Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Hakim ve Cumhuriyet Savcısı Kura Töreni'nde konuştu.
Kura çekerek görevlerine başlayacak hakim ve savcıları tebrik eden Erdoğan, adli ve idari yargı kademelerinde görev yapacaklara vazifelerinde başarılar diledi.
Erdoğan, 17 yıl önce ülkenin yönetimine talip olduklarında, Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet emniyet sütunları üzerinde yükselteceklerinin sözünü verdiklerini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Diğer alanlar gibi adalet sistemiz de ülkemize yakışmayan görüntü içinde hizmet vermeye çalışıyordu. Genellikle hükümet konaklarının alt katlarında veya köşe bucakta, merdiven altı kalmış izbe binalara mahkum edilmiş, koridorları dosya yığınlarından geçilmeyen bir yargı dünyamız vardı. Hakim ve savcı sayımız yetersiz olduğu için dava dosyaları, kuşaktan kuşağa geçiyor, 'Geç kalan adalet, adalet değildir' sözü kulaklarda çınlıyordu. Bir de bunun üzerine darbe ve vesayet dönemlerinin utanç verici görüntüleri eklendiğinde ortaya gerçekten vahim bir tablo çıkıyordu."
"Adaletin işleyişinin hızlanmasını sağladık"
AK Parti hükümetleri döneminde inşa edilen 245 adalet sarayıyla adalet teşkilatını, yaptığı işin saygınlığına yakışır fiziki mekanlara kavuşturduklarını aktaran Erdoğan, bugün pek çok il ve ilçenin en özgün binalarının adalet sarayları olduğunu söyledi.
Hakim ve savcı sayısını 17 bine çıkartarak, mahkeme sayılarını artırarak, dosya yığılmalarının büyük oranda önüne geçtiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizlerle birlikte bugün bu sayı 19 bini geçmiş oluyor. Bakanlık personel sayısını 61 binden 140 bine çıkartarak, mahkemelerin çalışmalarını kolaylaştırdık. İstinaf mahkemelerini faaliyete geçirerek hem Yargıtay ve Danıştaydaki yoğunluğu azalttık hem de kararların sonuçlanma süresini kısaltarak adaletin işleyişinin hızlanmasını sağladık." değerlendirmesinde bulundu.
"Milletimizle birlikte bu darbe girişimlerini başarısızlığa uğrattık"
"Kamu denetçiliği", "arabuluculuk" ve "uzlaştırma" gibi yöntemlerle anlaşmazlıkların mahkemelere gelmeden çözülebilmesini sağlayacak alternatif yollar getirdiklerini ifade eden Erdoğan, yargı sisteminin yıpranmasına yol açan tartışmaları sona erdirecek pek çok düzenlemeyi hayata geçirdiklerini belirtti.
Erdoğan, askeri mahkemelerin kaldırılmasından HSK'nin yapısına kadar pek çok alanı kapsayan bu reformlar sayesinde yargının itibarını yükselttiklerinin altını çizerek şöyle devam etti:
"Adalet teşkilatımız, FETÖ ihanet çetesinin özel olarak hedef aldığı kurumların başında geliyordu. 17-25 Aralık darbe girişimi, emniyet ve yargı içindeki FETÖ mensuplarının ortak kumpasıydı. Türkiye'yi 15 Temmuz darbe girişimine getiren süreçte, yargı içindeki terör örgütü mensuplarının çok önemli rolleri olmuştur. Hamdolsun milletimizle birlikte bu darbe girişimlerini başarısızlığa uğrattık. Terör örgütünün diğer kurumlarımızdaki uzantıları gibi adalet teşkilatımızdaki militanlarının da kökünü kazıyoruz. Bakın kazıdık demiyorum, kazıyoruz. Daha var. Bunlar virüs, aynen vücuttaki virüsler gibi. Ama temizleyeceğiz. Çünkü bu milletin bizden isteği bunun temizlenmesi.
15 Temmuz darbe girişiminin bastırılması sürecinin tamamen demokratik, hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde yürütülmesinde ülkesinin ve milletinin emrinde görev yapan hakim ve savcılarımızın çok büyük katkısı vardır. Bundan sonra buna siz de katılacaksınız. Buna inanıyorum. Bugün tüm dünyaya, göğsümüzü gererek, Türkiye'nin demokrasi ve özgürlük destanını anlatabiliyorsak bunu hakim ve savcılarımızın o gece gösterdikleri dirayete borçluyuz. O gece milleti ve ülkesi için göreve koşan, günler boyunca hiç dinlenmeden çalışan tüm hakimlerimize ve savcılarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum."
"Hizipleşmelere, yasa dışı örgütlenmelere kesinlikle izin vermeyeceğiz"
"Adalet teşkilatımızın içindeki tüm terör örgütü mensuplarını temizlediğimizde bazıları sandılar ki ortaya bir zafiyet çıkacak, hizmetler aksayacak. Oysa ki tam tersi oldu." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hakim ve savcılarımızın gayretleri, Bakanlığımızın aldığı tedbirler, kısa sürede yetiştirilerek adliyelerde göreve başlayan genç arkadaşlarımızla yargı her zamankinden daha güçlü hale geldi. Davalar daha kısa sürede sonuçlandırılıyor, yargı kararlarıyla ilgili tartışmalar giderek azalıyor. Milletimizin bu önemli kuruma olan güveni giderek daha da artıyor." açıklamasını yaptı.
Yargı içinde kamplaşmalara, hizipleşmelere, yasa dışı örgütlenmelere kesinlikle izin vermeyeceklerinin altını çizen Erdoğan, "Bize şu veya bu şahsın, grubun, ekibin emrinde değil sadece ve sadece devletinin, milletinin emrinde, kanunların gösterdiği istikamette görev yapacak hakimler, savcılar, adliye personeli lazım. Bağlılığı devlete olmayacak, adına hüküm verdiği milletine hizmet için çalışmayacak, tek ölçüsü hukuk ve adalet olmayacak hiç kimseye o kutsal çatı altında yer yoktur." şeklinde konuştu.
"Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz." ifadesini kullanan Erdoğan, "Önümüzde 1960 ve 1980 darbesi, 28 Şubat dönemi ve FETÖ gibi örnekler dururken yargının, hukukun temel ilkeleri ve milletin hizmeti dışında bir yere irtibatlanmasına asla rıza gösteremez, göz yumamayız." dedi.
Erdoğan, bugün kura çekerek görevlerine başlayacak olan hakim ve savcılara baktığında karşısında tam bir Türkiye manzarası gördüğüne dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Her şehirden, her bölgeden, her kökenden, her meşrepten, her siyasi, sosyal kültürel katmandan kardeşlerimiz, hakim ve savcı olarak milletimize hizmet etmeye hazırlanıyor. Doğrusu da budur. Sizlere bu imkanları sağlayan ülkenize ve milletinize borcunuzu, çok çalışarak, en doğru, adil, hakkaniyetli kararların altına imza atarak vermenizi bekliyoruz. Bu ülkenin her bir vatandaşı adliye kapısından içeri girdiğinde hukuk önünde hakkını alacağını biliyorsa işte o zaman hep birlikte huzuru kalple hayatımıza devam edebiliriz demektir. İşte o güne kadar hiçbirimize durmak, dinlenmek yoktur." değerlendirmesinde bulundu.
"Yargının da gerisinde sağlam bir zihni ve kalbi temel olmalı"
Erdoğan, her iş gibi yargının da gerisinde sağlam bir zihni ve kalbi temel olması gerektiğini söyledi.
Adalet arayışının ilk insanla başlayan ve kıyamete kadar sürecek bir mücadelenin adı olduğunu belirten Erdoğan, tarihteki büyük devrimlerin gerisinde de hep adalet arayışının ve onun uygulamasına ilişkin taleplerin bulunduğunu ifade etti.
Dünyada gelip geçmiş tüm büyük düşünür ve devlet adamlarının üzerinde en çok kafa yordukları konuların başında adalet kavramının geldiğine işaret eden Erdoğan, adalet ile hakikat, ahlak, devlet, toplum, birey, akıl, rejim, güç, erdem arasında ilişki kuran yüzlerce, binlerce özlü söz olduğunu hatırlattı.
Hazreti Ömer'in, Türkiye'deki tüm mahkeme salonlarında hakimlerin ve savcıların arkasında yazan "Adalet mülkün temelidir" sözünün bunlardan biri olduğunun altını çizen Erdoğan, "Bir başka ifadeyle bizler, devletin temeline adaleti yerleştiren bir medeniyetin temsilcileriyiz. Adaletle verilen bir hükmü, ömür boyunca yapılan ibadete denk gören bir peygamberin ümmeti olarak adaleti sadece devletin değil hayatımızın da merkezine yerleştirmemiz şarttır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, adaletin ifası için gerisinde güçlü bir devlet mekanizmasının ve hukuka saygılı bir toplumsal sistemin bulunması gerektiğine işaret ederek şöyle konuştu:
"Ülkemizin yaşadığı en büyük felaketlerin başında geçmişte adalet teşkilatımızın çeşitli sebeplerle örselenmiş olmasının geldiğini düşünüyorum. Bir ülke için vicdanları yaralayan kararlara imza atan çarpık bir adalet sisteminin toplumun gözünde kaybettiği değer kadar ağır bir bedel yoktur. Türkiye bu bedeli defalarca ödemek zorunda kalmıştır. İşte bunun için adalet teşkilatımızın üzerine bu kadar titriyor, her meselesiyle yakından ilgileniyoruz. Bu sorunu çözmeden diğer hiçbir hususun üstesinden gelemeyiz."
Erdoğan, katedilen mesafenin çok önemli olduğunu ancak hala çözülmesi gereken sorunlar bulunduğunu vurguladı.
Kanunların uygulanmasında milleti rahatsız eden, adalet duygusunun oluşmasına engel olan hususlar bulunduğunu dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Son af tartışmaları, mahiyeti itibarıyla bu rahatsızlığı daha da artırmıştır. Bunun için arkadaşlarımızdan gündeme getirilen af tartışmasıyla uğraşmak yerine, hem içeriğin hem uygulamanın maşeri vicdana uygun hale getirilmesi yönünde bir çalışma başlatmalarını istedim. Çünkü insanlarımızın, mesela hırsızlık yaparak malına, vücudunu yaralayarak canına kasteden, daha pek çok suçu işleyerek milletin yüreğini yakan kişilerin adliyelerin bir kapısından girip diğerinden çıkmasına yol açmayacak bir çerçeveyi bir defa oturtmamız gerek. Bakanlığımız, bu konudaki hazırlıklarını sürdürüyor. Hakim ve savcılarımız kürsü tecrübeleriyle yüksek yargı organlarındaki arkadaşlarımız dosya birikimleriyle akademisyenlerimiz teorik yaklaşımlarıyla bu çalışmaya katkı vereceklerdir. Tabii biz yürütme olarak milletimizin beklentisi doğrultusunda bu hazırlığı yapmakla sorumluyuz. Nihai tasarruf yasama organımıza, Meclisimize, milletvekillerimize ait."
"Uluslararası alanda adaletsizliklerle karşılaşıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin büyük hedefleri olduğunu ve hedeflerine ulaşmak için pek çok riski göğüsleyerek tarihi bir mücadele yürüttüğünü aktardı.
Atılan her adımın dost ve kardeşleri sevindirirken ülke ve milletle ilgili olumsuz düşünceleri olanları ürküttüğüne dikkati çeken Erdoğan, "Bu süreçte kendi ülkemizde adaleti tesis etme yolunda mesafe katederken, uluslararası alanda gerçekten çok büyük adaletsizliklerle karşılaşıyoruz." dedi.
"Koz vermemeye gayret ediyoruz"
Avrupa Birliği ile ilişkilere bakıldığında 2004'ten bu yana verilen hiçbir sözün tutulmadığını vurgulayan Erdoğan, "Serbest dolaşım ve mali yardımlar başta olmak üzere, diğer aday ülkelere sağlanan imkanlar, Türkiye'den esirgenmiştir. Bu çifte standardın ne Avrupa Birliği hukukunda ne de vicdanlarda yeri olmadığı çok açıktır. Buna rağmen biz, kendi yükümlülüklerimizi yerine getirerek kimsenin eline aleyhimizde kullanabilecekleri koz vermemeye gayret ediyoruz." diye konuştu.
Benzer bir adaletsizliğin Suriye konusunda yaşandığına işaret eden Erdoğan, terör örgütlerinin cirit attığı Suriye'den Türkiye'ye yönelik tehditlerin yıllarca görmezden gelindiğini anlattı.
Türkiye'nin kendi güvenliğini sağlamak için harekete geçtiğinde ise önlerine çıkartılmayan engel bırakılmadığını belirten Erdoğan, "Amerikan yönetiminin son dönemde ülkemize yönelik tutumları da yine aleni bir adaletsizlik örneğidir. Bu ülke, elini milletimizin kanına bulamış bir terör örgütünün elebaşını ve mensuplarını koruyup kollamakla kalmıyor, aynı zamanda sınırlarımız boyunca bir başka terör örgütünü de palazlandırıyor, güçlendiriyor." ifadelerini kullandı.
Türkiye'ye yönelik adaletsiz yaklaşımlar sergileyen başka ülkeler de olduğunu dile getiren Erdoğan, tüm bunlara karşılık, "küresel adalet" çağrısını ısrarla her platformda dile getirdiklerini aktardı.
Erdoğan, dünyadaki en üst uluslararası dayanışma kuruluşu olan Birleşmiş Milletler'de defalarca "Dünya beşten büyüktür" diyerek insanlığın vicdanının sesi olduklarını söyledi.
"Mağdurların sesi olmaya devam edeceğiz"
Aynı şekilde Afrika'dan Balkanlara, Asya'dan Akdeniz'e kadar her yerde gördükleri adaletsizliklere karşı mücadele ettiklerini ifade eden Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Suriye krizinin tüm insani yükünü Türkiye'nin üzerine yıkanlar, yük paylaşımından kaçarak burada da bir adaletsizlik örneği sergiliyorlar. Sınırlarını kapatarak, mültecileri Akdeniz'in derin sularında ölüme terk ederek, kendi güvenliklerini sağladıklarını düşünenlerin elbette adalet umurlarında olmaz ama bu çarpıklık sürdürülebilir değildir. Hayatları kararan masumların feryadı ve ahı eninde sonunda bu felaketin müsebbiplerinin rahatlarını kaçıracaktır, ben buna inanıyorum. Biz kendimizle birlikte tüm mazlumların ve mağdurların sesi, nefesi, güvencesi olmaya devam edeceğiz. Milletimizin yaptığı fedakarlığın, gösterdiği sabrın gayet iyi farkındayız. İnşallah bunların hiçbiri boşa gitmeyecek. Bölgesel ve küresel değişimin ayak sesleri, sağırlaşmış kulakların, nasırlaşmış vicdanların dahi duymazdan, görmezden gelemeyeceği kadar güçlenmiştir. Türkiye, Allah'ın izni ve yardımı ile bu süreçten alnının akıyla çıkacaktır. İşte o zaman ecdadımızın tarihe eklediği altın sayfalara bir yenisini daha ilave etmiş olacağız."
Kura çekecek hakim ve savcıları tebrik edip görev yerlerinde başarılar dileyen Erdoğan, hakim ve savcılara ve özellikle de yetişmelerinde bugüne dek emeği geçen anne ve babalarına şahsı ve Türk milleti adına sevgi ve saygılarını sundu.
Notlar
Kura töreniyle adli ve idari yargıda görev alacak 2 bin 83 hakim ve savcının ilk görev yerleri belirlendi.
Törene, TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, HSK üyeleri ile çok sayıda yargı mensubu katıldı.
Erdoğan, eğitimlerini birincilikle tamamlayan Seray Önadım, Mutlu Ülker ve Fatih Altun'a plaket verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, TBMM Başkanı Yıldırım, Adalet Bakanı Gül, Anayasa Mahkemesi Başkanı Arslan, Yargıtay Başkanı Cirit, Danıştay Başkanı Güngör, HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz ile kura çekimini başlattı.
"Heyecanınızın limitini tahmin ediyorum, Adalet Bakanımız '4-5 saat sürecek' dedi, ilk çıkanlar kurtardı, Rabb'im hayırlı vazifeler nasip etsin." diyerek kura çekimi butonuna basan Erdoğan, yerleri belirlenen hakim ve savcı adaylarının görev yerlerini okudu.
Hakim adayı Betül Erdem, üç aylık bebeği Atilla ile katıldığı törende kura heyecanını yaşadı.
Hakim ve Savcı Eğitim Merkezi'nde birlikte eğitim alan, yaklaşık 2 ay önce staj yaptıkları sırada dünya evine giren hakim adayı Ebru Altun Ergül ile eşi savcı adayı Ramazan Ergül de kurayı el ele takip etti.
Samsun Haber, Samsun Haberleri, Haber Samsun, Samsun, Haber, Son Dakika, Altinovagazete.com