Bugün 2018 yılı yıllık büyümesi açıklandı. Yıllık büyüme %2,6 olmuş. Lakin asıl önemli olan, 2018’in son çeyreğindeki-%3’lün küçülme çok önemli görünüyor.
İki çeyrek küçülme olunca, ekonomistler resesyona girdik diyorlar. 2018’in üçüncü çeyreğinde de küçülme geldiğinden, ekonomistlerin söylediği resesyon gerçekleşmiş oldu.
Dengeleme Programının bir işe yaramadığı, devlet bankalarından özel sektöre verilen ucuz kredilerin de bir işe yaramadığı ortaya çıkmaya başladı.
Eskiden devlet bankaları KİT’lere kredi verdiğinden özel sektör bas bas bağırırdı. Şimdi devlet eliyle kurtarılmaları karşısında, dilsiz şeytan gibi susuyorlar/duruyorlar.
Devletçiliğe düşmanlık, planlamaya düşmanlık bizi muhannete muhtaç etti.
Babalar gibi satın aldıkları KİT’leri borca sokup, şimdi yeniden sıcak para istiyorlar. Dışarıdan sıcak para gelmediğinden, devlet bankaları tarafından kurtarılıyorlar. Lakin borçlar öyle büyük ki, devlet bankaları da batarsa, halktan yeni vergiler isteyecekler.
Kaynak ihtiyacı hat safhada. Borçlar/zararlar ödenemez konumda. Anlayacağımız, sıcak para ile hayat sürmenin sonuna geldik dayandık.
Berat Albayrak vergiyi tabana yayacağız diyor. Hani serbest piyasa ekonomisi ile serveti tabana yayacaktınız. Özelleştirmeler yapılırken yaptığınız propagandanın başında, servetin tabana yayılması, ucuzluğun getirilmesi, teknoloji üretimin gerçekleşeceğini propaganda etmiştiniz. Şimdi halkı canından bezdirecek yeni vergilerden bahsediyordunuz.
Kredi faizleri %25, Mevduat faizleri %20.
İnşaat %8,4, Sanayi %6,4 küçülmüş. İşsizlik almış başını gidiyor.
2019’da ödenecek acil borçlar 220 milyar dolar.
Kırılganlık devam ediyor.
Sıçak para gelemezse büyüme artıya geçemez.
En tehlikeli cümle de bu cümle; sıcak para gelmezse büyüme artıya geçmez. Tabi Türkiye’ye sıcak para sağlayıcıları cümleyi böyle kurmuyorlar. Yatırımlar için kaynak lazım diyorlar.
Peki, yeni kaynak bulmamız için ne yapmalıyız, diye sorduğunuzda, dış siyasette ABD’ye teslim olun. Onun dediklerini yapın diyorlar.
Reform diye önümüzde, ABD dış siyasetine teslimiyet var. Ya da yeni vergilerin tabana yayılması konusu, önümüze reform adı altında gelecek.
Kırk katır mı kırk satır mı?
Teslim olmayacağım diyorsanız da; fakire fukaraya yeni vergi getirmeyi reform olarak kabul etme var.
AKP iktidarında, KARLAR ÖZELLEŞTİRİLDİ, ZARARLARIN HALKA BÖLÜŞTÜRÜLMESİ zamanına geldik. Serbest piyasa ekonomisinde asıl oğlan yani çok uluslu şirketler olduğunda, ekonomiye devlet müdahale edemez, ama onlar pek güzel müdahale edebilirler.
Ulusal pazarlarımızı ve her şeyimizi yabancılara sattık, şimdi yabancıların sıcak parasının bizi kurtarmasını bekliyoruz.
Osmanlıdaki Kapitülasyonların bir başka türü olan, yeni vergiler ve faiz yolu ile yağmalanmanın içindeyiz.
Yeniden kurtuluş savaşı
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com