Gelişelim, kalkınalım dedik,
“Avrupa Birliği” ni gösterdiler…
“Savaşla vermediğimizi barışla mı vereceğiz, AB modern bir Federasyondur, Türkiye'de eyaleti mi olsun” dedik…
“Sen gericisin” dediler…
Tamam!.. Girelim, dedik,
“Uygun değilsiniz” alın “uyum yasaları” çıkartın gelin dediler…
Çıkartalım dedik, yenisini verdiler,
Çalışıp, çıkartıp gittik, yetmez dediler…
Çıkarta çıkarta Anayasayı yamalı bohçaya çevirdik…
Yaranamadık…
Hızlı olsun dedik, bir torbaya attık,
“Torba Yasalar” yaptık…
“Dünyanın ilk çok sorulu, tek cevaplı referandumunu bile yaptık” yaranamadık…
Torbaladık, bohçaladık, yamadık, ama dinletemedik…
Baktık olmuyor, yarı yoldan geri döndük…
“Sizi bizi istemiyorsanız, biz sizi hiç istemiyoruz, AB'ye ihtiyacımız yok, biz size gireceğimize, siz bize girin” dedik…
“Siz ekonomi zaten çökmüş, bizden teğet geçen sizi çizdi” dedik…
***
Uyum dönemini bitirdik,
Kendi kendimize yaparız dedik…
Türk işi olsun dedik…
Yama yama bitiremedik…
Bitiremediğimiz gibi, yamalı bohçayı büyüttükçe büyüttük…
Üfff!.. Böyle olmayacak, biz yapamayız, kopyalayalım dedik,
Fikrimize en uygun “Almanları(!)” bulduk…
Almanların ki iyi “Yanlış anlamayın haaa!.. Bunun adı Alman usulü “ileri demokratik polis” dedik…
"Ne var ki bunda? Bizden öncekiler götürü almış" dedik…
İtalya'dan ceza yasası,
Fransa'dan idare hukuku,
Almanya'dan ceza yargılaması hukuku,
İsviçre'den medeni hukukunu almışlar zaten dedik…
***
Baktık torbaya sığmıyor, paket yapalım dedik, “paket dönemi”ne geçiş yaptık...
Adına “İç Güvenlik Paketi” dedik,
Paketin içini açtık;
Sürpriz!..
Türk işi derken, yine “Eski Almanya(!)” usulü oluvermiş…