KUDÜS GÜNÜ MÜSLÜMANIN GÜNÜDÜR

Bafra İnsani Yardım Derneği Başkanı İlyas Altuntaş, Geçtiğimiz günlerde ‘Dünya Kudüs Günü’ dolayısıyla, basın açıklaması düzenledi.

KUDÜS GÜNÜ MÜSLÜMANIN GÜNÜDÜR

      Dünya Kudüs Günü’nün önemi bir kat daha arttığına işaret eden Bafra İnsani Yardım Derneği Başkanı İlyas Altuntaş,” Yüzyıllar boyunca uğruna nice savaşların verildiği, nice evlatların toprağa düştüğü Kudüs, hâlâ Siyonist işgal altında. Mescid-i Aksa’nın etrafındaki düşman kuşatması giderek daralıyor. İşgal güçleri sinsi planlarını adım adım ilerletiyor. Ve maalesef bugün, Filistin davasının etrafına, tıpkı Gazze’deki utanç duvarı gibi, derin bir sessizlik duvarı örülmek isteniyor. Bu şartlarda rahmetli İmam Humeyni’nin; yeryüzünü fitne ve fesada uğratan dünya istihbarına karşı Müslümanların evrensel birliğini ve dayanışmasını temsili için ilan ettiği Dünya Kudüs Günü’nün önemi bir kez daha artmış bulunuyor” dedi.

                  ‘SİYONİST ELÇİLER VE KÜRECİK RADAR ÜSSÜ KAPATILSIN’

        İki haftadan beri Gazze’ye yönelik vahşi saldırıyı kınadıklarının altını çizdiği açıklamada Altuntaş,” Bugün, Türkiye’nin ve dünyanın birçok şehrinde, Rabbimizin çevresini mübarek kıldığı topraklardaki işgale direnen Filistin halkının yalnız olmadığı ispatlanıyor. Siyonist işgale, bölgesel ve dış güçlere karşı sadece Kudüs’ü ya da Gazze’yi değil İslam  Ümmeti’nin izzetini, onurunu ve namusunu müdafaa eden Filistin’in öz evlatlarının unutulmadığı, unutturulamayacağı hep birlikte haykırılıyor. Ve ümmetin ortak davası Kudüs etrafında birleşmeden geçen her anın yeni işgallere, zulümlere, acılara ve tefrikalara yol açtığı gerçeği bir kez daha hatırlatılıyor. Kudüs Günü Dostları, İyi bilinmelidir ki, bölgemizdeki direniş hareketleri ekseninde yaşanan gelişmelere kayıtsız kalmak ve Filistin meselesini merkezi konumundan uzaklaştırmak; işgalciler dışında hiç kimseye yaramamaktadır. Ve ümmetin dağılmışlığını fırsat bilen Siyonist İsrail, Mukaddes Kudüs’ten İslam’ın tüm izlerini silmek için var gücüyle çalışmaktadır. Aksa Camii altında kazılar devam  etmektedir. Camii duvarlarının çökmesi belki de an meselesidir. İşgal parlemontosu, Mescid-i Aksa’yı Müslümanlarla Siyonistler arasında paylaştırmaya cüret edebilmektedir. İşgalci sayısını artırmak içinse Kudüs civarına 20.000 yeni yerleşim birinin daha yapılmasına onay verilmiştir. Siyonist rejim, mübarek Ramazan ayının sevincini Filistin halkının kursağında bırakmak için de her türlü yola başvuruyor. Siyonist zindanlardaki Filistinli tutsaklara sahur ve iftar saatlerinde eziyet ediliyor. Namaz kılmaları, Kur’an okumaları engelleniyor. Batı yaka’da içme suyu kaynaklarına el koyan işgal rejimi, 3 milyon insana Kerbela günlerini yaşatıyor. Han Yunus’ta Filistinli çiftçilerin alınteriyle yetiştirdikleri başaklar ateşe veriliyor. Gazze Şeridi’ndeki Müslümanlara kutsal yerlere geçişi yasaklanıyor. Mossad, Sina’da Gazze’ye komplo kuruyor ve maalesef Mısır yönetimi Refah sınır kapısını yeniden kapatıyor. Gazze bir bayrama daha ambargo altında giriyor. Tüm bu zorbalıklar yaşanırken dünya müslümanlarının sessizlik örtülerine bürünmesi ise kaygı verici. Oysa Kudüs, ortak sömürüş, ortak sevdamız, ortak davamız olmalı değil miydi? Sadece bugünün değil her gün Kudüs, her yerin Kudüs olması gerekmez miydi? Ey Ümmet’in halkları! Size ne oluyor da erkeğiyle, kadınıyla, çocuğuyla ve genciyle işgalin, düşmanın ve ölümün önüne kendini atmış direnişçileri gündem izinizden çıkarabiliyorsunuz? Kardeşler, Filistin davasının dostları; Kudüs hepimizin önünde bir imtihandır ve Kudüs’ü özgürleştirmek ancak siyonizme, küresel kapitalizme ve emperyalizme karşı küresel İntifada’yı başlatmakla mümkündür” diye konuştu.

            Altuntaş,” Unutmayalım ki Dünya Kudüs Günü, sadece bir anma günü değildir. Ümmeti buluşturan bugün, aynı zamanda hepimize, Kudüs’te başlayan direnişin sadece Kudüs’te bitmediğini ispatlama günüdür. Kudüs’ün kuruluşu ümmetin kuruluşudur ve Kudüs, yeryüzünün tüm büyük ve küçük şeytanlarına karşı mazlumların direniş kardeşler iğinde buluşmasıyla kurulacaktır. Kudüs başkentlerdeki saraylarında halkların ihanet ittifakları kuranların, fitne tohumu ekenlerin ve kirli iktidarları için ümmetin kanına girenlerin diplomatik oyunlarıyla değil; tankların karşısına dikilmiş İntifada çocuklarının ve onları düşman karşısında sahipsiz bırakmayanların dayanışmasıyla özgürleşecektir. Ve bugün unutmamız gereken bir diğer husus daha varsa o da şudur: kendi gücümüz ve irademizle kuşatması altında olduğumuz her türlü istihbar ve zulüm düzenlerine karşı tevhidin, adaletin ve özgürlüğün mücadelesini yükseltmediğimiz sürece barış ve esenliğe kavuşamayız. Bölgemizin masum ve mazlum halklarının özgürlük talepleri üzerinden hesap yapanların; despotlara karşı yükselen adalet taleplerini fırsat bilip kendi çıkarları için el ovuşturanların; kendilerine zillet ve yenilginin en ağırını tattırmış olan direniş hareketlerini kuşatma çabasına girenlerin emellerini boşa çıkarmadığımız sürece sahici bir barış sağlayamayız. Siyonist işgal bitmeden, sürgündeki tüm Filistinliler evlerine dönmeden, küresel emperyalizm bölgemizden kovulmadan, bölge halklarını birbirine kırdırmaya çalışan düzenler bozulmadan, NATO ittifakları dağılmadan, ümmeti tehdit eden füze kalkanları yerlerinden sökülmeden, Amerikan üsleri kapatılmadan, geleceğimizi ipotek altına almak isteyen işbirlikçi rejimler son bulmadan Kudüs’ü özgürleşmiş saymayacağız. Son olarak, Dünya Kudüs Günü’nü armağan eden İmam Humeyni’yi bir kez daha rahmetle anıyoruz. Onun bu çağrısı, ümmetin yaklaşması ve kalplerin ısınması için anlamlı bir vesile olmuştur. Ümmete; birlik, kurtuluş ve esenliğin mezhebi, etnik ve ulusal çekişmelerden uzaklaşmakla ve Kudüs gibi temel ve merkezi bir davada buluşmakla geleceğini göstermiştir. Kudüs, bize izzetin teslimiyette değil direnişte olduğunu ispatlamıştır. Direniş ise özgürlüğün kafesleri genişletmek değil parçalamak olduğunu öğretmiştir. O halde Kudüs’e sahip çıkmak, böyle bir direniş bilincini diri tutmaktır. Rabb’imiz; Bizi onura ve özgürlüğe layık olanlardan eyle! Bizi, hakka ve tarihe şahitliğini namus bilenlerle, direnenlerle birlikte yaşat ve onlarla birlikte dirilt. Ümmeti büyük ve küçük tüm şeytanların tuzaklarından, dost kılıklı düşmanlardan muhafaza eyle. Bölgemizdeki direniş hareketlerine yönelik tuzak kuranları kahreyle! Rabbimiz; Bölgemizin tüm müslümanlarını ve dünyanın tüm mazlumlarını arazına varis kıl, müstekbirlerin saltanatlarını bizim ellerimizle devir, zalimlerden intikamına bizleri memur et. Hepimizi özgür Kudüs’te, Mescid-i Aksa’da  kurşunla kaynamış saflar halinde aynı secdede buluştur” şeklinde konuştu. 

             NAMIK AZGIN 

 

Güncelleme Tarihi: 11 Temmuz 2015, 15:30
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER