bağışıklık sistemi virüs öldüren hücreleri olarak bilinen CD8+ T-hücreleri üretiyor.

T-hücreleri antikorlar gibi virüslerin yüzeyinde bulunan antijenleri değil virüsün pandemi yaratan virüslerde bile değişmeyen gövdesini hedef alıyor.

Bu araştırma, 2009’ daki domuz gribi pandemisinin, T-hücrelerinin vücudun o güne kadar tanımadığı ve vücutta onlara karşı antikor bulunmayan virüsleri tanıdığını ve vücudu onlara karşı koruduğunu gösteren tabii bir deney olarak görülebileceğini ortaya koyuyor.

Standart aşılar nasıl etki ediyor?

Neredeyse 70 seneye yakın zamandır uygulanan standart grip aşıları bir önceki sene en çok salgın yapan iki A ve bir B tipi virüsün yüzey antijenlerinden hazırlanıyor.

Grip virüslerinin yüzeyindeki antijenler ise sürekli değişiklik gösteriyor; bu yüzden de aşıların etkili olabilmesi için birinci şart hastalık yapan virüsün aşıdaki üç virüsten biriyle tıpa tıp uyması gerekiyor.

Hastalık yapan virüs aşılardakilerle antijenik benzerlik göstermediği zaman aşı daha baştan “çöpe gidiyor”.

Diyelim ki geçen sene de olduğu gibi hastalık yapan virüs aşıdaki virüslerden birinin antijenik olarak “tıpa tıp aynısı olması da gribe karşı tam korunma sağlanması için yeterli değil”.

Zira hem aşı ile sağlanan antikor cevabı hastalıkla savaşmak için yeterli değil hem de bu antikorların ancak 3-4 aylık bir etki süreleri var.

Üstelik bir de aşı olan bir kişi virüsü aldığı zaman bu antikorlar yüzünden virüse karşı tam bağışıklık gelişmediğinden (yani bu araştırmanın da gösterdiği gibi CD8+ T-hücreleri oluşmadığından) daha sonraki salgınlarda çok daha ağır grip geçirmek durumunda kalıyor (Kanada fenomeni).

Buna göre, bu standart grip aşıları bırakın insanları gripten korumayı yeni grip virüsü salgınlarında onları adeta ölüme sürükleyen bir uygulama oluyor.

Yeni diye sunulan, içinde iki A iki B tipi virüs, 4 misli fazla antijen veya skualen gibi bağışıklığı uyaran maddeler bulunan aşılar da aldatmacadan başka bir şey değil; yüzey antijenlerinden hazırlanan her türlü grip aşısı “ticari aşıdır”.

Gelelim neticeye

Üniversal grip aşıları üzerinde yapılan başka çalışmalar da var ama başta ad dediğim gibi bu tür araştırmaların endüstri tarafından destek görmediğinden ağır aksak ilerliyor.

Bu durumda da bu araştırmaları teşvik etmek “halkının sağlığını düşünen hükümetlere” düşüyor.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.