DÜZCE (AA) - ÖMER ÜRER - Düzce'nin Çilimli ilçesinde 112 komuta merkezinde çalışan acil tıp teknisyeni Faruk ve Fatma Deniz Bulut çifti, annelerini kaybetmelerine de neden olan zorlu yeni tip koronavirüs (Kovid-19) hastalığı sürecini anlattı.
İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı Çilimli 112 Komuta Merkezi'nde hastaların tedavisi için canla başla görev yapan 28 yaşındaki Faruk ve Fatma Deniz Bulut çifti, bir ay önce Kovid-19 hastalığına yakalandı.
Hastalık yüzünden ciddi solunum sıkıntısı yaşayan ve eşiyle evde tedavi gören Fatma Deniz Bulut, bu süreçte annesini Kovid-19 nedeniyle kaybetti.
Büyük üzüntü yaşayan ve annelerinin cenazesine bile katılamayan çift, tedavileri tamamlanınca göreve yeniden başladı.
Vakalara birlikte giderek hastaların yardımına koşan acil tıp teknisyeni çift, insanların bu hastalığı ciddiye alıp kurallara uymasını istiyor.
- "Annemi kaybettim, o süreç benim için çok zor oldu"
Fatma Deniz Bulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 8 yıldır mesleğini sürdürdüğünü, eşiyle aynı istasyonda çalışıp nöbet tutmalarının büyük şans olduğunu anlattı.
Salgın sürecinde virüs bulaştırma korkusunun kendilerini psikolojik anlamda çok yıprattığını aktaran Bulut, "Bir yıl virüsten korunduk ama maalesef biz de koronavirüse yakalandık. Ailem de yakalandı bizle beraber. Annemi kaybettim ve o süreç benim için çok zor oldu. Akabinde 'İyileştim.' dedim, nöbete başladım ama solunum sıkıntım devam etti." diye konuştu.
Bulut, şu anda iyi olduğunu vurgulayarak, "Psikolojik anlamda toparlanmaya çalışıyoruz. Vakaya gittiğimizde solunum sıkıntısı çeken bir hasta gördüğümde beni üzüyor. Bende yaşadım çünkü kayıplarım aklıma geliyor. Neyse ki aşı bulundu ve aşılama süreci başladı, ona seviniyorum. İnşallah 2021 yılının ilk yarısında bu süreci bitiririz." ifadelerini kullandı.
- "Virüs hastalara karşı empati kurmama vesile oldu"
Vatandaşlara maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uymalarını tavsiye eden Bulut, şöyle konuştu:
"Bu virüs tüm dünyada herkesten bir şeyler kopardı. Ailelerimizden çok uzak kaldık. En çok zorlandığım zaman nöbet tuttuğum gündü. 'Virüsü atlattım.' dediğimde tekrar işe başladım, çalışırken böyle bir sıkıntı yaşadım. Vücuda bir baskı yapıyor ve o baskıyı hissediyorsunuz. Nefes almaya çalışıyorsunuz, kendinizi zorluyorsunuz ama nefes alamıyorsunuz. Onunla başa çıkmaya çalıştım. Virüs hastalara karşı empati kurmama vesile oldu. Koronavirüs vakalarına gittiğimde hastaları çok fazla anlamaya başladım. Zor bir süreç ve yaşamadan kesinlikle anlaşılmıyor."
- "Eşimin annesini kaybetmesine şahit olmam beni çok yıprattı"
Faruk Bulut da sağlık çalışanlarının zor günlerden geçtiğini belirterek, "Duygusal olarak çok baskı altında hissettiğimiz bir dönem olduğu için hastalığa yakalanmam ve eşimin annesini kaybetmesine şahit olmam beni çok yıprattı." dedi.
Koronavirüsü atlatıp sağlıklarına kavuşmalarının ardından eşinin tekrar rahatsızlandığını anlatan Bulut, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tam atlattık derken eşimin solunum sıkıntısı çekmesi beni çok korkuttu. Hastaneye götürdük, orada tedavi edildi ve heyet raporuyla bir ay kadar iyileşme süreci yaşadı. Zorlu bir süreç, herkes görüyor sürecin zorluğunu. İnsanlar maske takmalı ve hijyene kesinlikle önem vermeli. Virüsün gerçekten çok ciddi bir hastalık olduğunu insanlar görmeli.z Özellikle ilk 3 gün ve 1 hafta sonrası hastalığın en şiddetli yaşandığı dönemler. Bu dönemde yaşananlar daha ağır ve yıpratıcı oluyor. Solunum sıkıntısı ve boğulma hissi virüsün en kötü belirtileri. Ciğerlerinde hastalık olan ve bünyesi zayıf insanlarda ne yazık ki akciğer enfeksiyonuna sebep oluyor. Bu sebepten dolayı insanlar vefat ediyor, yoğun bakıma kaldırılıyor. Bu süreci atlatacağız, inanıyorum."
Bulut, insanların virüsü ciddiye alması gerektiğini vurgulayarak, "Aşının bulunması büyük şans ve olunması gerektiğine inanıyorum. Bizi koruyacak tek şey, virüs kaynaklı hastalıklarda aşıdır." dedi.