Nur başlara tac, Ruhlara ilac olan Kuranda Allahu Azimuşşan buyuruyor ki :
Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım (Zariyat56).
Kulluk, herhangi bir varlığa hizmet etmek onun emirlerini noksansız yapmak diye
tarif edilse de herhangi bir varlığa değil, herşeyi yaratan ikram edip donatan
lutfuyla yaşatan Yüce Allahı tek İlah kabul edip O’na boyun eğmek ve sadece
O’na itaat etmektir.
Allaha kul olmak diğer varlıklara kul köle olmaya benzemez. Zira Allaha kul olmak insanı yüceltir. Oysa ki O’ndan gayrısına kul olmak tam aksine insanı köleleştirir
ve basitleştirir. Çünkü kulluk yalnızca Allaha yapılır. O’ndan başkasına kulluk yapılırsa şirk olur, böylelerine de müşrik denir.
Dünyada ki canlı cansız her şey Yüce Allahın emrindedir. O’nun izniyle insanların istifadesine sunulmuştur. Buna rağmen bir bardak su için teşekkür etmemeyi
kabalık sayan insanın bu sayısız nimetleri bahşeden Yüce Rabbine kulluk etmeyi
çok görmesi ve nâhoş görmesi akıl tutulmasıdır. Bunun başka bir izahı yoktur.
Bir lokma ekmeğini kulum rahat yesin diye güneşi her zamanki yerinden getirip, yağmuru bir ölçüye göre indiren Yüce Allaha kulluğumuzu yapmamak nankörlüktür
İnsan en güzel surette yaratıldı. Hayvanlar başını yere kadar eğerek ve yere kadar eğilerek rızıklarına uzanırken, insan en güzel bir şekilde rızkını eliyle ağzına götürür. Yaratılışında ki bu zerafeti inceliği göremeyen insan hâlâ kulluk etmemekte direnir Oysaki bu inceliği görenler bir bakıma hem gururlarını kırmakta hem de Yüce Allaha karşı başını yerlere kadar eğerek kadri kıymetini yükseltir. Kulun yerlere kadar eğilmesi kulluğunu idrakindendir, insanı alçaltmaz yükseltir.
En ulvi, en büyük makam Allaha kulluktur. Kuran miractan bahsederken 18 Bin
alemin efendisine ilk önce kul diye hitap eder... Allah, kulunu bir gece Mescidi Haramdan Mescidi Aksaya götürdü (İsra) Kuluna vahyettiğini vahyetti (Necm)
Bu ayati kerimelerden de anlaşıldığı üzere en şerefli, en ulvi makam için
kullanılan sıfat kulluk, elbette en şerefli ve en izzetli bir şiar olacaktır.