Bafra’daki Ofisinde açıklamalarda bulunan Şimşek, Türkiye’nin tarihinde, görülmedik bir şekilde, çok ağır siyasal, sosyal ve ekonomik bir süreçten geçtiğini ifade ederek, her kesimin ve herkesin bir sorumluluk anlayışıyla hareket etmesi gerektiğini ve ülke sorunlarının küçük hesaplara feda edilmeyecek kadar önemli olduğunu söyledi.

       “Hepimizin mağlubu olduğu gibi 7 Haziran 2015 seçimlerde milletimiz hiçbir partiye, tek başına iktidar olma şansı vermedir” diyen Şimşek, “Bu seçimlerde Milliyetçi Hareket Partisi yüzde 16 çıvarında oy alarak,80 milletvekili çıkarmıştır” dedi.

       “Ancak kamuoyunda, sanki milletimiz bu seçimlerde, Milliyetçi Hareket Partisine iktidar yolunu açmış ve meclis başkanlığı seçiminde de, sorumluluğunu yerine getirmemiş gibi bir algı yaratılmaya çalışılmaktadır. Elbette her partinin hedefinin iktidar olmak olduğu gibi Milliyetçi Hareket Partisinin de hedefi, iktidar olmaktır” diyen Şimşek, “Ancak burada şunu herkese bir kez daha hatırlatmak isterim ki; Milliyetçi Hareket Partisi, 46 yıllık siyasi hayatında, Türk Milletiyle yaptığı sözleşmeye ve ilkelerine, sıkı sıkıya bağlı bir partidir. Yine hatırlatmak isterim ki; bu 46 yıllık süreçte, ülkemizde birçok siyasi parti kurulmuş, iktidar olunmuş, ancak bugün bu partilerin esamesi bile yoktur. İşte bu nedenledir ki; milletimiz Milliyetçi Hareket Partisine, her zaman verdiği yetkinin ötesinde bir sorumluluk yüklemektedir. Milliyetçi Hareket Partisi bu orantısız sorumluluktan hiçbir zaman gocunmamış ve bugünde gocunmamaktadır. Aksine milletimizin teminatı olarak, bu sorumluluğun bilincindedir. Bu bilinçle de hareket etmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi, 13 yıllık AKP iktidarı boyunca kurulan hükümetleri, yanlışları konusunda uyarmış, doğru yaptığı işlerde ise, hiç oy hesabı yapmadan desteklemiştir” diye konuştu.

        Şimşek,”Ülkemiz içte ve dışta giderek artan ve ağırlaşan sorunlarla karşı karşıya kalırken, AKP siyaseti bir algı siyaseti olarak değerlendirmiş, dini değerleri yozlaştırmak ve tahrip etmekte dahil her şeye, her yola başvurmuştur. Gelinen noktada ülkemiz, içeride her alanda haksızlık ve hukuksuzluk sarmalına girerken, dışta ise, yalnızlığa mahkûm edilmiştir. Bu dönemde bakanları da, başbakanını da kapsayan ülke tarihinin en büyük yolsuzluğunun iktidar gücü kullanılarak üstü örtülmüş, hukuk devleti büyük yara almıştır. Ayrıca bu dönemde, hükümetin birçok uygulaması, yargıdan dönerken, hükümet yargı kararlarına uymak yerine, meclisteki çoğunluk iradesini kullanarak, hukuku arkadan dolanma yolunu seçmiş, haksız ve hukuksuz uygulamalarına devam etmiştir. Yine ülkemizdeki terör olayları konusunda, sapla samanı birbirine karıştıran AKP, terör sorununu bir bölgesel sorun gibi takdim etmiş, ilk düğme yanlış iliklendiğinden zaman içerisinde, sözde çözüm sürecinde yapılan hamleler ile ülkemizde terörün dağdan şehirlere inmesine ve kökleşmesine sebep olmuştur. Yine ayrıca, ‘beni halk seçti, anayasa hukuk falan tanımam’ diyen bir Cumhurbaşkanı varken, bu Cumhurbaşkanına sıkı sıkıya bağlı ve onun vesayeti altında bir AKP bulunurken ve ağırlaşan ülke sorunları mevcutken, bu kadar ağırlaşan ülke sorunlarını AKP ile çözebilmek mümkün değildir. Milliyetçi Hareket Partisi elbette iktidar olmak istemektedir. Ancak bu ne bahasına olursa olsun, iktidarın bir kenarından bizde tutalım düşüncesi değildir. Milliyetçi Hareket Partisi ülkenin bütün sorunlarına vakıftır. Bunları çözmek için güçlü bir siyasi iradeye, bilgi birikimine ve tecrübeye sahiptir. Ancak bu sorunların çözümü için güçlü bir irade, yani iktidar gerekmektedir. Diğer taraftan, HDP halkın oyuyla seçilmiş, ancak hepimizin bildiği gibi Kandil tarafından yönetilmektedir. PKK’ya terör örgütü diyememeleri bundandır. Bir HDP milletvekili, mecliste ‘PKK sizi tükürüğe boğar’  diyerek esasen nereye bağlı olduklarını ifade etmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi, PKK önderliğinde, HDP destekli tırmanışa geçen, terör olayları karşısında, yargıyı harekete geçmeye çağırmıştır. Bu haliyle, HDP’nin parlamenter demokrasinin bir parçası olacağını düşünmek, ham hayalden ibarettir. Son günlerde verilen şehitlerin sorumlusu olarak, Milliyetçi Hareket Partisini göstermek, bu canavarı destekleyip, büyütenlerin bir oyunudur. Suçluların elini kolunu sallayarak gezdiği rejimin adı, hiçbir zaman demokrasi olmaz. Milliyetçi Hareket Partisi yıllardan beri, PKK’nın kanlı eylemleri karşısında, terörle mücadele de, devletin yapması gerekenleri dile getirmiştir. Adına çözüm süreci denilen çözülme süreci, PKK’yı meşrulaştırmaktan öte, bir işe yaramamıştır.7 Haziran sonrası ortaya çıkan siyasi tablo ve meclis aritmetiği değerlendirildiğinde, aslında bugün koalisyon hükümetin kurulabilmesinin en büyük engelin Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan olduğu görülecektir. Kendisi açısından 7 Haziran sonrası ortaya çıkan tablo kötüdür. Çünkü % 100 vesayeti altında olan AKP tek başına iktidar olamamış ve sayın Cumhurbaşkanının hesapları bozulmuştur” şeklinde konuştu.

         NAMIK AZGIN