AK Parti Yerel Yönetimler İstişare ve Değerlendirme Bölge Toplantısı (1)

- AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki: - "Terörden çok çekmiş bir millet olarak burada belki de onların en çok canını yakan iş, 3 tane büyükşehrin görevden uzaklaştırılması oldu. Niye dağa asker götüremeyecekler, paraları çalıp göndermeyecekler. Çok moralleri bozuldu" - "(Görevlendirme yapılan belediyeler) Sokaklarda, caddelerde ne kadar terörist isimleri var, koymaya başladılar. Diyarbakır'da 4 tane cami inşaatı yapılmaya başladı, imarlı, ruhsatlı. Camiler, okullarda genelde ruhsat almazlar ki 'ya hayır işi ne olacak yapılsın' derlerdi. Bunlar imarlı ve ruhsatlı. Dördünü de durdurdular ve yıkım kararı alıyorlar"

AK Parti Yerel Yönetimler İstişare ve Değerlendirme Bölge Toplantısı (1)

SAMSUN (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, "Terörden çok çekmiş bir millet olarak burada belki de onların en çok canını yakan iş 3 tane büyükşehrin görevden uzaklaştırılması oldu. Niye dağa asker götüremeyecekler, paraları çalıp göndermeyecekler. Çok moralleri bozuldu." dedi.

Mehmet Özhaseki, AK Parti Genel Merkez Yerel Yönetimler Başkanlığı'nın Samsun'da bir otelde düzenlediği Yerel Yönetimler İstişare ve Değerlendirme Bölge Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, partinin yerel yönetimleri olarak son toplantıları gerçekleştirdiklerini söyledi.

HDP'li belediyelere atanan başkan vekillerinden sonra neden atandığına dair Türkiye'de tartışmaların başladığını hatırlatan Özhaseki, şöyle konuştu:

"Silahlı terör örgütü kurmak veya yöneticisi olmak' suçlama bu. 'Suçu veya suçluyu övme', 'terör örgütü propagandası yapmak', 'görevi kötüye kullanmak' bunlar kanunumuzda suç mu, suç. Bu arkadaşlar hakkında Diyarbakır için 9 tane, Mardin için 6 tane, Van için de 7 tane soruşturma açılmış. Ayıca İçişleri Bakanlığı 3'er tane soruşturma ve kovuşturma açmış. Haklarında tam 31 tane soruşturma ve kovuşturma var."

- "Cami ve okul inşaatlarına yıkım kararı aldılar"

Özhaseki, söz konusu kişilerin teröristlerin cenazesine katıldığına işaret ederek, belediye hizmetlerini yapmadıklarını aktardı.

Teröristlerin öğretmenleri şehit ettiğini anımsatan Özhaseki, "Sonra, onların başı hakkında övücü sözler ediyorlar. İş başına geleli şurada birkaç ay oldu. Sokaklarda, caddelerde ne kadar terörist isimleri var, koymaya başladılar. Diyarbakır'da 4 tane cami inşaatı yapılmaya başladı, imarlı, ruhsatlı. Camiler, okullarda genelde ruhsat almazlar ki 'ya hayır işi ne olacak yapılsın' derlerdi. Bunlar imarlı ve ruhsatlı. Dördünü de durdurdular ve yıkım kararı alıyorlar." diye konuştu.

Bu belediyelerde çalışan şehit ailelerinden kişilerin işlerine son verildiğini anımsatan Özhaseki, şunları kaydetti:

"El altından şu slogan başladı. 'Bir eleman belediyeye, bir eleman Kandil'e' yani ailelere 'bir kişi ver işe alacağız ama bir kişi de dağa göndereceksiniz' diyorlar. Eşbaşkanlık diye bir şey icat ettiler, kanunda olmayan. Başkan aslında ileride oturuyor ama arkada en az 3 PKK'lı oturuyor. Herkes buna şahittir, bunu herkes biliyor. Dertleri parayı toplayıp dağa göndermek. Anayasa'nın 127 ve Belediye Kanunu'nun 47. maddesi aynen şöyle, 'Görevleriyle ilgili bir sulh sebebiyle hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahalli idare organları veya bu organların üyeleri İçişleri Bakanı geçici bir tedbir olarak kesin bir hükme kadar uzaklaştırabilir. İki ayda bir de gözden geçirebilir.' Yani kesin hüküm olsun diye bir şey yok. Kaç tane açılmış? 31 tane."

- "Paraları çalıp dağa götüremeyecekler, moralleri bozuldu"

Özhaseki, görevlendirme yapılan belediyelerle ilgili örneklerin Avrupa'da da bulunduğuna işaret ederek, bazı demokratların seçimle iş başına gelenlerin görevinden uzaklaştırılamayacağını ileri sürdüğünü hatırlattı.

Konuyla ilgili ikinci itirazın da mahkeme kararı olmadan böyle bir uzaklaştırmanın yapılamayacağıyla ilgili olduğunu anlatan Özhaseki, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bir insanın seçilmiş olması ona suç işleme özgürlüğü verir mi ? Hepimiz seçildik. Seçilmiş olarak buradayız zaten. Bu bize her istediğimizi yapmayı, yasa dışı işler yapmayı, suç işlemeyi legal kılar mı, ben seçildim diye suç işleyebilir miyim, böyle bir şey var mı? Kanun hakkında 'soruşturma veya kovuşturma' açılanlar diyor, çok net. O yüzden yaptığımız yasal, yaptığımız doğru, yaptığımız dünyadaki ileri demokratik uygulamalarla eş değer uygulamalar. Bunlardan kimsenin endişesi olmasın. Terörden çok çekmiş bir millet olarak burada belki de onların en çok canını yakan iş, 3 tane büyükşehrin görevden uzaklaştırılması oldu. Niye dağa asker götüremeyecekler, paraları çalıp göndermeyecekler. Çok moralleri bozuldu."

- "Görevlendirmeler hem legal hem dünya standartlarına uygun"

Terör örgütlerinin en büyük kaynaklarının belediyeler olduğunu, belediyeci olarak bunların personel harcamaları ve yatırım bütçelerine baktığını vurgulayan Özhaseki, belediye bütçeleriyle ilgili yaptığı incelemeye ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

"Diyarbakır Sur Belediyesi, personel ve mal hizmet alımıyla taşeronluk yasasından verdikleri para 2015 yılında çıkarılmış rakamları, yüzde 95 küsür. Yani devlet parayı gönderiyor, bunlar tamamını 'işçilere para verdik', diyorlar. Yatırım 1,19 aslında çok iyi bir rakam. Bitlis, Mutki, Yolalan yatırım bütçeleri sıfır ve personele ödedikleri para yüzde 97-98. Hakkari Büyükçiftlik, Esendere yatırım bütçeleri sıfır ama personele ödedikleri para yüzde 98-99'larda. Mardin Dargeçit, Derik arkadaşlar yatırım bütçeleri sıfır. Yatırım yapmaya niyetleri yok zaten. Patnos Belediyesi 7 sene önce bir toplu sözleşme yapılıyor. Daimi işlere 7 bin 500 lira, geçici işçilere 6 bin 300 lira. Parası varsa versin, eyvallah. 7 sene önceki rakamlar. Şöyle yapıyorlar, Ahmet efendi geliyor ve eline bin lira veriyorlar. 7 bin 500 lira aldı diye imza attırıyorlar. 6 bin 500 lira çantada, dağa gönderiyorlar. Ne yapalım arkadaşlar ya. Bunları seyir mi edelim? Bunların içinde bulunduğumuz gemiyi batırmalarına göz mü yumalım. Doğrusu yapmış olduğumuz iş hem legal hem dünya standartlarına uygun."

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER