Batı, Çin’deki büyümeyi ve bu büyümenin getireceği sonuçları yıllardır yanlış yorumladı. Ve gerekli karşı hamleleri yapmadı, geri kaldı.
Batı aydını Çin’i iki şekilde yorumladı; Batının teknolojisini çalıyor. Çin’de demokrasi yok. Bu iki gerçek dışı anlayış yerini savaşalım şekline dönüştü. Çin ile nasıl savaşacaklarsa!
Çin ve Amerika aslında üstü örtük bir savaş halinde olduğundan, Batı aydını Çin’i hep Amerikan çok uluslu şirketlerinin baktığı yerden bakarak okudu.
Batı aydını, tüm dünyayı Çin’de demokrasi yok diye oyalarken, Çin üretmeye devam ediyordu. Üretim mantığına değil de finansal Vandalizm’e demokrasi diye bakan stratejistler şimdilerde şaşkın.
Üretimin ekonomiyi, ekonominin de siyaseti etkileyeceği gerçeğine, tarihin tunç kanununu penceresinden bakarsak, dünyada oluşmaya başlayan yeni dengeleri daha iyi anlarız diye düşünüyorum.
22 yıl çelik üretiminin içinde yaşadım. Çelik benim için bir anlamda hayatımın bir parçası oldu. Çelik ile olan ilgimi hiç kaybetmedim.
Çin’in üretim kalemlerini izlerken hep çelik üretim kalemine bir başka göz ile baktım.
Çin tüm dünyanın ürettiği çelikten daha fazla çelik üretir. ABD ile Çin’i mukayese eden aydınların hiçbir zaman Çin’de üretilen çelik miktarına dikkat çekmediğine şahit oldum
ABD’nin çelik üretim kapasitesi 90 milyon tondur. Ancak, 75 milyon ton çelik üretebilir. Oysa Çin,2018 yılında, bir trilyon yüz milyon ton çelik üretti. (1.100 milyar ton)
Çelik üretimi ile teknoloji üretiminin çok yakın ilgisi vardır*. Çelik üretimi; emek yoğun, sermaye yoğun, teknoloji yoğun, enerji yoğun bir üretim şeklidir.
Bir ton çelik üretmek için 2 ton cevher ve bir ton kömür harcadığınız düşünüldüğünde, ham madde ve mamul madde ile beraber Çin yollarında 5 trilyon tonun seyahat ettiğini söyleyebiliriz. Ulaşımın hangi boyutta olduğu buradan anlaşılabilir.
Anlıyorum. Bu kadar büyük rakamları anlamakta zorluk çekiliyoruz. Lakin laf değil üretimden bahsediyoruz.
Üretim sadece siyaseti değiştirmez. Hatta önce insan düşüncesini etkiler daha sonra siyaseti etkiler. Çin’deki bu üretim fazlasının tüm dünyadaki ticaret dengelerini alt ettiği bir gerçektir. Bu üretim fazlasını Batı aydını hep işçi ücretlerinin düşüklüğü ile izah etmeye çalıştı. Oysa üretim planlaması fikri hiç akıllarına gelmedi.
Batı da üretimi planlayan, finans kapitalin çıkarları olurken, Çin’de insan ihtiyaçlarına göre devlet planlamasıyla gerçekleşti.
Dünya bir tercih noktasına geldi. Ya planlama yapacak. Ya da finansal Vandalizm’in kollarına kendini terk ederek, yıkılacaktır.
*Çelik üretimi ile teknoloji üretimi arasındaki matematiksel bağ; küpkök altında çelik üretimi bölü ülke nüfusu formülünden elde edilir.