Altınova Gazetesi
2018-07-05 13:26:53

Kuş Gribi, Tavuk Vebası, Avian İnfluenza

Dursun Ali Şimşek

05 Temmuz 2018, 13:26

Kuş Gribi, Tavuk Vebası, Avian İnfluenza, Pestis Avium, Bird Flu nunHastalık Etkeni;

Avian influenza, halk arasında tavuk vebası veya Kuş Gribi olarak da bilinen, influenza A grubu virüslerin neden olduğu, kanatlı hayvanlarda solunum ve sinir sistemine ait belirtilerle birlikte yüksek morbidite ve mortalite hızı ile seyreden akut kontagiyöz bir hastalıktır. Hastalık çok büyük ekonomik kayıplara yol açmaktadır.

İnfluenza virüsünün A, B, C olmak üzere antijenik tipleri mevcut olup, B ve C antijenik tipinin sadece insanlarda hastalık oluşturduğu, A tipinin ise kanatlılarda solunum ve sinir sistemine ait belirtilerle karakterize avian influenza (Tavuk vebası) hastalığına sebep olduğu bilinmektedir.

Hastalık etkeni Orthomyxoviridae familyasından Influenza gurubuna ait, tek sarmallı, RNA taşıyan Influenza A virusudur. Influenza viruslarının A, B ve C olarak 3 tipi tanımlanmıştır

A tipi Influenza virusunun yüzeyinde antijenik özellik gösteren “hemagglutinin” (H) ve “neuraminidase” (N) olarak iki grup protein bulunmaktadır. Birinci grup olan hemagglutinin proteininin H1-H16 arasında 16 farklı alt tipi, ikinci grup olan neuraminidase proteininin ise N1-N9 arasında farklı 9 alt tipi bulunmaktadır. İnfluenza A virusleri bu yüzey proteinlerden taşıdıkları alt tiplere göre isimlendirilmektedir (H5N1 gibi). Bu durumda İnfluenza A virüsunun 144 alt tipi bulunmaktadır. (16 x 9 =144)

Günümüzde İnfluenza A virüslerının H5 ve H7 protein taşıyan alt tipleri patojenik suşlar olarak kabul edilmektedir. Bu suşlar % 100’lere varan düzeyde ölümlere sebep olabilirler. Diğer suşlar ya çok az hastalık belirtisine sebep olurlar ya da hiç fark edilmezler.

Fakat bununla beraber bu virusların antijenik yapılarında hızla değişim eğilimi vardır. Düşük patojeniteye sahip suşlar hızla değişime uğrayarak öldürücü gerçek suşlar haline dönüşebilir.

İnfluenza virusları ılıman ve kutuplara yakın bölgelerdeki insanlarda, domuz ve at topluluklarında özellikle kış mevsiminde, tropikal ve subtropikal bölgelerde ise bütün yıl boyunca görülmektedir. Buna rağmen kanatlı ve deniz memelilerinde influenza salgınları herhangi bir zamanda çıkabilmektedir.

Kuş Gribi Bulaşma ve Epidemiyolojik Bilgiler

Virüsün hava yolu ile taşınması bir kaç kilometre ile sınırlıdır. Ayrıca hastalık böcekler, kan emici sinekler ve kemiriciler vasıtasıyla enfekte hayvanlardan duyarlı olan hayvanlara mekanik olarak bulaştırabilmektedir. Kuluçka süresi birkaç saat ile 2-3 gün arasında değişebilmektedir.

Avian influenza 100 yıl önce ilk olarak İtalya’da tanımlanan ve dünyanın değişik yerlerinde de zaman zaman epidemiler şeklinde ortaya çıkan bir hastalıktır. Hastalığın doğal saklayıcısının göçmen su kuşları -özellikle yaban ördekleri- olduğu belirtilmektedir. Virüsün saklayıcıları enfeksiyona dirençlidir; ancak, diğer kuşlar duyarlıdır. Evcil kanatlı hayvanlardan tavuklar ve hindiler hastalığa oldukça duyarlı olup, bu hayvanlarda hızlı fatalite ile seyreden epidemiler şeklinde otaya çıkmaktadır.

Hastalığın horizantal bulaşması (yatay bulaşma, hayvandan hayvana bulaşma) çok rastlanan bulaşma şeklidir. Vertikal bulaşma (dikey bulaşma, tavuktan yumurta yoluyla civcive geçiş) ile ilgili kesin bir kanıt bulunmamaktadır.

Enfekte hayvanlardan elde edilen yumurtaların kabuklarında etkenin varlığı belirlenmiştir.

Hastalık kanatlılarda hafif bir hastalık tablosu şeklinde veya yüksek bulaşıcılık ve hızlı fatalite gösteren ciddî epidemiler halinde karşımıza çıkmaktadır. Hastalık etkeni enfekte hayvanlarla doğrudan veya dolaylı olarak temasta bulunan evcil kümes hayvanlarına bulaşmakta ve bu hayvanlar da şiddetli salgınlara sebep olabilmektedir. Hastalıkta morbidite ve mortalite hızları % 100’dür.

Kuş ithalat ve ihracatlarının hastalığın epidemisinde önemli yeri bulunmaktadır. Hayvan sirkülasyonlarıyla virüsler büyük bir alana yayılmaktadır.

Son yapılan araştırmalar, virüsün esasen düşük patojeniteye sahip olduğu, ancak kanatlı popülâsyonu arasındaki kısa süreli dolaşımı ile mutasyona uğrayarak yüksek patojenite kazandığı merkezindedir.

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) 1983-1984 epidemisinde H5N2 virüsü başlangıçta düşük bir mortalite hızına sahipken, altı ayda yüksek bir patojenite kazanarak yaklaşık % 90’larda seyreden bir mortalite hızına ulaşmıştır. Bu epidemide, kontrol için ABD’de yaklaşık 65 milyon dolar değerindeki 17 milyon kanatlı hayvan itlaf edilmiştir.

İtalya’daki 1999-2001 H7N1 influenza A alt tip epidemisinde de başlangıçta düşük patojenite gösteren virüs, 9 ay içinde mutasyona uğrayarak yüksek patojenite kazanmıştır. Bu epidemide de yine 13 milyon kanatlı hayvanın bir kısmı ölmüş, bir kısmı da itlaf edilmiştir.

Enfekte çiftliklerin karantinaya alınması ve etkene bir maruziyetin söz konusu olduğu sürülerin itlafı ile standart kontrol metotlarının uygulanması hastalığın yayılmasını engellemek için gereklidir.

İnfluenza A yüksek bulaşıcılığı yanında çiftlikler arasında araç-gereç, yiyecek, kafes, elbise veya diğer ekipmanlarla kolayca taşınabilmektedir. Yüksek patojeniteli virüsler, özellikle çevre ısısının düşük olduğu yerlerde, uzun süre canlı kalabilirler. Bu nedenle korunma yöntemlerinin ve iyi bir sürveyans sisteminin uygulanmaması durumunda epidemiler yıllarca sürebilir. Örneğin, Meksika’da 1992 yılında görülen H5N2 epidemisi düşük bir patojenite ile başlamış ve mutasyonla fatal bir karakter kazandığından 1995 yılına kadar kontrol altına alınamamıştır. Bütün influenza A tipleri konağın bağışıklık sistemine iyi adapte olmaları ve genetik değişime uğramaları nedeniyle insanlarda düzenli mevsimsel epidemilere yol açmaktadır.

Avian influenza virüsünün normalde kuşlar ve domuzlar dışındaki türlerde hastalık yapmadığı bildirilmekle beraber, 1997 yılında Hong Kong’da kümes hayvanlarında meydana gelen ve virüsün H5N1 serotipinin sebep olduğu salgında 18 kişide şiddetli solunum yolu enfeksiyonu belirlendiği, bunlardan 6 kişinin öldüğü ve etkenin de kümes hayvanlarında salgına neden olan etkenle aynı olduğu ilk defa bildirilmiştir.

Yapılan araştırmalarda da bu kişilerin enfekte kümes hayvanlarıyla çok sıkı temasta olduğu anlaşılmıştır. Yapılan genetik mahiyetli çalışmalar insanlarda görülen hastalığın kanatlı hayvanlarda görülenler ile bir benzerlik gösterdiğini ortaya koymuştur.

Bu vakalar ile Hong Kong’daki kanatlı hayvanlarda görülen influenza arasında bir koinsidanstan bahsedilmektedir. Hong Kong’daki bu epidemide bir buçuk milyon kanatlı hayvanın itlafı ile gerekli önlemlerin alınması hastalığın insanlara geçişini ve büyük bir pandeminin ortaya çıkmasını önlemiştir.

Hong Kong’da 2003 yılı Şubat ayında biri ölümle seyrede avian influenza H5N7 alt tipli 2 vaka görülmüştür. Bu vakaların Güney Çin’e seyahat ettiği hikâyesinin olduğu bildirilmiştir.

Şubat 2003’te Hollanda’da yüksek patojeniteye sahip H7N7 alt tipinin sebep olduğu epidemide, bir veteriner hekimin ölümünün ve 83 hafif hastalık tablosunun görüldüğü vakalar bildirilmiştir.

Yine Hong Kong’da 1999 yılında H9N2 alt tipine bağlı hafif seyirli iki vaka, 2003 yılı Aralık ayı ortalarında da hafif seyirli bir vaka bildirilmiştir. H9N2 alt tipi kanatlı hayvanlarda yüksek patojeniteli bir seyir göstermemektedir.

Vietnam’ın kuzeyinde 2004 yılı Ocak ayında ciddi şiddetli solunum yolu enfeksiyonu ile seyreden bazı vakalar görülmüş ve yapılan laboratuvar incelemelerinde etkenin avian influenza A H5N1 olduğu belirlenmiştir.

Avian influenza virüsünün, mutasyonla insanlara yönelik olarak da patojenite kazanabileceği ve salgınlara yol açabileceği ifade edilen bilgiler arasındadır. Hastalığın insanlara bulaşması, enfekte hayvanlara veya enfekte hayvanların dışkı, burun salgıları vb. materyalleri ile kontamine olmuş yüzeylere temas sonucu ya da kontamine materyallerden havaya karışan virüslerin solunması ile olabileceği belirtilmektedir. İnsandan insana bulaşmanın olmadığı virüsün, mutasyonla bu karaktere de sahip olabileceği ifade edilmektedir.

İnsanlardaki influenza A H5N1 serotipinin neden olduğu enfeksiyonlarda ateş, boğaz ağrısı, öksürük, solunum güçlüğü ve viral pnömoni gibi solunum sistemine ait belirtiler görülmektedir.

Avian influenzanın alt tiplerinden H5N1, hızlı bir şekilde mutasyona uğraması ve diğer türler için enfekte edici nitelik kazanması nedeniyle daha ciddî görülmektedir.

Hayatta kalan enfekte kuşlar dışkı ve ağız salgılarıyla en az 10 gün süreyle virüsü çıkarırlar. Bu durum, hayvan satışları ve göçmen kuşlar vasıtasıyla virüsün yayılmasına kaynak teşkil etmektedir.

H5N1 yüksek patojeniteli epidemilerin kaynağıdır. Aralık 2003 ortalarında Kore’de ve diğer Asya ülkelerinde özellikle halk sağlığını tehdit eden etken olmuştur. H5N1 alt tipi 1997 yılında insanları direkt enfekte etmiş ve 2004 yılı Ocak Ayı’nda tekrar ortaya çıkmıştır. Bu yönüyle H5N1 alt tipi insanlar için daha büyük bir tehdit unsuru olarak görülmektedir.

Aralık 2003’ten bugüne kadar belirtilen alt tipin sebep olduğu vaka ve ölüm sayıları, 10.03.2004 itibariyle, Tayland’da 11 vaka, 7 ölüm, Vietnam’da ise 22 vaka 15 ölüm şeklindedir.

Bu yılın başlarında ABD’ de görülen salgının etkeni avian influenza A’nın H5N2 serotipi olarak belirlenmiş, ancak, bunun Asya’da görülen serotiple bir bağlantısının olmadığı bildirilmiştir.

VİRÜSUN DIŞ ORTAMLARDA YAŞAM SÜRELERİ

Çevrede:

Influenza virusları çevresel ortamda ve özellikle serin ve nemli koşullarda uzun zaman sürelerinde canlılıklarını korurlar. Enfektivite dışkı materyalinde 4 °C’de 30-35 gün, 20 °C’de 7 gün sure ile muhafaza olmaktadır.

Karkaslarda:

AI virüsü karkaslarda ortam sıcaklıklarında yalnızca birkaç gün canlılığını koruyabilirken buzdolabı sıcaklıklarında 23 güne kadar canlı kalır.

Et ürünlerinde:

Merkez iç sıcaklığın 71°C ye ulaştığı bir ısıl işlem uygulamasında 1 saniyelik süre inaktivasyon için yeterlidir.

AI virusunun kimyasal ve fiziksel etkenlere karşı dayanıklılığı;

Isı ; 56°C /3 saat, 60°C /30 dakikada inaktive olmaktadır

Dezenfeksiyon: Formalin ve iyot bileşikleri ile inaktive olmaktadır

pH: Asitik pH larda inaktive olmaktadır

Kimyasallar: Oxidising agents, sodium dodecyl sulphate, lipid solvents, ß-propiolactone ile inaktive olmaktadır.

Hastalığın kuluçka süresi 3-5 gündür. Genellikle 24-36 saatte hastalık kendini gösterir. Hastalar 1-7 gün içerisinde ölürler.

İnfluenza tanısı için hızlı ve güvenilir test metotları mevcuttur. Ülkemizde de gerek veteriner araştırma enstitüleri gerekse Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı Laboratuvarlarının lüzumu halinde icap eden çalışmaları yapabilecek alt yapıları bulunmaktadır.

Kanatlılarda hastalığın belirlenmesi halinde yetkili otoriteler gerekli önlemleri almalı ve ilgili mevzuatı gereği karantina, itlaf ve dezenfeksiyon uygulamalarını eksiksiz yerine getirmelidir. Ülkemizde bu alandaki hizmetler Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yapılmaktadır.

Ayrıca, etkene bir maruziyetin söz konusu olması halinde, mevcutsa etkili antiviral ilâçlarla profilaksi yoluna gidilebileceği de ifade edilmektedir.

Virüsün, 56 °C’de 3 saate veya 60 °C’de 30 dakikada öldüğü bildirilirken, formalin ve iyot bileşiklerine de duyarlı olduğu belirtilmektedir. Ayrıca virüs, kontamine gübrede düşük ısılarda en az 3 ay canlı kalabilirken, suda 22 °C’de 4 gün, 0 °C’de ise 30 gün canlılığını sürdürebilmektedir.

Hastalığın görüldüğü ülkelere seyahat edenler enfekte tavuk çitliklerinden uzak durmalı ve iyi piştiğinden emin oldukları kanatlı etleri ile yumurtaları tüketmelidirler. Kişisel hijyene de gerekli önem verilmeli, eller sık sık sabun ve bol su ile iyice yıkanmalıdır.

Bunların yanı sıra, hastalığın görüldüğü ülkelere seyahat edenler, dönüşlerinde 7-10 gün içinde ateş ve solunum sistemine ait belirtilerin görülmesi halinde hekime başvurmalıdırlar.

Kuş Gribi, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığıtarafından, kanatlılarda söz konusu hastalıkla ilgili bir çalışma yapılmış ve hastalığın ülkemizde olmadığı belirlenmiş olup, keyfiyet Uluslararası Salgın Hastalıklar Ofisine (OİE) bildirilmiştir.

Ayrıca, hayvanlarda söz konusu hastalığa karşı mücadele ve alınacak önlemlere ilişkin hususlar, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Yönetmeliği ve bu Yönetmeliğe bağlı olarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yayımlanan Tavuk Vebası Hastalığına (Avian İnfluenza) Karşı Korunma ve Mücadele Talimatnamesi ile düzenlenmiştir. Söz konusu Talimatnamede, hastalıkla ilgili bilgilerden teşhis yöntemlerine, numune gönderme şekillerinden korunma ve kontrol önlemlerine kadar bütün bilgiler geniş bir şekilde yer almıştır.

Bunların yanı sıra Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğünce hastalığın görüldüğü ülkelere seyahat edenlere gerekli uyarılar yapılmakta ve bu ülkelerden dönen kişilerin ülkemize girişlerinde avian influenza yönünden muayenelerinin yapılması sağlanmaktadır.

İNSAN SAĞLIĞI VE KUŞ GRİBİ

Kuş Gribi, asıl olarak kanatlı hayvanlarda (tavuk, hindi, ördek vb.) hastalık yapan ve insanlarda hayvanlardan bulaşan virüslerle meydana gelen bir hastalıktır. Kuş Gribi hastalığının Kanatlı hayvandan insana bulaşması enfekte veya ölü hayvana korunmasız temasla mümkündür. Hastalığın Çevreden insana bulaşması ise ;

-Enfekte hayvanların gözyaşına, burun ve boğaz akıntılarına veya dışkılarına temasla,

-Enfekte salgı ve dışkılarla kontamine olmuş yüzeylere ve eşyalara temasla,

-Enfekte tozların solunmasıyla olur.

Kuş Gribinin İnsandan insana bulaştığına dair Kanıtlanmış vaka yoktur, ancak, virüsün insandan insana geçme özelliği gösteren bir dönüşüme uğrama ihtimali vardır.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.