Gerek Erdoğan Trump görüşmelerinden çıkan bilgiler, gerekse, Milli Savunma Bakanı Akar’ın açıklamalarından anlıyoruz ki; Eğer ABD Suriye’den çekilirse, Türkiye DEAŞ ile de savaşacak. İlk bakışta mantıklı gibi görünen bu durumdan ortaya çıkan vahim sonucu görmemiz gerek.
Hulusi Akar’ın açıklaması aynen şu şekildedir; “DEAŞ ile mücadele devam ediyor. Bu konuda en son Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Trump ile yaptığı görüşmenin sonucu olarak bu DEAŞ mücadelesinde Türk Silahlı Kuvvetleri bir görev, sorumluluk almıştır, vazife üstlenmiştir. Bunu da hep birlikte çalışmak suretiyle etkili bir şekilde yerine getireceğiz önümüzdeki günlerde” *
Beka sorunumuzu yaratan Amerika’dan Türk devletine görev; IŞİD ile savaşacaksın.
Gerçek düşmanı doğru tanımlayamayınca, hedefte bulanıklıklar ortaya çıkıyor.
Suriye’den çıkarım ama sen DEAŞ ile savaşacaksın demek; Türkiye’ye cepheyi genişlet, Suriye’nin 350 kilometre içine gir demektir. Suriye devletine rağmen, Suriye devleti ile istişare etmeden, Suriye’nin içinde savaş demektir. Bildiğimiz kadarıyla DEAŞ’ın 20-25 bin militanı vardır.
Ne pahasına ABD’nin Suriye’den çekilmesi karşılığında…
Yeni bir tuzak ile karşı karşıyayız. Hem ABD çekilmeyecek hem de Astana Bileşenleriyle Türkiye’yi karşı karşıya getirecektir. Düşmanı doğru tespit edemezsek, yani hedefi doğru belirlemezsek, yığınakta hata yaparız. İşte eğer yığınakta hata yaparsak, gerçekten o zaman Suriye bataklığında kalırız.
Suriye’de gerçek düşmanımız Amerika’dır. Bize beka sorununu yaratan ABD’nin bölgedeki varlığıdır. Düşmanımız bize görev veremez. PKK için bizimle pazarlık yapamaz. Hem İran hem Rusya hem de Suriye ile düşman olma pahasına böyle bir anlaşma esas itibariyle PKK/PYD ile savaşı da bulanıklaştırır.
ABD bize bu görevi verirken aslında bir başka görev daha vermiş oluyor. PKK ile birlikte DEAŞ ile savaş demiş oluyor.
Açıklıyayım. Suriye’nin içlerine nereden geçerek gideceğiz? PKK/PYD’nin elinde tuttuğu bölgeden geçerek gideceğiz. PKK/PYD’yi çözmeden nasıl içerilere geçeceğiz? ABD’nin çekileceğim deyip çekilmemesinin sebebi budur. Bizi kendisine bağımlı kılarak, Rusya ve Suriye ile karşı karşıya getirmektir.
Bizim meşru mücadelemizi gayri meşru konuma sokmak ve hedefi bulanıklaştırmaktan başka bir işe yaramayacak bir işe girişmiş olacağız, eğer Suriye topraklarında 300 kilometre içeri girersek…
Bizim beka sorunumuzu oluşturan ABD maşaları PKK-PYD’dir. Türkiye ABD’ye rağmen girer ve PKK’yı temizler.
Düşmanımız ABD’dir. Suriye değil.
Suriye’de bu karmaşanın içine düşmemizin sebebi Suriye’yi düşman ABD’yi müttefik sanmamamızdandır. Ya da iktidarın işine böyle gelmektedir.
*Cümledeki anlam düşüklüğü ve imla hatalarına dokunmadan olduğu gibi aldım.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com