Sizden birinize ölüm gelipte, Rabbim kısa bir müddet bana süre tanı ki iyilerden olup malımı senin yolunda sarfedeyim... diyeceği gün gelip çatmadan evvel size verilenlerden Allah yolunda harcayın. Allah eceli geleni asla geri çevirmez... (Münafık10)
Bu çığlık bir babanın feryadıdır. Aldanan bir babanın varislerine vasıyet niteliğinde bir ikazdır. Şimdi dünyanın cazibesine aldanan birinin feryadına kulak verelim.
Aylardan hazirandı. Orta gelirli bir ailenin ortanca çocuğuydum. Ağlayarak dünyaya geldim. Elden ele kucaktan kucağa dolaştırıldım ama şefkatten uzak ve sevgiden mahrum olarak, tertemiz yanaklarımda şarap kokan dudaklar ve küfürlü diller saltanat sürdü. Gül yanaklarım hep küfür ehline hizmet etti. Böyle bir ortamda filizlendim ve büyüdüm. Gencliğimi bir hiç uğruna heba ettim. Derken kendimi yaşam mücadelesinin içinde buluverdim. Lokma ararken lokma oldum. Mala-mülke kul, nefsime esir oldum. Kulum deyip bir lahza olsun rahmetini bizden esirgemeyen Yüce Rabbimize asi oldum. Elestüdeki vââdime ve üstlendiğim kutsal emanete hainlik ettim. Allahu Azimuşşanın tahsisine ayrılan gönülü ben sahte fani sevgilerle doldurdum.
Aylardan yine hazirandı. Zaman bile sanki bana hazırlan diyordu. Ama ben ısrarla ters istikamette yürümeye devam ettim. Batıla doğru koşar adımla giderken sert bir tokat darbesi ile uyandım. Anladım ki beyhude uğraşlarla âvâre yaşamışım. Artık uyanmıştım, lakin iş işten geçmişti. Elden ele dolaştırılarak ağlayarak geldiğim bu dünyadan yine ağlayarak göçüp gittim.
Ne hikmettir bu dünyaya Gelen ağlar giden ağlar
Soralım arif olana Nedir aslı neden ağlar
Ömrümün defterini dürdüm Ağlanacak hâle güldüm
Şeriatı nâhoş gördüm bu biçare beden ağlar
Çobanlar güder deve Yularından seve seve
Akşam olur döner eve Deve ağlar çoban ağlar
İnsanlara neler olmuş Ne onur kalmış ne umut olmuş
Kimi etmiş kimi bulmuş Bulan ağlar eden ağlar
Benim peygamberim açlıktan karnına 3 taş bağlarken, biz oburluktan kayışı 3 diş gevşettik. Benim peygamberim geceleri ayakları şişene kadar namaz kılarken, biz deliksiz uykularla gözlerim şişmiş olarak sabahladık. Benim peygamberim 3 gün aç gezerken, biz günde 3 öğün yemek yedim. Benim peygamberim hasırda yatarken, biz ortopedik yatakta şekerleme yaptık, keyif çattık. Dün altımda olan otlar, bügün üstümde biter. Bu kara toprak günahlardan gayrı her şeyi örter. Cenneti bir kere gördüm. Ahh Rabbim o ne güzel yer, o ne güzel haz. Seyrine bşle doyulmuyor. Bana dediler ki sen bu nimetlerden mahrumsun. Bu nimetler sana hârâm. Çünkü sen cennetini dünyada yaşadın. Sen şehvetin esiri oldun. Helâl-Hâram ayırmadın. Kötüyü iyiye tercih ettin bi’sel ismu fusugu ba’del iman... fıskı imana tercih ettin.
Nura gark olmak yerine, çamura batmayı tercih eden şakilerin akıbeti böyle hüsrandır. Azeben fevkal azeb... buna fesatları sebeb (Nahl 88)