Daha sonra sözlerine “Dünya fındık ihtiyacının yüzde 75’ini üreten bir ekonomi olarak, Almanya’daki borsayı Türkiye’ye getirme belki çok kısa sürede olacak işler değil ancak hiç olmazsa içeride fındık piyasasını çok daha iyi düzenlememiz gerekiyor.” şeklinde devam eden USTA; “bu öyle bir şey ki bunun fiyatını çok cazip yaptığınızda, uluslararası ihracat fiyatları aşırı yükseldiğinde, kendimize rakip fındık üreticileri yaratıyoruz. Fiyatı düşük olduğu zaman kendi üreticimiz mağdur oluyor. Bu piyasanın rekoltesiyle, fiyatıyla, arzıyla, talebiyle çok iyi bir şekilde çalışılması lazım. FİSKOBİRLİK daha önceden siyasi mülahazalarla yıpratıldı. Sonradan TMO bu konuda birkaç yıl boyunca görevlendirildi. Şimdi TMO da zannediyorum çekildi ama FİSKOBİRLİK’e karşı vatandaşta bir güven yok. FİSKOBİRLİK’e güven olmayınca şimdi vatandaş ürününü götürüp FİSKOBİRLİK’e vermiyor. Zaten şu anda çikolata olarak fındığın önemli kısmını yedik biz yani parası alınmamış fındık, emanetteki fındık, fabrikalara gitti veya ihraç edildi, onlar aslında yenildi. Dolayısıyla, alıcılar da fındık arzında bir sıkıntı çekmediği için fiyatı istedikleri şekilde manipüle edebiliyorlar. Vatandaşın bu mağduriyetinin giderilmesi gerekiyor.”
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk ÇELİK’e TMO ile ilgili olarak söylediği sözleri de hatırlatan Milletvekili Erhan USTA; “sizin daha önceden bir beyanatınız vardı, 50 bin ton fındık alımı şeklinde. Vatandaş da, biz de tabii ki sizin bu taahhüdünüzü tutmanızı bekliyoruz. Biz sizi tanıyoruz. Siz taahhüt ettiyseniz tutarsınız diye de ifade etmek istiyorum.” dedi.
Erhan USTA daha sonra; “bir de lisanslı depoculuk meseleleri var. Firma ismini vermeyeceğim ama 30 tane fındık deposu yaptırılmış. Bu depoların boş olduğu söyleniyor. Bu konuda da bize bilgi verebilirseniz yani buradaki sorun nedir? Yani, bunlar boşsa niye boş? Buraya TMO para ödüyor mu, ödemiyor mu? Yani, bunun devletle ilişkisi nedir, ne değildir? Lisanslı depo olsa, vatandaş emanete, bu firmalara bırakmak zorunda kalmasa fiyat üzerinde bu kadar bir baskı oluşmayacak. Üreticinin arzında bir sorun yok. Firmalar fındığı alıyor, kullanıyor. Hâlâ bizim vatandaşın hesabı kesilmemiş. Ama kendi lisanslı deposunda tutmuş olsa bu mağduriyetler olmayacaktı. Sayın Bakanım, bu konuKaradeniz açısından önemli bir konudur, ülke açısından önemli bir konudur, millî bir meseledir. Lütfen, bu konunun üzerinde duralım çiftçimizi de, ülkemizi de mağdur etmeyelim.” şeklinde sözlerini tamamladı.
Fındıkla ilgili alan bazlı destek veriyoruz ve bu konuda bana izafe edilen, şunlar söylendi, bunlar söylendi değil. Şimdi, üretimle bağlantılı rekolteyle bağlantılı bir şey. Fazla olunca fiyatlarda sıkıntı oluyor ama burada bizi rahatsız eden -açıkça da bunu ifade ediyorum, ifade de ettim- bazı manipulatif hareketlerle sektör temsilcilerinin veya sanayicilerin, iş adamlarının, ilgililerin fındık fiyatlarının düşmesine neden olacak bir duruşları söz konusu ise kendilerine de söyledim, kendileri geldiler,
dedik: Biz bunun peşini bırakmayız. Yani üreticiyi mağdur edecek bir oyunun içindeyseniz Bakanlık olarak biz üzerimize düşeni yapacağımızı söyledik. Ama şu anda alan bazlı desteği veriyoruz, Gerçekten ifade edildiği gibi bir tekel söz konusu ise ve burada üreticiyle oynanıyor ise birçok konu gündeme gelebilir, ben bunu söylüyorum. Ama böyle bir bütçe görüşmesinde fındıkla ilgili daha ileri bir şey söylemeyi doğru bulmuyorum çünkü ben geçmişini de biliyorum, uzun yıllardır Parlamentodayım neler yaşandığını biliyorum. Bu lisanslı depoculuk konusu fındık için de çok önemli. Biz bunu da ifade edeyim, TMO olarak artık depo işinden çıkıyoruz. Şu anda çalışmalar yapıyoruz, ürün borsası kurulacak artık devlet kâğıdını alacak, lisanslı depoda ürünü olacak ve kâğıtları alıp satacak piyasanın regülasyonuna bu kâğıtlarla müdahale edecek.
Biz artık depo işiyle meşgul olmayacağız, bu fındık içinde geçerli, diğer ürünler içinde geçerli. Ürün borsası noktasına gelmemiz gerekiyor, bu konuyla ilgili ciddi çalışmalarımız var.
Güncelleme Tarihi: 25 Şubat 2016, 14:28