10 bin yıllık "Hitit buğdayında" geleneksel yöntemle hasat

- Kastamonu'da bazı çiftçiler, geçmişi 10 bin yıl öncesine dayanan ve "Hitit buğdayı" olarak anılan siyez buğdayının hasadını tırpanla ve imece usulü yapıyor - İhsangazi Belediye Başkanı Hayati Sağlık: - "İlçemizin siyez noktasındaki en büyük avantajı, geleneksel metotlarla üretimin hala devam etmesi" - Çiftçi Ali Işıkçı: - "Köyümüzde eski usul imece devam ediyor. Sıra kimin tarlasındaysa, boş olan 3-5 kişi onun tarlasına gidip biçiyoruz"

10 bin yıllık

KASTAMONU (AA) - ÖZGÜR ALANTOR - Kastamonu'da geçmişi 10 bin yıl öncesine dayanan ve "Hitit buğdayı" olarak anılan siyez buğdayı, bazı köylerde halen geleneksel yöntemlerle ve imece usulü hasat ediliyor.

Yoğun talep nedeniyle ilçede son 10 yılda siyez buğdayı ekim alanları hızla arttı. İç ve dış piyasada ham ve işlenmiş şekilde talep gören buğday, kısa sürede tükeniyor.

Araştırmalara göre 14 kromozomdan oluşan ve "buğdayın atası" olarak bilinen siyez, bölgede "kabulca" veya "kaplıca" şeklinde de adlandırılıyor.

Hava sıcaklığının 36 dereceyi bulduğu ağustosta bazı çiftçiler, buğday hasadını geleneksel yöntemleri kullanarak tırpanlarla yapmaya devam ediyor.

İhsangazi Belediye Başkanı Hayati Sağlık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, siyez buğdayının geçmişinin 10 bin yıl öncesine dayandığını söyledi.

"Hitit buğdayı" olarak anılan siyez buğdayının, ilçede bazı çiftçiler tarafından halen geleneksel yöntemlerle hasat edildiğini anlatan Sağlık, şöyle konuştu:

"İlçemizin siyez noktasındaki en büyük avantajı, geleneksel metotlarla üretimin hala devam etmesi. İlçede ekilen siyezin yüzde 10'una yakın kısmı, yani bin-bin 500 dekar, doğal tekniklerle hasat ediliyor. Bu alanlarda siyezi dedelerimizden, babalarımızdan öğrendiğimiz gibi tırpanla biçiyoruz."

Çiftçi bir ailenin çocuğu olduğunu dile getiren Sağlık, "Hala çiftçilik yapmaya ve bu geleneği sürdürmeye çalışıyorum. Bunu bizden sonra gelecek nesillere de aktarmak istiyorum. O nedenle tırpanla biçim yapan çiftçilerimizi ziyaret ederek, onlara yardım ettim." dedi.

- İmeceyle hasat

İnciğez köyünde siyez eken Ali Işıkçı ise köylerinin rakımının yüksek olduğunu söyledi.

Köyde biçerdöverin çıkmadığı yerlerde hasadı tırpanla yaptıklarını anlatan Işıkçı, "Onun dışında da bazı yerleri tırpanla biçiyoruz. Tırpanla biçtiğimizde hasat yere dökülmediği için verim daha fazla oluyor. Hasadın daha iyi olması için tırpanı tercih ediyoruz." ifadelerini kulandı.

Işıkçı, "Siyezden un, bulgur, makarna ve tarhana yapıyoruz. Ürünleri kendimiz işliyoruz. Kullanacağımızı ayırıp, artanını da perakende şeklinde satıyoruz." diye konuştu.

Köyde bin 500 dekarda siyez ekildiğini kaydeden Işıkçı, "Eskiden daha az ekiliyordu, son zamanlarda tüm arazide siyez ekimine başlandı. Köyümüzde eski usul imece devam ediyor. Sıra kimin tarlasındaysa, boş olan 3-5 kişi onun tarlasına gidip biçiyoruz." dedi.

Sami Burkucu da yaklaşık 40 dekarda siyez ekimi yaptığını belirtti.

Tırpanla biçmenin artılarının olduğunu dile getiren Burkucu, "Tırpan hem doğal hem de tane kaybı olmuyor. O nedenle tırpanla hasadı tercih ediyoruz. Kol ve beden kuvvetiyle yapıldığı için zor oluyor ama imeceyle hallediyoruz." ifadelerini kullandı.

Pastaneci İrfan Çakal da iş yerinde siyezden yapılan ürünleri işlediğini anlattı.

Kendisinin de siyez ektiğini ifade eden Çakal, "Bölgemizde tırpanla biçilen siyez buğdayını daha çok tercih ediyoruz. Çünkü tırpanla biçilen daha doğal oluyor. Mümkün olduğu kadar kendi ürünlerimizi de tırpanla biçiyoruz." açıklamasında bulundu.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER