Yaşar, meclisin gece gündür çalıştırılarak çıkarılmaya çalışılan İnfaz Yasası ile ilgili yaptığı konuşmalarda "Çıkaracağınız kanunların doğuracağı sonuçlara yönelik sosyal ve psikolojik bir çalışmanız mevcut mu?" diyerek yaşanabilecek olumsuzlukların tedbirinin alınıp alınmadığını sordu.
"Herkesin, her zaman, her yerde ve her şartta korunması gereken yaşam hakkı, COVID-19 salgınıyla mücadele edilen bir süreçte elbette mahkûmlar içinde de geçerlidir." diyen Yaşar, Bu anlamda devlet, sorumluluk ve yükümlülüklerini elbet yerine getirmelidir. Temel insan hak ve özgürlüklerini ve bağımsız adaleti zedeleyen, alelacele hazırlanmış tasarıların kamuoyunda tartışılmasına bile izin vermeden, paldır küldür yasalaştırmak yanlıştır!" dedi.
"TOPLUM BUNA HAZIR MI?"
"Bu işin toplum psikolojisindeki karşılığını hiç hesap ettiniz mi acaba? Bugüne kadar hep içeriden kimler çıkacak, neden çıkacak, nasıl çıkacak vb konular üzerinde tartıştık. Peki, hiç insanların ve toplumun psikolojisi bu durumun yaratacağı hasara nasıl refleks gösterecek bunu düşündünüz mü?" diyerek konuşmasını sürdüren Yaşar, şöyle devam etti:
"SUÇU İŞLEYEN ÇIKACAK, SUÇU YAZAN YATACAK"
"Ekonomi kadar, insan psikolojisinin de ciddi yaralar aldığı bir süreçte yapılan bu kanun teklifi, sizce ne kadar amaca hizmet ediyor?
Şayet amaç sağlık için önlemse
Şayet amaç güvenli bir toplumsa
Yahu, suçu işleyenin affedildiği, suçluyu yazan gazetecinin hapsedildiği bir kanunu bu topluma nasıl izah edeceksiniz.
"60 BİN OLAN MAHKÛM SAYISI 18 YILDA 300 BİN OLDU"
Psikolojik arbedeyle yapmaya çalıştığınız yasaların bugüne kadar bu ülkeye faydası olmadığı resmi verilerle ortadadır.
Şayet doğru yolda olsaydınız bu ülkede sadece sizin iktidarınız döneminde 178 tane cezaevi açılmazdı.
İktidara geldiğinizde (2002 yılında) ülkemizdeki cezaevlerindeki tutuklu ve mahkûm sayı yaklaşık 60 bindi. Bugün ne kadar biliyor musunuz? Yaklaşık 300 bin. Ne yaptınız bu topluma da cezaevlerini tıka basa doldurdunuz?
"PARDON! DEMENİN ZARARI MİLLETE"
O yüzden yaptığınız her yanlışın bedelini bu toplum ödüyor. Siz sadece 'pardon' deyip çekiliyorsunuz. Sonuç; egonuzu yenip bir kez bile 'nerede yanlış yapıyoruz' demediğiniz için cezaevi yapmaya yetişemiyorsunuz. Çünkü yanlışlarınızı, doğruları yazanları susturmak için cezaevlerine yollayarak kapatmaya çalışıyorsunuz.
Ama sizin döneminizde açıklanan cezaevi tutuklu sayıları ve halen ısrar ettiğiniz yanlışlar bu toplumu cinnet aşamasına getiriyor, cezaevleri bu yüzden doluyor, haberiniz olsun.
"EYVAH! BİZ NE YAPTIK DEMEDEN ÖNCE"
Yarın, 'Eyvah! Biz ne yaptık” demek zorunda kalabilirsiniz. Bir an önce başınızı ellerinizin arasına alın ve bu toplumun psikolojisiyle daha fazla oynamayın. Çünkü psikolojik kriz ekonomik krize benzemez. Bunu bilmek için âlim olmaya da gerek yok.
Öte yandan bu değişiklikle devlet, bireye karşı işlenen suçlara indirim getirip affederken, kendine karşı işlenen suçları affetmiyor.
"TUTUKLU YARGILAMANIN ÖNÜNE GEÇİLMELİ"
İlkesel olarak tutuklu yargılanmanın önüne geçilmesi lazım. Bir tarihte Sayın Cumhurbaşkanı, "kişisel suçları affedemeyiz, devlete karşı işlenen suçları affedebiliriz" demişti. Oysa burada tam tersi yapılmakta, devlete karşı işlenen suçlarda iyileştirme yapılmazken, kişilere karşı işlenen suçlar kapsama alınmaktadır.
"ÖNCE CUMHURBAŞKANI AFFETSİN"
Mesela, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanına sosyal medyadan hakaret ettikleri gerekçesiyle yüzlerce kişiye dava açıldı. Bunlardan pek çoğu tutuklu olarak yargılanıyor. Ceza alanlar hapse atılıyor. Ama onlar, bu çıkacak olan infaz yasasından yararlanamıyor.
"VİCDANLARDA KARŞILIĞI OLMALI"
Bu haliyle yapılacak olan değişiklik toplumun vicdanını rahatlatmaz, aksine daha çok kanatır.
Eğer bir düzenleme yapılacaksa bu, toplumun her kesimini kapsamalı, vicdanlarda karşılık bulmalıdır.
Oysa bu haliyle yapılacak olan düzenlemenin toplumsal bir karşılığı yoktur.
Samsun Haber, Samsun Haberleri, Haber Samsun, Samsun, Haber, Son Dakika, Altinovagazete.com