KASTAMONU (AA) - Kastamonu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz, "100 yıl önce olduğu gibi bugün de aynı heyecanla milletimizin istiklale ve istikbale sarıldığını görmek en büyük bahtiyarlıktır." dedi.
Yılmaz, Kastamonu Üniversitesi Bilgehan Bilgili Konferans Salonu'nda düzenlenen Milli Mücadele'nin 100. Yılında İstiklal Yolu ve Yiğit İnebolu Paneli'nin açılışında yaptığı konuşmada, Atatürk'ün Samsun'a çıkışının 100. yılı olması dolayısıyla bir dizi etkinliğin yapıldığını söyledi.
Milli Mücadele dendiğinde Kastamonu'nun ilk akla gelen yerlerden biri olduğunu dile getiren Yılmaz, "İstiklal Savaşı sırasında İnebolu-Kastamonu-Ankara hattı bir anda önem kazanmış, İnebolu, Ankara için denize açılan en yakın ve en güvenli pencere olmuştur. Atatürk'ün 'gözüm cephede, kulağım İnebolu'da' dediği bu güzergah, günümüzde 'İstiklal Yolu' olarak tescil edilmiştir. İstanbul'dan Ankara'ya istiklal mücadelesine katılmak için harekete geçen önemli devlet erkanı ve aydınların büyük bir kısmı, sivil ve askeri personel, elçilik heyetleri, Buhara ve Azerbaycan sefaret heyetleri, gazeteciler, İnebolu yolunu tercih etmiştir." diye konuştu.
İnebolu Limanı'nın güvenli bir liman olduğunu vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:
"Çeşitli yollarla temin edilen silah, mühimmat ve teçhizat en güvenli limanlardan birisi olan İnebolu Limanı'ndan cepheye sevk olunmuştur. Batı Cephesi'ne sevkiyat, en müsait yol olan İnebolu-Kastamonu-Çankırı-Ankara hattı kullanılarak yapılmıştır. Günümüzde Batı Cephesi'nde İstiklal ve Zafer Yolu kucaklaşmaktadır. Bu taşıma faaliyeti sırasında fedakarlık örneği kağnı kollarının yazdığı destan Şehit Şerife Bacı sembolü etrafında dilden dile halk arasında hala dolaşmaktadır. Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde 19 Mayıs 1919'da Samsun'da yakılan istiklal meşalesi, Amasya, Sivas ve Erzurum'dan geçerek tüm vatan sathına yayılmıştır. 19 Mayıs tarihi, 'mandadan evvel istiklal' diyen, 'istiklal-i tam' diyen Türk milletinin, milletimizin varoluş mücadelesinin adı oldu."
- "Kuşaklar arasında inanç, tarih ve kültür köprülerini sağlam tutmalıyız"
Bu mücadelenin İzmir'in geri alınışına kadar kararlılıkla sürdüğünün altını çizen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Neticede kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, milletimizin ilk değil, binlerce yıllık tarihinde Anadolu'da kurulan son devlettir. Bugün kağnı kollarıyla yazılan destanın üzerinden 100 yıl geçti. Atatürk, 'dil bir köprüdür, inanç bir köprüdür, tarih bir köprüdür' diyordu. Geçmiş ve gelecek arasında, kuşaklar arasında, dede ile torun arasında inanç, tarih ve kültür köprülerini sağlam tutmalıyız. Tarihimizde yaşadığımız acı ve tatlı tecrübeler toplum vicdanında duygu yüklü ifadelerle sembolleşti. Çanakkale ruhu, Milli Mücadele ruhu, Cumhuriyet ruhu oldu. Bu şekilde kavramsallaştırdığımız manevi köprüleri milli varlığımızın zincir halkaları gibi düşünüp tartışmamalı birini diğeriyle kıyaslamamalı, yarıştırmamalıyız.".
Milletin aynı heyecanla istiklale sarılmaya devam ettiğini anlatan Yılmaz "100 yıl önce olduğu gibi bugün de, aynı heyecanla milletimizin istiklale ve istikbale sarıldığını görmek en büyük bahtiyarlıktır. Milli Mücadele hareketinin 100. yılı kutlu olsun." ifadesinde bulundu.
Yılmaz'ın açılış konuşmasının ardından panele geçildi.