"Dört benzemez dört cümle değil dört ortak kelime yazamaz"

- AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş: - "(Millet İttifakı) Şimdi dört tane benzemez. Bir kağıt kalem verin ellerine, şuraya dört cümle yazın deyin, dört cümle değil dört ortak kelime yazamazlar" - "İnsanın ağrına giden terör örgütlerinin yaptığı değil terör örgütlerine bir şekilde destek olan, güç veren siyasetçilerin varlığı. Gezi Parkı'nda Türk bayrağının yakıldığı o ortamda maalesef CHP'nin bazı milletvekilleri gidip eylemlere destek verdiler"

KASTAMONU (AA) - AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "(Millet İttifakı) Şimdi dört tane benzemez. Bir kağıt kalem verin ellerine, şuraya dört cümle yazın deyin, dört cümle değil dört ortak kelime yazamazlar." dedi.

Kurtulmuş, partisinin Tosya ilçesinde Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, Kastamonuluların her dönem vatan ve milleti için elinden geleni yaptığına işaret etti.

31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri'ne çok az bir zaman kaldığına dikkati çeken Kurtulmuş, "Son düzlüğe geldik. Son düzlükte sizlerin dualarınızla, kararlılığınızla, kapı kapı dolaşarak, gayret ederek, Recep Tayyip Erdoğan'ı yalnız bırakmayacağız." diye konuştu.

- "Yeni sistemi teyit ettiğimizi göstereceğiz"

Bu seçimin çok önemli olduğunu ifade eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Evet bir belediye seçimi olduğu doğrudur ancak mahiyeti itibarıyla belediye seçimi olmanın ötesinde önemli bir noktaya geldi. 24 Haziran'da Türkiye, Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçti. Türkiye yeni sistemin yeni başkanını seçti. Şimdi bu seçimde hem belediyede hem de Türkiye’nin hangi istikamette hareket etmesini istediğimizi ortaya koyacağız. 24 Haziran'da ortaya koyduğumuz iradenin bu seçimde de devam ettiğini gösterip, yeni sistemi teyit ettiğimizi, yeni Türkiye'yi desteklediğimizi göstereceğiz."

- "Çok şükür kazdıkları kuyuya kendileri düştü"

Türkiye'nin son 6-7 yılının olağanüstü şartlarda geçtiğini vurgulayan Kurtulmuş, şunları söyledi:

"İnsanoğlu olayları yaşarken ne kadar önemli olduğunu anlamaz. 2012 yılının 7 Şubat'ında FETÖ'cü polis ve savcılar MİT Müsteşarı'nı sorguya çekmek istediler. Amaç MİT Müsteşarı'nı sorguya çekmek değil onun ardından Recep Tayyip Erdoğan'ı indirmekti. O süreci atlattık ardından 2013 yılının Mayıs ayında Gezi olayları başladı. Duvarlara 'Zulüm 1453'te başladı' diye yazacak kadar şerefsiz, aşağılık bir güruh milletin geçmişine sövdü. Duvarlara terörist başının posterlerini astılar. Yaktıkları ateşlerde bağımsızlığımızın, bu topraklarda varlığımızın, İslam'a bağlılığımızın sembolü olan ay yıldızlı bayrağımızı yaktılar. Allah'a şükür onu da geride bıraktık. Ardından yine FETÖ'cü polis ve savcılar birlikte 17-25 olaylarını yaptılar. Ardından Kobani olaylarını bahane ederek Türkiye'deki şehirleri yaktılar, yıktılar. Dağın gölgesindeki, terörün gölgesindeki partinin yöneticileri resmi bildiri yayınlayarak, 'başkaldırın' diyerek milleti sokaklara çıkardılar. Ardından çukurlar kazdılar. Çok sayıda evladımızı şehit ettiler. O şehrin insanlarına hayatı zindan ettiler. Amaçları o çukurların içine bu aziz milletin geleceğini koyarak bu milletin geleceğini söndürmekti. Çok şükür kazdıkları kuyuya kendileri düştü. Bütün bunların karşısında sizin sayenizde durabildik. Tayyip Erdoğan ile yol yürüyen bizler bunların karşısında durabildiysek evelallah sizin, milletimizin sayesinde."

- "FETÖ belasını da başımızdan savdık"

Kurtulmuş, 15 Temmuz'da milletin parasıyla alınan silahların FETÖ'cü eşkıyalar tarafından yine millete doğrultulduğuna işaret ederek, "251 masum kardeşimiz şehit oldu. 2 bin 500'ü aşkın vatandaşımız yaralandı. Allah'a çok şükür, dünyada hangi millet böyle bir darbeyle karşılaşsa tırsar, evinden çıkamaz. Cumhurbaşkanımız en zor saatlerde telefonla televizyona bağlandı. Daha ne olduğu, darbenin nereye gideceği belli değilken millete üç şey söyledi. 'Bu darbecilere sokakları bırakmayın, çıkın bunlara karşı durun.' dedi. Daha önemli bir şey daha söyledi. 'Ben milletin gücünün üstünde hiçbir güç kabul etmiyor, hiçbir güce itibar etmiyorum.' dedi. Başka bir yerde bir siyasi lider bunlarla karşı karşıya kalsa, 'acaba nereye giderim' hesabı yapar. Üçüncü olarak da 'Oylarınızla seçtiğiniz Cumhurbaşkanı olarak ben buradayım, sizinle beraber ölümüne mücadele ediyorum.' dedi. Milletimiz cesaretle 15 Temmuzu da geride bıraktı." değerlendirmesinde bulundu.

Birçok ülkenin böyle zorlu olayları atlatamayacağının altını çizen Kurtulmuş, "Türkiye böyle uçurumun kenarından gitti gitti geldi. Bunların bir tanesi Fransa'da, İngiltere'de, Almanya'da olsa ne devlet kalır ne hükümet. Sizin dualarınızla, 81 milyon yurttaşımızın duaları ile hatta Arakan'dan Sudan'a, Filistin'den Balkanlar'a kadar dua eden kardeşlerimiz sayesinde bu FETÖ belasını da başımızdan savdık." dedi.

- "Güçlü, büyük bir Türkiye istemiyorlar"

Türk milletinin güven içinde yaşamak istediğinin altını çizen Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:

"Bu aziz millet güven istiyor, çocuklarını rahat ortamlarda yetiştirmek istiyor. Peki bu adamların derdi ne? Kırk yıldır bu milletin başına PKK'yı, FETÖ'yü niye bela ediyorlar. Birtakım sözde büyük güçler PYD'yi, YPG'yi bu milletin, Ortadoğu halklarının başına bela ediyorlar. Sebebi çok basit, güçlü bir Türkiye, büyük bir Türkiye istemiyorlar. Tayyip Erdoğan öncülüğündeki Türkiye'nin önünü kesmek, eski günlere dönmesini itiyorlar. Türkiye'nin IMF'ye avuç açan, Avrupa Birliği karşısında korkan, titreyen bir ülke olmasını istiyorlar."

- "Herkesle eşit şartlarda görüşebilen bir ülke olduk"

Türkiye'nin Rusya ile S-400 füzelerinin alımıyla ilgili anlaşma yaptığını belirten Kurtulmuş, Amerika'nın ise Türkiye'nin Rusya'dan füze almasını istemediğini hatırlattı.

"Amerikalılar 'almayacaksın' diyor. İyi tamam almayacaksam senden Patriot alayım. Benim hava savunma sistemine ihtiyacım var." diyen Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Bu istikrar sizin onayınızla şöyle birkaç yıl daha devam etsin kendi savunma sistemimizi de kendimiz yapacağız Allah'ın izniyle. Allah bizi gavura, namerde muhtaç etmesin. İnşallah her şeyimizi kendimiz yapıp ekonomide de kendimize yeter bir ülke haline geleceğiz ama Ortadoğu'nun bu karışık halinde kendimizi savunmalıyız. Madem dostuz, senden alayım. 'Hayır alamazsın. Sen silahlarını PKK'ya PYD'ye kullanırsın onları da ben koruyorum' diyorlar. 'Ruslardan alayım' diyoruz ona da 'hayır almazsın' diyor. Şimdi eski Türkiye'nin yönetimi olsa korkar, tırsar geri çekilir. Türkiye artık masada sırtı pek, ne yapacağını bilen, kimseye kafa tutmayan, kimseye düşmanlık etmeyen ama kendi hakkını koruyan bir ülke haline geldi. Sen Amerika isen ben Türkiye'yim sen Rusya isen ben de Türkiye'yim. Herkesle eşit şartlarda görüşebilen bir ülke olduk. Daha ileriye gideceğiz, daha güçlü olacağız."

Terör örgütlerine verilen desteğin ağrına gittiğini vurgulayan Kurtulmuş, "İnsanın ağrına giden terör örgütlerinin yaptığı değil terör örgütlerine bir şekilde destek olan, güç veren siyasetçilerin varlığı. Gezi Parkı'nda Türk bayrağının yakıldığı o ortamda maalesef CHP'nin bazı milletvekilleri gidip eylemlere destek verdiler. 4 Haziran 2013'te CHP'nin Genel Başkanı Meclis konuşmasında 'Gezi Parkı'nda özgürlük eylemleri yapan genç evlatlarımızı gözlerinden öperim' diyor. Destek değil midir bu, aleni bir teşvik değil midir? 15 Temmuz'dan sonra ‘bu örtülü bir darbedir, tiyatrodur’ diyor. Bu örtülü şekilde FETÖ’ye destek değil midir." değerlendirmesini yaptı.

Beka meselesi deyince muhalefetin kızdığının altını çizen Numan Kurtulmuş, "Dağın gölgesindeki partinin yönetim kurulu Kobani olayları dolayısıyla bildiri yayınlıyor, 'başkaldırın' diyor. Bu teröre destek değil midir? Biz beka meselesi deyince beyler kızıyor. Bakın buradan, Tosya'dan söz veriyorum. Sizler teröre destek vermeyin, lanetleyin, her türlü anti demokratik işin karşısında olun, biz de bekadan bahsetmeyelim. Bunların hepsi beka meselesi değil midir? 15 Temmuz olsaydı belki biz olmayacaktık, bu parti olmayacaktı, belki bizler hayatta olmayacaktık. Belki Türkiye'de siyaset diye bir şey kalmayacaktı. Bugün milletimiz bunu görüyor." diye konuştu.

- Millet ittifakı

Kurtulmuş, Millet İttifakı hakkında ise şunları kaydetti:

"Millet bugün yaptığınız ittifakın ne manaya geldiğini biliyor. Dağın kontrolündeki parti yani HDP İstanbul'da, Adana'da, şurada, burada 'aday çıkarmıyorum' diyor. AK Parti'nin adaylarını mı destekliyor? CHP'nin adaylarını destekliyor. CHP bazı ilçelerde, HDP adaylarını ya da aşırı sol adayları belediye başkanı yapıyor. Şimdi dört tane benzemez. Bir kağıt kalem verin ellerine, şuraya dört cümle yazın deyin, dört cümle değil dört ortak kelime yazamazlar. CHP, İP, HDP, SP. Dört tane parti. CHP'nin kendisini Kemalist Atatürkçü gören, vatansever kabul eden ortalama bir seçmeni nasıl gidecek de dağın kontrolündeki HDP'li bir adaya oy verecek. Ya da hayatı boyunca CHP zihniyeti ile kavga etmiş, mücadele etmiş olan Erbakan Hoca'nın yolundan gidenler nasıl olacak da CHP'li adaya oy verecek. Örtüsü mörtüsü kalmadı. Çıplak ve açık bir ittifak. Ortak dört kelimeleri yok. Bir tane ortak cümleleri var, o da 'Recep Tayyip Erdoğan gitsin de nasıl giderse gitsin.'"

Kurtulmuş, milletin bundan önce olduğu gibi şimdi de sandıkta iradesine sahip çıkacağını sözlerine ekledi.




YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER