Karadeniz’de pontus kalıntıları rahat durmuyor.
19. Yüzyılın ortalarında Yunan bağımsızlık hareketiyle ortaya çıkmış ve Megalo İdea'nın bir uzantısı olarak Doğu Karadeniz kıyılarında Pontus adı altında sözde bir Yunan – Rum devleti kurulması amacı çerçevesinde pontusculuğu yeniden gündeme getirme derdinde.
Bu amaçla sözde Ermeni soykırımı iddialarından sonra Karadeniz bölgesini Pontus hayaline hazırlamaya çalışan Rum çetecilerin zulmünden bölge insanını kurtarmak üzere Atatürk'ün Samsun'a çıktığı 19 Mayıs 1919’un 100. yılı olan 19 Mayıs 2019’u da sözde “Pontus soykırımı günü” olarak yedekte tutulmaktadır.
Hatta 100. yıla Yunanistan başta olmak üzere tüm dünyadaki Rum lobileri ile ciddi hazırlıkları da var! Bu hazırlıklara küreselciler de finansman sağlayarak ellerini ovuşturuyor.
Rumların sözde “pontus rum soykırımı” iddiası ile uluslararası camiada gündem yaratmak amaçlı 19 Mayıs 2019 tarihini sonuna kadar kullanmak isteyecekler.
Rumlar, 1990’lı yılların başında bu konuda hareketlenmiş ve 1994’de Yunanistan Parlamentosu sözde Pontus Soykırımını resmen tanımıştı.
Rumlar, ABD’nin birçok eyalette de sözde soykırım konusunda çalışma yapmış ve yerel meclislerden karar çıkartmayı başarmışlardı.
Rumların, Birleşmiş Milletler’e 1998’de yaptıkları başvuru ise şuan için sonuçsuz kalmış durumda.
Pontuscuların, Karadeniz kıyısında ve Kızılırmak’ın doğu illeri olan Samsun, Giresun, Tokat, Ordu, Amasya, Trabzon, Rize ve Gümüşhane illerini bu anlamda bir propaganda alanı olarak gördükleri beyanlarında ve açıklamalarında görülmektedir.
***
1600’lü yıllarda padişahın fermanı ile “Ya dininizi ya dilinizi değiştireceksiniz!..” emri yollanmasını ve sonrasında Rumların Karadeniz içinde dillerini ve dinlerini değiştirdiği tezinden yola çıkan Pontuscular özellikle sosyal medya olmak üzere gençler üzerinden yapılanma peşindedir.
Sadece gençler değil, Yunanistan ve Rumlar ile irtibatlı olan birçok kişinin çocukları da yurtdışı bursları ile Kıbrıs veya Kıbrıs üzerinden Yunanistan’da burslu olarak öğrenim görmektedir.
Ayrıca Pontuscuların Yunanistan gezisine giden yönetici ve siyasileri bilerek veya bilmeyerek sözde Pontus bayrağının altında çektirdikleri fotoğraflar ve verdikleri pozlarda bilinen bir gerçektir.
Bugün Karadeniz bölgesinde hortlatılmaya çalışılan pontusculuk her ne kadar “Post Modern Pontusculuk” şeklinde yürütülmek istense de finansörleri batılı ve küreselci güçler ve yerel işbirlikçi uzantılarıdır.
Pontus’un merkezi her ne kadar Trabzon ve Rize olarak tarihteki yerini alsa da sözde Pontus Milli Meclisi tarafından Paris’te bastırılan ve Samsun Metropolithanesi’nde ele geçirilmiş bir sözde Pontus’un yeni yapılanma haritasında durum farklı!..
Haritadaki sözde pontus cumhuriyeti’nin merkezinin Samsun olduğu, sınırlarının Batum’un kuzeyinden, İnebolu’nun batısınakadar uzanan Karadeniz sahilleriyle Rize, Trabzon, Ordu, Samsun, Sinop, Kastamonu, Çankırı, Yozgat, Tokat, Amasya, Çorum ve kısmen Erzurum’u kapsadığı unutulmamalıdır!
***
Sözde Pontus soykırımı yalanını hem Vatikan hem Fener Rum Patrikhanesi hem de ABD’nin desteklediği unutulmamalıdır. Küresel güçlerin ve batının Karadeniz üzerindeki hedeflerinin temelinde Ortadoğu gibi yine enerji politikaları ve güç savaşları yatmaktadır.
Küreselcilerin, emperyalistlerin hedefi Ortadoğu’dan sonra en geniş enerji yatakları Kafkasya ve Orta Asya’dadır. Hazar bölgesi ve Orta Asya’ya egemen olmak isteyen bir küresel gücün Karadeniz’i kontrolü altında tutması gerekir.
ABD’nin başta olduğu yapının sözde pontus devleti’nin canlandırılmasına destek vermesinin ve sözde pontus soykırımı’nı tanımasının nedeni, Doğu Karadeniz bölgesine olan ilgisiyle doğrudan ilişkilidir. ABD, Doğu Karadeniz’de canlandırılacak pontusculuk üzerinden sözde pontus devleti ile hem Kafkasya ve Orta Asya’ya uzanmayı hem de Doğu Avrupa ülkelerini Rusya’ya bağımlı olmaktan kurtarmayı planlamaktadır.
Oyun büyüktür!
Bu oyunu sahneye koyanlar yine Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)zihniyetinde olanlar ve uzantılarıdır.
BOP zihniyetliler sadece pontusculuğu değil Lazcılık ve Hemşenciliğin de geçmişte olduğu gibi günümüzde Güney Rusya, Kafkasya ve Anadolu coğrafyası üzerinde oynayan büyük oyunun bir parçasıdır.
***
Tüm bu bilgiler ve notlar doğrultusunda küreselcilerin üzere Atatürk'ün Samsun'a çıktığı 19 Mayıs 1919’un 100. Yılı olan 19 Mayıs 2019 tarihini bir başlangıç, güçlenme, yeniden gündeme getirme ve hortlatma tarihi olarak kullanacağı açıkça görülmektedir.
Bu anlamda 19 Mayıs’ın 100. Yılını Samsun ve bölge adına bir fırsat olarak gördüğümüz gibi bir savunma hattı/tarihi olarak da görmemiz gerekmektedir.
Durum gösteriyor ki tüm kurum ve kuruluşlar 19 Mayıs’ın 100. yılına sıkı hazırlanması bir etkinlikten öte mecburi bir durum haline gelmiştir.
Hüseyin KURT