Yazlıkların yapıldığı 17500 dönümlük arazi, 1954 yılında Yörüklerde ikamet eden köylülere devlet tarafından verilmiş. Tapusu da müşterek olarak verilmiş.
1960 yılından sonra hazine, tapuya itiraz etmiş, müşterek tapunun sahibi olan Yörük köylüleri ile mahkemelik olmuşlar.
Yörüklerde bu arazi üzerinde yaşayan köylüler, araziyi aralarında gayrı resmi olarak parsellemiş, her hak sahibi kendine düşen araziyi kullanmaya devam etmiş.
Bu köylülerin bir kısmı 1989 yılından sonra yazlık yapmak isteyenlere kendisine düşen arazilerini satmış.(hisselerini) Bu hisseleri alan vatandaşlar, mühendis getirerek parsellediler.
Bu 1750 dönümlük arazi 77 parsel olarak bütün halinde kayıtlara geçiyor. Tapusu da 78 kişiye ait olarak belirtiliyor.
İşte 60 kişilik bir vatandaş gurubu bu müşterek tapunun içerisinden 30 dönümü almış, tabiî ki de noter satışı ile.
1992 yılında inşaatlar başlatılmış, Belediyeden evlere elektirik ve telefon bağlanmasında bir sakınca yoktur diyerek bir belge almışlar. Elektirik ve telefonlarını bağlatmış, yaşamaya başlamışlar.
O dönemde bu bölgede imarı engelleyecek “SİT ALANI ve RAMSAR SULAK ALAN SÖZLEŞMESİ” gibi hiçbir engel de yok. Daha sonra 1992 yılında bu bölge SİT ALANI ilan edilmiş.
Şimdi Büyükşehir Belediyesi diyor ki, burası SİT alanı ben bu evleri yıkacağım. Vatandaş itiraz ediyor. “Aldığımızda Sit Alanı değildi. Ayrıca SİT alanında ki hiçbir şeye de dokunulamaz.
Burada yazlıkçılara ait 200 adet yazlık bina var. Büyükşehir, bir de ayrım yaparak “Köylülerin binalarına dokunmuyor, sadece yazlıkçıların binalarını yıkmak istiyor”. Oraya bir de gözetleme binası yapmak istiyor.
Köylüler bu kulenin yapılmasına ÖZEL arazimiz diyerek karşı çıkıyor.
Bu arada dikkatimizi çeken bir konunda şu oldu. Büyükşehir Belediyesi kurnazca bir uygulamayla yazlıkçıları ve köylüleri birbirinden ayırıyor ki yıkıma karşı iş birliği yapmasınalar.
Görünen o ki yazlıkçıların işini bitirdikten sonra sırada köylüler de var.
Şu anda bu konu, Samsun kadastro Mahkemesinde hazine ile köylüler arasında mülkiyet davası olarak devam ediyor.
Mahkeme devam ederken Büyükşehir Belediyesinin vatandaşların müşterek tapulu arazi üzerinde kurdukları binaları yıkacağı yerde onları iskana uygun hale getirmeye çalışması daha yararlı ve insancıl olmaz mı?
Olaya biraz da insanı yönden bakılsa maslahata uygun bir çözüm bulunsa devlette vatandaş da mağdur olmasa daha güzel olmaz mı?
Büyükşehir gerekçe olarak “buralara leylekler yuva yapıyor” gibi gayet boş sebepler de ileri sürüyor muş.
İyi güzel de buraya yuva kurmuş olan insanların leylekler kadar değeri yok mu?
Güncelleme Tarihi: 11 Mart 2016, 08:56