Öğretmenler 24 Eylül’de Grevde

Bafra ilçesinde,24 Eylül günü öğretimde yaşanan zorluklara dikkat çekmek için öğretmenler grev yaptı.

Öğretmenler 24 Eylül’de Grevde

      Bafra İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde, Türk Eğitim-Sen, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş Sendikası üyeleri öğretmenleri ‘Öğretmene rotasyon, az maaş, 4/C ST, Kadrolaşma ‘ konusunda sistemi protesto etti.

     MHP Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek, MHP Bafra İlçe Başkanı Av. Hüseyin Acar, CHP Bafra ilçe Başkanı Nihat Oktay ve yönetimi greve destek oldu.

    Türk Eğitim-Sen Bafra İlçe Başkanı İbrahim Akekmekçi,”24 Eylül tarihinde öğretmenler derse girmeyecek, eğitim çalışanları okullarda olmayacak, ziller çalmayacak. Bizlerin yönetici kıyımı ile ilgili mücadelesi aylardır sürdürmektedir. Sözde paralel yapıyı tasfiye etmek için okul müdürlerinden, müdür yardımcılarına ve müdür başyardımcılarına, il milli eğitim müdürlerinden ilçe milli eğitim müdürlerine, il milli eğitim müdür yardımcılarından MEB'de üst düzey yöneticilere kadar MEB'de neredeyse yönetici bırakmadılar. Adeta yönetici soykırımı yaptılar. Çalışkan, başarılı, ödüllü, okulunu zirveye taşıyan okul müdürlerine sözde değerlendirmelerde düşük puanlar verilerek, onları görevlerinden aldılar ve küstürdüler. Görev süresi uzatılacak müdürler belirlenirken, okul müdürlerine kendilerini hiç tanımayan görevinde vekâleten bulunan ilçe milli eğitim müdürleri ve sadece 2-3 aydır görevlerinde olan şube müdürleri tarafından düşük puanlar verildi. Mesai arkadaşları tarafından tam puan alan müdürlere, MEB yetkilileri tarafından düşük puanlar verilerek, onların görev süreleri uzatılmadı. AKP ilçe teşkilatları ile el ele veren malum sendika; torpili, adam kayırmayı layıkıyla yerine getirdi. Üstelik puanlamalarda öyle trajikomik olaylar da yaşandı ki; ölen insanlara 100 puan verdiler, belediye başkan yardımcısına, kurum değiştirenlere, emekli olanlara 75 ve üzerinde puan verdiler, hatta geçici ilçe müdürleri bile kendilerine 100 tam puan verdi. Örneğin Bafra İlçe Milli Eğitim müdürüne hangi akademik çalışmayla ya da uluslar arası başarıyla kendisine 98,67 puan verdiğini sorunuz. Hormonlu büyüyen, iktidara itaatle bağlı olan, çalışanları haklarım savunma söz konusu olduğunda süt dökmüş kediye dönen, maneviyat ve değer kavramlarını dilinden düşürmeyen ama uygulamaları ile değerleri ayaklar altına alanlar bir kez daha vicdanlarda mahkûm olmuştur. Bunlar sendikacılık tarihine kara bir leke olarak geçecektir. Öğretmen Rotasyonu Torba yasa ile kanunlaştı. Öğretmenlere önümüzdeki yıl rotasyon görünmektedir. Rotasyona il içi de olsa, iller arası da olsa tamamen karşıyız. İlkokuldaki öğrencilerin sık sık öğretmen değiştiriyor olması pedagojik açıdan önemli tahribatlara neden olacaktır. Öğretmenlerin kurulu düzenleri olmayacak, öğretmenlerin eşleri, çocukları oradan oraya savrulacak, aile bütünlükleri bozulacaktır 2014 ve 2015 yılları çalışanlar için kaybedilmiş yıllar olarak tarihe geçecektir. HSYK seçimleri öncesinde hâkim ve savcılara 1155 TL zam yapılacağı bildirilmektedir. Öğretmenleri, eğitim çalışanlarım, akademisyenleri, üniversite çalışanlarını, diğer memurları, asgari ücretlileri, emeklileri görmeyenlerin, oy devşirmek uğruna hâkim ve savcıları görmesi nasıl bir adalettir? Öğretmenler ve eğitim çalışanlarının sosyal statüsü ve itibari giderek azalmaktadır. Özelleştirme mağduru 23 bin 4/C’li hala iş güvencesinden, özlük haklardan yoksun, düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır. Öte yandan velilerimize de şu çağrıyı yapmak istiyoruz: Sadece eğitim çalışanlarının değil, çocuklarımızın da geleceği tehdit altındadır. Şundan emin olunmalıdır ki, biz daha iyi bir eğitim hizmeti verebilmek için sesimizi yükseltiyoruz. Bu nedenle bugün çocuklarınızı okula göndermeyerek, bu eylemimize siz de destek verin. 24 Eylül’de öğretmenlerimizin, okul yöneticilerinin, eğitim çalışanlarının hak arama mücadelesine katkıda bulunun” dedi.

        Eğitim-Sen Bafra Başkanı Tacettin Koca,250 bin öğrenci bu yıl özel okullara giderken devlet desteğinden faydalanıyor. Yıllardır kamusal hak olarak savunduğumuz “parasız eğitim, parasız sağlık” imkânsız hale getirilmek istenmektedir. Değerli eğitim emekçisi arkadaşlarım, eğitimin özelleştirilmesinin iki ayağı bulunmaktadır. Önce kaynak bulamıyorum diyerek birçok okul yöneticisi, yıllardır öğrencilerden para toplamak durumunda bırakılmıştır. Bu süreçte birçok öğretmenimizde okul idaresinin işlerini kolaylaştırmak için bu sürecin bir parçası olmak zorunda kalmışlardır. Oysa canlan istediğinde kaynağın nasılda kolay bulunduğu ortadadır. 250 bin özel okula gidecek öğrenci için buldukları kaynak bu gün devlet okullarında öğrenci başına dağıtılmak istense, devlet okullarında okuyan her bir öğrenci için 50 TL gibi bir rakama denk gelmektedir. Bu kaynağı okullarımıza ayırsalar, esas işi eğitim öğretim olan arkadaşlarımız enerji ilerini bu yönde harcamamış olacaklardır. Bu yıl özel okullara aktarılan kaynak sürecin bir başlangıçtır. Özel okullara giden öğrenci sayısı arttıkça devlet okullarına giden öğrenci sayısı azalacaktır. Size bu durumu bir örnekle açıklamak istiyorum. Birinci ve ikinci kademede ilçemizde yaklaşık 12 bin öğrenci bulunmaktadır bu öğrencilerimizin 4 bine yakını devlet okulundan özel okula geçtiğinde devlet okulların da çalışan öğretmenlerimizin % 30’a yakını sürekli norm kadro fazlalığı durumuna düşeceklerdir. 2010 yılında çıkan torba yasanın maddelerinden birine göre Tekel İşçilerinin başına gelen durumun aynısı bizlerin başına gelecektir. Bir anda iş güvencemiz, elimizden alınmış ve 4/C li statüsünde çalışmak durumunda bırakılacağız. Eğitimde özelleştirme sadece özel okullarının sayısının artması demek değildir. Özelleştirmenin çok değişik şekilleri vardır. Bu proje henüz ilçemizde hayata geçirilmemiştir yalnız Samsun’un diğer bazı ilçelerinde yapımına başlanmıştır. Proje kapsamında bir şirket okul binalarını eğitim öğretime hazırlamak için faaliyete geçmiştir. Proje bittiğinde okulların işletmesi yine aynı işletmeye devredilmek suretiyle, bu okullar devlet okulu statüsünde ama çalışanlar açısından hizmet alımı ile çalıştırmak istenmektedir. Bu gün meslek lisesinde çalışan bir arkadaşımız yeni açılacak kampus okulun öğretmeni olamayacaktır. Bu okullarda çalışan arkadaşlarımız biraz önce bahsettiğim gibi 4/C statüsünde çalışmak durumunda kalacaklardır. Özel okullarda görev yapan eğitim emekçilerinin iş güvencesi, patronun iki dudağının arasındadır. Bunun en iyi örneği Soma Maden faciasında karşımıza çıkmıştır. Bugün özel okullarda çalışan eğitim emekçilerinin hangi şartlarda çalıştığı göz önüne alındığında ve ataması yapılmayan 400 bin öğretmenin de bu süreçte bir biriyle rekabet edebilmesi için hangi kölelik şartlarına razı olacağı, gün gibi ortadadır” diye konuştu. 

        Eğitim-İş Bafra Temsilciliği Başkanı Atakan Şen,”Biz Öğretmenler ve eğitim çalışanlarının sosyal statüsü ve itibari giderek azaltılmaktadır ve haklarımız elimizden yavaş yavaş alınmaktadır. Özelleştirme mağduru 23 bin 4/C’li hala iş güvencesinden, özlük haklardan yoksun, düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır. 4/C’liler ha!a kadro beklemektedir.Angarya bir iş olan nöbet uygulamasında 6 saat ek ders talebimize kulak tıkanmıştır.Üniversitelerde anti-demokratik uygulamalar üniversite çalışanlarını ve akademisyenleri bezdirmiştir. Üniversiteler katılımcılıktan uzak bir şekilde yönetilmektedir. Taşeronlaşma öylesine artmıştır ki, iktidar, adeta devlet memurluğu kavramını kaldırmaya ant içmiş bir görüntü içindedir. Öte yandan velilerimize de şu çağrıyı yapmak istiyoruz. TEOG yerleştirmelerinde yapılan hatalar, öğretmen ve derslik açığı, ücretli öğretmenlerin derslere girmesi, birleştirilmiş sınıf uygulaması, okullarda ikili eğitim yapılması, eğitimin niteliğinin, kalitesinin azalması, kendi yağıyla kavrulan devlet okullarına ödenek ayrılmamasına rağmen özel okullara teşvik verilmesi; okulların liyakatten, bilgiden, tecrübeden yoksun insanlara teslim edilmesi Türk milli eğitimi için en tehlikeli hususlardır. Fundan emin olunmalıdır ki, biz daha iyi bir eğitim hizmeti verebilmek için sesimizi yükseltiyoruz. Bu eylemimize siz de destek verin. 24-Eylülde öğretmenlerimizin, okul yöneticilerinin, eğitim çalışanlarının hak arama mücadelesine katkıda bulunun. Eyleme herkesin destek vermesini istiyoruz. Bu noktada eğitim çalışanlarının birlikteliği çok önemlidir. Unutulmamalıdır ki; eğer bir ve beraber olursak, sesimizi yüksek perdeden duyurursak, kenetlenirsek, sağlam bir irade ortaya koyarsak, o zaman yanlışlıklara, haksızlıklara, adaletsizliklere dur demek mümkün olabilecektir” şeklinde konuştu. 

NAMIK AZGIN 

 

 

Güncelleme Tarihi: 24 Eylül 2014, 18:41
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER