SAMSUN (AA) - Samsun'un Atakum ilçesinde ikamet eden Sema Çakıroğlu, çeşitli sağlık sorunları yaşadığı dönemde edindiği deniz kabuklarından süs eşyası yaparak sorunlarını aşmayı başardı.
Ev hanımı olan ve 14 yıl önce rahim kanserine yakalanan bir çocuk annesi Çakıroğlu, bu dönemde tedavisi sürecinin yanı sıra arkadaşlarının tavsiyesiyle el sanatlarına yöneldi.
Çakıroğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecindeki karantina günlerinde ise deniz kabuklarından süs eşyaları yapmaya başladı.
Sahilden topladığı deniz kabuklarını boyayarak rüzgar çanlarına dönüştüren Çakıroğlu, bunları sosyal medyadan satarak gelir de elde ediyor.
Çakıroğlu, AA muhabirine, kanser tedavisi döneminde ahşaptan uğur böceği yapmaya başladığını, daha sonra buna bir süre ara verdiğini söyledi.
Bu dönemde ciddi depresyona girdiğini belirten Çakıroğlu, el sanatlarıyla uğraşmanın kendisine terapi gibi geldiğine işaret etti.
Daha sonra da çeşitli sağlık sorunları yaşadığını anlatan Çakıroğlu, "Bir gün sahilde dolaşıyordum. Bir arkadaşımın da teşvikiyle doğadaki malzemeleri dönüştürebileceğimi düşündüm. Deniz kabuklarını çeşitli hediyelik eşyalarda kullanabileceğimi düşündüm. Bu arada pandemi süreci başladı. Pandemi ve sağlık problemleri yaşadığım süreçte en büyük tedavim bu objelerdi." dedi.
Önceleri bunları ticari amaçlı düşünmediğini, sadece sosyal medyada paylaştığını aktaran Çakıroğlu, "Bir site açtım. Buradan bana dönüşler başlayınca ben de satmaya başladım. Yurt dışında kardeşim var, o beni destekledi. Talep olunca yurt dışına gönderdim. Ekonomik dönüşü de olunca bu beni daha çok teşvik etti. İnsanlar çok beğendi." diye konuştu.
- "Mesaiye gider gibi 09.00'da işimin başına oturuyorum"
Karadeniz'in deniz kabuklarını ne zaman sahile atacağını bildiğini, o dönem gidip bunları topladığını ifade eden Çakıroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sonra belirli aşamalardan geçiriyorum. Kapı süsleri, rüzgar çanları gibi değişik objelerde kullanıyorum. Renklerle oynamayı seviyorum. Deniz kabuklarını boyuyorum. Kendimi evde hapsedilmiş gibi hissetmiyorum. Programlı çalışıyorum. Sabah 07.30'da kalkıyorum. Kahvaltıdan sonra mesaiye gider gibi 09.00'da işimin başına oturuyorum. Boyama mı yapacağım, kabukları mı deleceğim, yıkayacak mıyım veya vernikleyecek miyim. Bu program dahilinde çalışıyorum. Böylece sıkılmıyorum, bunalıma da girmiyorum. Ticari bir kaygım da yok ama bir tane bile satılsa beni çok mutlu ediyor."