AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Samsun Milletvekili Çiğdem Kaaraslan, TRTHaber ve TRT TÜRK ortak yayınında Sinan Burhan'ın sunduğu "Anadolu Soruyor" programına katıldı.
Karaaslan, Evrensel kavramlar üzerinden bugün bizi eleştirenler 15 Temmuz gecesinden temel insan hakkı olan yaşam hakkı elimizden alınırken neredeydiniz'' diye seslendi.
Türkiye gündemine ilişkin soruları cevaplayan Çiğdem Karaaslan, önemli açıklamalar yaptı. Cumhurbaşkanı Sistemi ve Yeni Anayasa sürecini değerlendiren Çiğdem Karaaslan, artık darbe Anayasalarından Türkiye'nin kurtulması gerektiğine dikkat çekti.
Anayasa değişikliğinin bir zorunluluk, acil bir gereksinim olduğunu vurgulayan Karaaslan, "1982 darbe Anayasasıyla ülkemiz 34 yıldır yönetiliyor, tartışılıyor. Bu zamana kadar bütün siyasi partilerin vaatlerinde bu var. Siyasi partiler darbe Anayasası'ndan ülkeyi kurtaracağız demişler ama ne yazık ki, iktidara geldiklerinde, gücü ele geçirdiklerinde değişikliği yapmamışlar, yapamamışlar. Bu arayışı iktidara geldiğimiz günden beri sürdürüyoruz. Daha önce, bir Anayasa değişikliğini gerçekleştirdik. Yeni değişiklik inşallah gelecek. MHP ile uzlaşma gerçekleşti. 'Cumhurbaşkanlığı Sistemi' diyoruz. Çok önemli, büyük ve güçlü bir ülke olan Türkiye, giydiği kıyafete sığmıyor. Üzerine biçilen kıyafetlere dar geliyor. Uçuşa geçen bir ülkenin, ağırlıklarımızdan kurtulması gerekli. Hain bir darbe girişimi yaşadığımız bu süreçte, artık darbe Anayasasıyla yaşamak istemiyoruz" dedi.
"Süreç çok şeffaf ve kamuoyunun gözü önünde yaşanıyor" diyen Karaaslan, "Başkanımız Sayın Binali Yıldırım, MHP Lideri Devlet Bahçeli ile görüştü. Ardından görevlendirilen heyet çalışmaya devam etti. Bir taslak hazırlandı, genel başkanlara sunuldu. Son buluşma sonrasında iki lider açıklama yaptı. Bundan sonrası düzenlemenin önce komisyona ardından meclise gelmesini kapsıyor. Yeter sayısını bulsak bile halka gitme taraftarıyız. Mutlaka halka sormaktan yanayız. Halkın senini dinlemek tüm icraatlarımızda, var olma sebeplerimizdendir. Bu süreç en kısa zamanda yerine getirilecektir. Uzlaşma zeminini muhafaza edip, aynı birliktelikle darbe Anayasası'ndan ülkemizi kurtaracağız" şeklinde konuştu.
SINIR ÖTESİ OPERASYON MÜLTECİ SORUNU
Türkiye'nin sınır ötesinde gerçekleştirdiği Fırat Kalkanı Operasyonu'nun dünya barışı, Türkiye'nin güvenliği ve insanlık dramlarının sona ermesi için çok önemli olduğuna dikkat çeken Karaaslan, soru üzerine açıklamalarını şöyle sürdürdü; "Komşu topraklarımızda içimizi acıtan dramlar, olaylar yaşanıyor. Dualarımız bu acıların artık son bulması içindir. Sınır ötesi operasyonlar, gelinen noktada hayati önem taşımaktadır. Fırat Kalkanı Operasyonu'nu Türkiye ve coğrafya açısından önemli. Hiç bir ülkenin bir karış toprağında gözümüz yok. Oradaki, insanlarla gönül birlikteliğimiz, ortak yaşamımız, bağımız var. Duyarsız kalamayız. Zaman zaman acı haberler alıyoruz. Şehitlerimiz oluyor, çok üzülüyoruz. Tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun. Onlara minnettarız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sınır ötesi operasyonla Dünya barışı içinde önemli bir adım attı. Dünya barışı için bizim orada var olmamız gerekli. Gerekli görüldüğü sürece bu operasyonlar devam edecek. Suriyelilere kapımızı değil, gönlümüzü açtık. Acıdan, savaştan, yoksulluktan kaçanlar ülkemize sığındı. Sosyal politika üretme açısından Türkiye'nin dünyaya verdiği mesaj açısından önemli. "
AVRUPA'NIN GERÇEK YÜZÜ
Avrupa'nın Türkiye'ye karşı tutumunu ve politikalarını eleştiren Çiğdem Karaaslan, Avrupa Birliği'nin gerçek yüzünün ortaya çıktığını, ikiyüzlü tutumunun devam ettiğini söyledi. "53 yıldır Avrupa Birliği'nin kapısında bekliyoruz" diyerek süreci anlatan Karaaslan, "Türkiye sözünün eri davrandı. Ön görülen düzenlemelerin çoğu yerine getirildi. Biz sözümüzde durduk. Tüm bunlara rağmen Avrupa iki yüzlü, samimiyetsiz tavrını sürdürüyor. 15 Temmuz hain darbe girişimini Avrupa'da farklı yansıtmaya çalıştılar. Bu kadarını açıkçası beklemiyorduk. Bu hainliğe sessiz kaldılar. Türkiye'nin sergilediği tavır her zaman samimiydi. Darbeyle karşı karşıya kalmış bir ülke, şehir merkezinde darbe gerçekleşiyor. Avrupa tepki için bile sürece dahil olmadı. Bu onların samimiyetini belirmemek için ayrı bir net tabloydu. Yetmedi, Avrupa Parlamentosu'nun terörist başı ve teröristler için başlattıkları süreç, tavsiye kararları ise kabul edilecek türden değildi. Bu kadar acıların yaşandığı bir ülke yalnız bırakıldı, yaşananlara duyarsız kalındı. Demokrasi, insan hakları gibi evrensel kuralları sürekli kullananlar, ülkemizdeki tüm ihlalleri görmezden gelmesi bizleri üzdü. Evrensel kavramlar üzerinden bugün bizi eleştirenler 15 Temmuz gecesi en temel insan hakkı olan yaşam hakkı elimizden alınırken neredeydi ?" şeklinde konuştu.
RECEP TAYYİP ERDOĞAN DAĞ GİBİ ARKAMIZDA
Türkiye'nin güçlenmesi, Avrupa Birliği süreci hakkında soru üzerine açıklamalarını sürdüren Karaaslan, şöyle devam etti; "Türkiye el pençe divan duran, boyun eğen bir ülke değil, hiç olmadı. Eskiden bazı yöneticiler buna izin verdi. Şuan güçlü bir Türkiye var. Kendi geleceğimi, kendim tayin ederim diyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, gerçekten dağ gibi arkamızda, dolayısıyla biz onun gücünden güç alıyoruz, millet olarak. Özgüvenimiz arttı. Baktığımızda bugün vatandaş kendi geleceğine sahip çıkıyor her konuda. Güçlü ve geleceğe atılımlar yapmayı hedefleyen bir ülke olarak Şanghay Beşlisi veya başka ülkelerle de görüşmelerde gerçekleştirebiliriz. Biz her zaman dedik ki, muhasır medeniyetler üzerinde bir ülke olmayı hayal ediyoruz. Avrupa Birliği bunu gerçekleştirmek için bir vesiledir. Avrupa Birliği'ne üye olmak için bunu yapmıyoruz. Olsak da, olmasak da o seviyeye geleceğiz. 2023'de 2053'de 2071'de bunu hayal ediyoruz."
EKONOMİK DARBE YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR
Kanlı darbe girişimiyle başaramadıklarını, Türkiye üzerinde ekonomik olarak uygulamaya çalışıldığına dikkat çeken Karaaslan, sahneye yeni bir metot çıkarıldığını kaydetti.
Yaşanan ekonomik daralmanın Türkiye'de yaşanan bazı sıkıntılarla birlikte, küresel etkilerinin de olduğunu vurgulayan Karaaslan, şunları dedi; "Küresel ölçekte yaşanan sıkıntılar bir yandan ülkemiz de de hissediliyor. Türkiye'nin tek başına yaşadığı bir konu değil. Uluslararası boyutu da var. Sayın Cumhurbaşkanımız daha önceki Küresel finans krizinin Türkiye'yi teğet geçeceğini söylemişti. Teğet geçti. Yine teğet geçeceğini söyledi. Buda teğet geçecek. Bu milleti, tanklarla, toplarla, jetlerle sindiremeyenler, başını eğdiremeyenler bunu yine başaramayacak. Bu millet o kadar basiretli ki. Dolarını bozdur kampanyasına büyük ilgi gösterdi. Türk Lirası'na verdiği değeri gösterdi. Yine milli ve manevi değerlerimizi sahip çıktı, her zaman olduğu gibi koruyacaktır" mesajını verdi.
DOLARI BOZDUR KAMPANYASI
"Doları kimsenin bize silah solarak kullanmaya hakkı yok" diyen Karaaslan, "Dünyadaki ve Türkiye'deki gelişmeler ekonomiyi etkiledi. Millet olarak bununda üstesinden geliriz. Piyasada bazı sıkıntılar yaşanıyor ama hükümet bir çok teşvik ve desteklemelerle esnafına, üreticisine destek sağlıyor. Büyük yatırımlar gerçekleşiyor. Devlet vatandaş el ele. Cumhurbaşkanımızın çağrısına büyük talep oldu. Türk Lirası'na değer kazandırılıyor. Milli ve yerli ürünlerin değer kazanmasını, artmasını istiyoruz. Ekonomik sıkıntılar teğet geçecek" dedi.
OHAL HALKA UYGULANMADI
Olağan Üstü Hal (OHAL) uygulamasının gereksinimi ve halka olan etkileri konusuna soru üzerine değinen Kararaslan, "İktidara geldiğimizde hemen OHAL'i kaldırdık. Aslında ne kadar karşı olduğumuzu gösterdik. Özgürlük alanlarını kısıtlayan herşeyden kurtulma istedik, prangalardan kurtularak yolumuza devam ettik. 2016 yılı Türkiye'sinde, bize darbe girişimi gibi bir hainliği yaşatanlarla mücadele noktasında OHAL ilan edildi. Vatandaşlarımız gündelik yaşamlarında hiç etkilenmedi, normal yaşantılarına devam etti. Devlet kendisine OHAL uyguladı, terörle mücadele ediyor. FETÖ Devletin tüm kanallarına sızmış. Benim açımdan casus bir örgüt. Her kalıba göre şekle girmiş bir yapı. Kimseyi mağdur etmeden terör örgütüyle mücadele aralıksız sürüyor. OHAL gerektiği kadar devam edecek " diye konuştu.
BELEDİYELERE KAYYUM ATANMASI TERÖR BAĞI
Doğu ve Güneydoğu illerinde belediyelere kayyum atanması konusuna değinen Çiğdem Karaaslan, "Bir belediye başkanının görevi nedir ? Bir insan neden siyaset yapmak, belediye başkanı olmak ister. Amaç önce halka hizmettir. Halka hizmet yerine teröre hizmet ederseniz, terörle yan yana olursunuz. Halkın oyuna talip olmuşsunuz ama devletin gönderdiği kaynakların büyük bir kısmını teröre aktarır, şehirlerde hendekler kazılmasına izin verir, araç gönderirseniz sonuç kaçınılmaz olur. Halkımızı kimsenin mağdur etmeye, farklı ajandalar yüzünden halka sıkıntı çektirmeye kimsenin hakkı yok. En büyük çalışmamız demokrasi ve özgürlük alanında olmuştur. Seçilmişe, görevini yapana her zaman önem veriyoruz. Teröre kucak açanlara değil. Halkımızın talepleri çok önemli" şeklinde konuştu.
Terörü destekleyen belediyelerin tahribatlarının giderilmeye çalışıldığını vurgulayan Karaaslan, "Bu bölgelerimizde bir yandan Kentsel Dönüşüm kendi mecrasında devam ediyor. Terör nedeniyle evini terk edenlere acil çözüm olmak için çalışmalar başlatıldı. Yapımına süren konutların bir kısmının teslimi Ocak ayı sonunda gerçekleşecek. Diğer konut yapımları ise devam ediyor. 36 bin konut yapacağız. O bölgenin coğrafi şartları ve mimari dokusuna göre ayrı bir çalışma da yürütülüyor.Örnek verirsek Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yürütülen projeyi yakından takip ediyorum. Dünya'da örnek olacak. Doğu ve Güneydoğu bölgemizdeki köklü değişim, kent dokusu korunarak önemli projelerle sağlanacak" bilgisini verdi.
ÇEVRE, ŞEHİR VE KÜLTÜR
AK Parti Çevre, Şehir ve Kültürden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Kaaraslan, görev alanıyla ilgili yürütülen çalışmalar hakkında da bilgi verdi. "Çevre ciddi bir siyasi argüman üretmemiz gereken bir alan" diyen Karaaslan, "Çevre ideolojik bir alan değil. Biz çevreye doğa, insan yaşamı, geleceğimiz açısından bakıyoruz. AK Parti olarak bu konuda ciddi çalışmalar ve projeler üretiyoruz. İklim değişikliği, karbon salımı, çevre sorunları, geri dönüşüm konusunda bir diyalog zemini oluşturuyoruz. Çevre hassasiyeti gösteren uzmanlarla bir araya geliyoruz. Türkiye'nin mimari dokusunu yeniden canlandırıyoruz. 2023, 2053, 2071 hedeflerine ülkemizi hazırlıyoruz. Geçmişten beslenen geleceğe ilerleyen, çevre dostu, engelleri olmayan, estetiğini önceleyen şehirleşmeye ihtiyaç duyuyoruz. Bu yönde çalışıyoruz. İktidara geldiğimizde temel sorunlar vardı. Çöp dağları, kuraklık, hava kirliği gibi. Şehir kimliğinin kazandırılması noktasında sıkıntılar yaşanıyordu. Tüm yurtta seferberlik başlattık. Sorunların bir çoğu giderildi ama yeterli değil. Kentlerde en iyinin arayışındayız" diye konuştu.
Türkiye'nin deprem riski altında olması nedeniyle kentsel dönüşümler ve yapı güvenliği konusuna dikkat çeken Karaaslan, "Deprem, kentsel dönüşüm en önemli gündem maddelerimizden. Toplum olarak bir farkındalık oluşturmalıyız. Deprem Sigortası hayata geçirildi. Riskli binaların dönüşümü için devlet olarak destek sağlandı. Depreme el birliğiyle hazırlanmalıyız. Depreme dayanıklı konukların üretilmesi umut verici bir gelişme. Eski binalarında dönüşümü mutlaka yapılmalı. Denetimler sürüyor ama yeterli değil. Bizim için Türkiye'deki tüm binalar sağlıklı hale gelene kadar sıkı bir denetim ile çalışma içerisinde olacağız" dedi.
Kadınların önemine de değinen Çiğdem Karaaslan, AK Parti'nin lokomotifinin kadınlar olduğunu, ülkenin gelişimi ve kalkınması için büyük bir role sahip olduklarını da sözlerine ekledi.
Samsun Haber, Samsun Haberleri, Haber Samsun, Samsun, Haber, Son Dakika, Altinovagazete.com
Güncelleme Tarihi: 08 Aralık 2016, 09:19