Büyük bir seçim sürecini geride bıraktık.
Millet, sandıkta tercihini yaptı. Hem Cumhurbaşkanını ve hem de vekillerini seçti. Seçimlerden, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ve Cumhur İttifakı zaferle çıktı.
Parlamenter sistemden, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ne geçildi.
Zaman kaybedilmeden Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle, Devlet idaresi ve Bakanlıkları yeniden yapılandırdı. Bakanlar ve Bakan Yardımcıları belirlendi ve hızlı bir şekilde göreve başlandı.
Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle, Millî Eğitim Bakanı olarak Prof. Dr. Ziya SELÇUK görevlendirildi.
Eğitimin içinden gelen, öğretmenliği, okulu, öğretmenler odasını, atölyeyi, laboratuvarı ve eğitimi iyi bilen bir Millî Eğitim Bakanı geldiği için tüm Türkiye olarak sevinçli, umutlu ve mutluyuz.
Bakan Yardımcısı olarak göreve başlayan Sayın İbrahim ER, Reha DENEMEÇ, Prof. Dr. Mahmut ÖZER ve Prof. Dr. Mustafa SAFRAN alanlarında uzman, eğitimci, planlamacı, işin ehli, liyakatli ve ehliyetli şahsiyetler. Bu isabetli atamalarla eğitimimiz yeni bir ivme kazanacaktır.
Bakanımıza ve Bakan Yardımcılarımıza başarılarının devamını diliyoruz.
Evet, şimdi icraat zamanı,
Şimdi Fatihler yetiştiren fedakâr öğretmenleri sevindirme zamanı.
Son 2 haftada ülkemiz üzerine ekonomik bir savaş uygulanmaktadır. İnşallah usta kaptanlar elinde bu fırtınayı da atlatırız.
Öğretmenlerin yeni bakanımız Sayın Ziya SELÇUK’tan beklentileri:
Öğretmenlerin Ek göstergeleri 3600 çıkarılsın.Öğretmenler, 3600 ek göstergeyi aldığında emekli maaşlarında iyileşme olacaktır. Büyük bir sayıdaki öğretmenler emekliye ayrılacak. Boşaltılan kadrolara, tayin bekleyen on binlerce genç öğretmen atanacaktır. Böylece on binlerce gence iş ve aş imkânı doğacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın 26 Mayıs 2018 tarihinde, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen iftar etkinliğinde, 2018 Yılı Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçim Beyannamesi’ni açıkladığı konuşmasında Cumhurbaşkanımız Sayın Tayyip ERDOĞAN ne demişti?
Hatırlayalım. Hatta kendi ifadesiyle aynen verelim:
''Değerli kardeşlerim önemli bir konuya geliyorum. Burayı hassas dinleyelim. Polis, öğretmen, hemşire, din görevlilerimize bir müjde vermek istiyorum. Öğretmen, polis, hemşire ve din görevlileriyle beraber diğer idarecilerimizin de emeklilik ek göstergelerini 3 bin 600'e çıkaracağız. Buradaki adaletsizliği gidermiş olacağız'' demişlerdi.
Sayın Cumhurbaşkanımız, 100 günde yapacakları projeleri açıkladı. Ancak 3600 emekli ek göstergesi ilk 100 günde yapılacaklar arasında yok. 2019 Yılı Bütçesine yer vereceğini ümit ediyorum.
2.İdareci atamada ehliyet ve liyakate önem verilsin.
Devletine ihanet etmeyen, aklını ve iradesini başkasına ipotek etmeyen, yeterli, yetkin, yetenekli, işin ehli eğitimcilere, yönetim kadrosunda yer verilmelidir. Ehliyetli ve liyakatli sayısı fazla olması halinde bir de sadakatli olanlar tercih edilmelidir.
Yeni Bakanımız Ziya SELÇUK Beyefendi, işin ehli olanı, ehliyetli, liyakatli, devletine ve milletine sadakatli, maddi ve manevi değerleri özümsemiş,çalışkan, dürüst, yurt dışında ülkesini layığı ile temsil etmiş, barışta Mevlana, savaşta Alp Er Tunga olan şahsiyetleri yönetim kademesine getireceğine olan inancımız tamdır.
3. Birleşmiş Milletler, NATO, UNİCEF gibi Uluslararası kuruluşlar ile TİKA, Dışişleri Bakanlığına bağlı birim olan İl İmar Ekipleri’nde (PRT) başarılı bir şekilde görev yapmış, yurtdışında devletini ve ülkesini en iyi şekilde temsil etmiş, proje uygulamış, adı geçen kuruluşlar tarafından teşekkür ve takdirle taltif edilerek bu başarısı ispat edilmiş projeci eğitim personelleri değerlendirilsin.
MEBBİS’teki bilgilerden bu gibi personelin varlığı ve sayısı kolayca tespit edilebilecektir. Bu gibi işin ehli ve liyakatli personel sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdır.
Yeni Bakanımız Ziya SELÇUK tarafından, bu gibi kıymetli şahsiyetlerin araştırılıp, bulunup Bakanlık merkez teşkilatında yönetici olarak değerlendirilmesi halinde, Türk Eğitim Sistemine büyük katkı sağlamış olacak ve vebalden de kurtulmuş olacaktır.
4.Öğretmenlikte Kariyer Sistemi (uzman ve başöğretmenlik) biran önce hayata geçirilsin.
Yüksek Lisansını ve doktorasını yapmış öğretmenler ile 2006 yılında uzman ve başöğretmenlik sınavına giremeyen öğretmenlere, biran önce uzman ve başöğretmen olma imkânı verilmelidir.
Yüksek Mahkemenin 2009 yılında iptal ettiği ve yürürlüğün durdurulmasını istediği bazı maddeler 2018 yılına gelindiği halde bir türlü yeniden düzenlenemedi. Biran önce “Öğretmenlikte Kariyer Sistemi’ hayata geçirilsin.
Yılında olduğu gibi, yapılacak Uzman ve Başöğretmenlik Sınavından alınacak puanın kısmi bir ağırlığı olmalıdır. Ayrıca diğer başarıları ve faaliyetleri de değerlendirilmelidir.2006 yılında yayımlanan Uzman ve Başöğretmenlik Sınavı Kılavuzda eksik kalan yurtdışı görevlerde bulunan personelin durumu ile ilgili aşağıdaki maddeler yeni kılavuza eklenmelidir.
Uluslararası kurum ve kuruluşlarda görev yapanlara, (Eğitim danışmanı, Eğitim müşaviri, Temsilci, delege, Genel Sekreter Yardımcılığı vb.) TİKA başta olmak üzere Uluslararası kurum ve kuruluşlarla ortak proje uygulayanlara, Yurtdışındaki faaliyetlerindeki başarılarından dolayı TİKA, Dışişleri Bakanlığı ve görev yapılan ülke yetkilileri ile uluslararası kurum ve kuruluşlardan verilen Teşekkür/Takdir/Başarı/Madalya Berat, Üstün Başarı belgelerine, Yurtdışındaki kurum ve kuruluşlarda görevde iken Uluslararası düzeyde yapılan sınavlarda soru hazırlayanlara, eğitim materyali hazırlayanlara, Yurtdışında öğretmen eğitimi veya yetişkin eğitimi konularında kurs/seminer düzenleyenlerebelirli bir ağırlık oranında ek puan verilmelidir.
6. Uzman ve Başöğretmenlerin görevde iken aldıkları ek ödeme, tazminat vb. emekli olunduğunda kesilmesin. Emekli aylıklarına yansımaya devam etsin.
7. Ataması yapılan stajyer sözleşmeli öğretmenlerin, sözleşmeli aday öğretmen yetiştirme programı sonrasında yapılan merkezi yazılı sınavı kaldırılsın.
8. Sözleşmeli öğretmenlerden atandığı ilde 3 yılını tamamlayanlar, kadroya geçirilsin.
9. Sözleşmeli ve kadrolu öğretmenlerin özlük ve sosyal hakları eşitlensin. Sözleşmeli öğretmenlik uygulamaya ilk geçirildiğinde zamanın Millî Eğitim Bakanı;“Sözleşmeli öğretmen ile kadrolu öğretmen arasında fark olmayacak. Sosyal ve ekonomik hakları aynı olacak maaş, ek ders ücreti izin vb. diğer haklar kadrolu öğretmenler ile aynı olacak tek fark; atandığı ilde 4+2 =6 yıl zorunlu hizmet yapılacak” denilmişti.
Ancak uygulama söylenen gibi olmadı. Sözleşmeli öğretmenler, maaşın farklı, ek ders ücretinin farklı, izinlerin farklı olduğunu gördüler. Bu farklılıklar giderilmelidir. Son dönemde izin işlemlerinde yapılan eşitleme memnuniyet verici bir gelişme olarak takdir topladı.
10. Zorunlu hizmet bölgesinde çalışan ve hafta sonu yetiştirme kurslarında görev alan sözleşmeli öğretmenler, MEBBİS’ lerinde, hizmet puanını göremediklerini dile getirmektedirler.
Şimdiki mevzuata göre, sözleşmeli öğretmenlere hizmet puanı ancak 4 yılını bulunduğu okulda tamamlayan ve kadroya geçtikten sonra verilmektedir. Bu şekilde 4 yıl beklemeye gerek yok. Çalışanlara hizmet puanı anında MEBBİS sistemine anında işlenmelidir. Öğretmenlerde puanlarını görebilme imkânı verilmelidir.
11. Sözleşmeli öğretmenlerden atandığı ilde 3 yılını tamamlayanlara özür/eş durumundan tayin isteme hakkı verilsin.
Sözleşmeli öğretmenler, meslektaşı ile evlenmesi halinde kısmen eş durumundan atanma hakkı veriliyor. İhtiyaç duyulan yere diğer öğretmen eş gelebiliyor. Ancak kamu ve özel sektörde çalışanlarla evlenen binlerce öğretmen, eş durumundan atama hakkından mahrum kaldıklarından, aile bütünlüğünü sağlayamıyor. Eşinden ve çocuklarından ayrı yaşamak zorunda kalıyorlar. Aileler parçalanıyor, bu gibi öğretmenlerin aile bütünlüğü sağlanmalıdır.
Bekâr olan binlercesi ise; kamu ve özel sektörden kısmeti çıktığı halde mevcut mevzuata göre, 6 yıl eş durumundan tayin isteme hakkım yok diye gelen kısmetlerini kabul edemiyorlar. Dolayısıyla gelen teklife evet diyemiyorlar, evlenemiyorlar.
2018 yılı Ağustos ayının ilk haftasında sözleşmeli öğretmenlere, hastalık nedeniyle nakil hakkı verilmesi sevindirici bir gelişme. Sağlık Bakanlığı 2018 yılı içinde sözleşmeli çalışanlarına eş durumundan tayin isteme hakkı verdi. Aynı hükümetin iki bakanından iki ayrı uygulama yapılması uyumu bozmaktadır.
Millî Eğitim Bakanlığından, zorunlu hizmet bölgesinde en az 3 yıl çalışan sözleşmeli öğretmenlere eş durumundan tayin isteme hakkı vermesi beklenmektedir.
12. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde birer maaş ikramiye verilsin.
13. Çoklu Performans Değerlendirilmesi (Öğrenci, veli, zümre öğretmenleri ve müdür) uygulaması kaldırılsın.
14. Her öğretmen, 3 yılda bir bireysel ve mesleki gelişimleri için zorunlu hizmet içi eğitime alınsın.
Hizmet içi eğitimlere, eşi, dostu, torpili olanların katıldığı algısı ortadan kaldırılmalıdır.
15. Türk millî kültürü, öğrencilere, çağdaş bilimin ışığı altında verilsin. Değerler eğitimine gereken önem verilsin.
Çocuklarımızın millî ve dinî değerlerimizden uzaklaştığı gözlemlenmektedir. Bu nedenle, çocuklarımıza millî, dini ve evrensel değerler kavratılmalıdır. Hak, hukuk, adalet, devlet, vatan, din, iman, bayrak, millet, örf, adet, millî kültür, beytül mal, yetim malı, haram, helal nedir bilsin çocuklarımız.
16. Eğitim ve öğretim sınav odaklı olmaktan çıkarılsın. Sınav, eğitim ve öğretimin önüne geçirilmesin.
Sayın Bakanımız Ziya SELÇUK’un ifade ettiği gibi “Başarı, sınav sonuna kadar unutmamaktır; muvaffakiyet ise, vakıf olmak, hazmetmek, içselleştirmek, öğrendiğini yaşam yoldaşı kılmaktır”
Avrupa’da olduğu gibi yaparak, yaşayarak, eğlenerek öğretme yolunu tercih edilmelidir. Sınav ve test odaklı eğitim sistemimizde, Fen Bilimleri, Fizik, Kimya ve Biyoloji Öğretmenleri derslerini laboratuvarda yapmak istediğinde önce öğrenci /veli sonra okul müdürleri karşı çıkmakta, laboratuvarda ders işleme, zaman kaybı gibi görülmektedir.
17. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ile işbirliğine gidilerek, öğretmenlere, uygulamalı fen ve sosyal bilimleri eğitimi verilsin.
Bu yönde Sayın Bakan Yardımcımız Mustafa SAFRAN’ın başlattığı MEB ve TÜBA işbirliği geliştirilmelidir.
18. Öğrencilerimizi “Fen Okuryazarı yapmalıyız” ve “Fen Becerileri kazandırmalıyız”
Olguları bilimsel olarak açıklayabilen, bilimsel sorgulama yöntemi tasarlama ve değerlendirmesi yapabilen, verileri ve bulguları bilimsel olarak yorumlayabilen öğrencileri yetiştirmeliyiz.
Fen eğitimine ağırlık verilmelidir. Fen Liseleri sayısı ve kalitesi artırılmalıdır. Seçilmiş öğrencilerin geldiği Fen Liselerine, proje okullarına geçmişte yapıldığı gibi sınavla öğretmen ataması yapılmalıdır.
19. 12 yıllık zorunla eğitimin amacı: öğrenciyi hayata ve üniversiteye hazırlamaktır ancak uygulamada sadece üniversiteye hazırlık odaklı olarak işlenmektedir.
Hayata hazırlama boyutu ihmal edilmektedir.
20. Ortaöğretimdeki başarılı ve yetenekli öğrencileri öğretmenlik mesleğine yönlendirebilmek için öğretmenlik cazip hale getirilmelidir.
Öğretmenlerin saygınlığı ve ekonomileri cazip hale getirilsin.
Para her şey değildir ancak, gümümüz toplumunda saygınlık, para ile ekonomik güç ile ölçülüyor. Fakir ve yoksul bir öğretmenin, öğrencilerinin gözünde saygınlığı maalesef yeteri kadar olmuyor. Öğretmenlerimiz, ekonomik yönden güçlendirilmelidir.
Ne büyük bir şans ki “Şahsiyeti, şahsiyet bina eder. Öğretmeni hakikaten güçlendiremeyeceksek kimse gelecek vadetmesin” Diyen ve öğretmenleri güçlendirmek gerektiğine inanan bir Millî Eğitim Bakanımız var.
21. Öğretmenlere, ölçme ve değerlendirme konusunda hizmet içi eğitim verilsin.
Öğretmenlere, öğrencilerin kazanımlarını değişik seviyelerde ve doğru ölçebilecek soru hazırlama tekniği konusunda zorunlu hizmet içi eğitim verilmelidir.
Öğrencilere, yazılı ve sözlü sınavlarda çoğu kez bilgi düzeyinde, az sayıda da kavrama düzeyinde soru sorulduğu görülmektedir. Öğretmenlerimiz, sentez, analiz, değerlendirme ve uygulama düzeylerinde daha çok soru sormalıdır. Öğretmenlerimize bu düzeylerde soru hazırlama ve ölçme teknikleri konularında hizmet içi eğitimi verilmelidir.
Öğretmenlerimiz bu düzeylerde soru sorduğunda, bu düzeylerde kazanım ölçtüğünde, öğrencilerimiz PİSA’da daha başarılı olacaklardır. İşte o zaman uluslararası düzeyde yapılan sınavlarda yüzümüzü güldüren sonuçlar almaya başlayacağız.
22.Uluslararası Bilim Olimpiyatlarına, Öğrenci Hazırlayacak Rehber Öğretmen Yetiştiren Eğitimler verilmelidir.
Ulusal ve Uluslararası Bilim Olimpiyatlarına katılacak olan resmî ortaöğretim kurumları öğrencilerinin bu yarışmalara hazırlanması, katılması ve konuya ilişkin gönüllülük ve motivasyonlarının arttırılmasını sağlamak maksadıyla Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesinde bulunan resmi ortaöğretim kurumlarında görev yapan bilgisayar, matematik, fizik, kimya ve biyoloji öğretmenlerinin Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) desteğinde konuya ilişkin bilgi ve potansiyelleri geliştirilmelidir.
Bu konuda 2016 yılında bir çalışma başlatıldı. Ancak 15 Temmuz hain başarısız darbe girişimi öncesi ve sonrasındaki gelişmeler bu çalışmalara sekte vurdu. Şimdi konu daha ciddi olarak ele anlanmalı, olimpiyatlara öğrenci hazırlayacak öğretmenlerin yetiştirilmesi sürdürülmelidir.
23-Okul idarecilerinin maaş karşılığı derse girme zorunluluğu 6 saatten 4 saate indirilmelidir.
Okullarda yeteri kadar memur olmadığından okul idarecileri zamanlarının çoğunda memurluk görevi yapmaktadır. Özellikle Meslek ve Teknik Anadolu Liselerinde normal öğrenci işleri yanında, sektöre staj uygulamasına giden öğrencilerin iş yükü de binmektedir. (Öğrencilerin sigorta girişleri, öğrenci işletme katkı payı girişleri vb.)
24. Mesleki Teknik Eğitim tek çatı altında birleştirildi bu güzel bir karar oldu ancak…
İllerimizde Kız Meslek, Endüstri Meslek, Sağlık Meslek, Ticaret Meslek, Otelcilik ve Turizm Meslek, Adalet Meslek Liseleri vardı. Bu okul türleri Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (MTAL) adı altında birleşti. İllerdeki MTAL Liselerin birçoğunda aynı alanlar bulunmaktadır. Her okulda her alan olunca Meslek Liseleri bünyelerindeki alanlara öğrenci bulmada zorlanmaktadır. Meslek Liseleri uzmanlaşmalıdır. Okulların atölye, fiziki kapasite ve öğretmen durumuna göre alanlar açılmalıdır. Mesela; “Bilişim Alanı” Endüstri Meslek Lisesinde olsun. Aynı lisedeki “Yiyecek İçecek Alanı” kapatılsın. Bunun gibi “Yiyecek İçecek Alanı” da Otelcilik ve Turizm Meslek Liselerinde olsun gibi planlama yapılmalı ve tasarrufa gidilmeledir.
Daha başka taleplerimiz var elbette ancak ilk akla gelenleri paylaştım.
Evet, Şimdi…
Yeni Bakanımızın güzel işlere imza atacağına, anlamlı faaliyetler gerçekleştireceğine inanıyoruz…
Sayıları bir milyonu bulan öğretmen arkadaşların da;
“3600 Ek göstergeyi İlk Devlet Başkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN ile Millî Eğitim Bakanımız Ziya SELÇUK verdiler” , “İşte bunu benim bakanım yaptı” diye hürmetle, minnetle yâd edecek ve övünç duyacaklardır.
Evet, şimdi Fatihler yetiştiren fedakâr öğretmenleri sevindirme zaman…