TRABZON (AA) - DUYGU AVUNDUK - Trabzon'da yaklaşık 7 yıl önce bakıma muhtaç, yaralı ve terk edilmiş hayvanlarla ilgilenmeye başlayan usta öğretici Göktuğ Hacıfettahoğlu, 6 ay önce böbrek yetmezliği, tansiyon ve kedi AIDS'i (FIV) teşhisi konulan "Çapkın" isimli sokak kedisinin bakımıyla yakından ilgileniyor.
Ortahisar'da usta öğreticilik yapan 32 yaşındaki Hacıfettahoğlu, 7 yıl önce mahallesinde fark ettiği sokak kedisine "Çapkın" ismini vererek, sahip çıktı. Kediye kulübe yapan Hacıfettahoğlu, bakımını da üstlendi.
Hacıfettahoğlu, yaklaşık 6 ay önce Çapkın rahatsızlanınca veterinere götürerek testler yaptırdığını, testler sonucunda hayvana böbrek yetmezliği, tansiyon ve kedi AIDS'i teşhisi konulduğunu ifade etti.
Çapkın için özel olarak satılan diyet maması kullandığını belirten Hacıfettahoğlu, kulübenin üzerine "Kedi böbrek hastasıdır. Özel mamayla beslenmektedir. Başka bir şey yedirmeyin." ifadelerini yazdığını, çevredeki vatandaşları ve çocukları başka bir yiyecek verilmemesi konusunda uyardığını vurguladı.
Hacıfettahoğlu, AA muhabirine, çocukluğundan beri her zaman hayvanlara karşı duyarlı olduğunu belirterek, özellikle son 7 yıldır aktif olarak hayvanlarla daha yakından ilgilendiğini söyledi.
Trabzon Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneğinin (TRAHAYKO) üyesi olduğunu ifade eden Hacıfettahoğlu, "Evde ve sokakta hayvanlara bakıyorum. Gönüllü bir hayvanseverim. Dernekte de hayvanlarımıza elimizden geldiği kadarıyla yardım ediyoruz." dedi.
Hacıfettahoğlu, derneğin çalışmalarında aktif olarak görev aldıktan sonra özellikle sahipsiz hayvanların ne gibi zorluklar yaşadığının daha çok farkına vardığını dile getirerek, "Arkadaşım bir kedi almıştı, beraber bakalım, diye benden yardım istedi. O şekilde bakmaya başladık, daha sonra arkadaşımda da astım hastalığı çıkınca, kediye sokakta bakmaya çalıştık ama uyum sağlayamadı, o şekilde ilk kediyi evimize aldık. Daha sonra 2-3 derken sokak hayvanlarına bakmaya başladım. Hayvan dernekleriyle çalışmaya başladım. Onlardan çok şey öğrendim." diye konuştu.
- "Onlara hayvanım gibi değil de çocuğum gibi bakıyorum"
Hacıfettahoğlu, şöyle devam etti:
"Evimde 3 tane kedi, 4 tane de kuş var. Onlar da 6 senedir benimle beraberler. Hayvanlara karşı duyarlılık olunca gördüğünüz her can gözümüze ilişiyor. Bütün baktığım kedilerim, sokak kedisi, asla parayla almadım. Hepsi tekir kedidir. Onlara hayvanım gibi değil de çocuğum gibi bakıyorum. Çapkın, 7 senedir benimle birlikte. Burada sokak kedilerine bakıyorduk, gelen giden çok kedi oluyordu. 2015 yılında beri Çapkın burada. İlk başlarda insanlara bu kadar yakın değildi, zamanla burada kalarak, insanlara yakınlaşmaya başladı."
Hacıfettahoğlu, yıllardır Çapkın'a baktığını anlatarak, "Hırçın ve baskın bir kedi, o nedenle burada başka kedileri istemedi. Kendi bölgesini oluşturdu. Yaklaşık 7 ay önce yaşlanma belirtileri göstermeye başladı. Veterinerden aldığımız bilgiye göre en az 12 yaşında. Vücut tüylerini yalayamıyordu, burnunda kir oluyordu, ondan dolayı veteriner hekimimize gittik, kan tahlili yaptırdık ve sonucunda böbrek yetmezliği, kedi AIDS'i ve tansiyon hastası olduğunu öğrendik. Sokak hayvanı olduğu için bakımı daha zor. Böbrek hastası olması nedeniyle özel mama yemesi gerekiyor. Aynı zamanda özel tansiyon ilacı var. Hemen hemen 6 aydır ona bu şekilde bakıyoruz." dedi.
- Çapkın diyet mamadan başka yiyecek yiyemiyor
İlk hastalandığı dönemlere göre Çapkın'ın daha iyi gelişme gösterdiğini ifade eden Hacıfettahoğlu, "Böbrek hastalığının kesin bir tedavisi yok. Sadece daha kötü olması engellenebiliyor. İlerlemesi yavaşlatılabiliyor. Bugün için daha iyi durumda. Elimizden geldiğince Çapkın'ı daha iyi şartlarda yaşatmaya çalışıyoruz. Burada insanlara uyarılar yapıyorum çünkü başka hayvanseverler de var. Hayvanları sevdikleri için salam gibi yiyecekler verebiliyorlar. Ama Çapkın'a kesinlikle verilmemesi gerekiyor." diye konuştu.
Hacıfettahoğlu, Çapkın'ın kulübesinin üzerine yazı yazarak, çevredeki insanların ve çocukların bilinçlenmesini sağlamaya çalıştığını ifade etti.
Ailelere de çocuklarına hayvan sevgisini aşılamaları için çağrıda bulunan Hacıfettahoğlu, şunları söyledi:
"Sokakta gördüğümüz küpeli köpekler oluyor, bunlar belediyenin kısırlaştırıp tedavisini yaptığı, saldırgan olmayan köpeklerdir. Onlar zaten bırakılmıyor. Bunlardan korkmasınlar. Nasıl biz konuşuyoruz, sesimiz çıkıyorsa, havlama da köpeklerin konuşmasıdır. Köpeğin havlaması, illa bir çocuğa ya da insana zarar vereceği anlamına gelmiyor. Hayvanlardan korkan ebeveynler, kendileri korkuyorsa bile bunu çocuklarına yansıtmasınlar. Hayvanlarla büyüyen çocuklar emin olun topluma daha faydalı bireyler olur. Bütün insanların hayvanları sevmelerini ve anlamalarını diliyorum."