İstanbul Kadıköy’deki Bafralılar Derneği(BAFDER) ve Bafra Sağlık Eğitim Vakfı’nın ortaklaşa düzenledikleri Geleneksel Bafralılar Gecesi 3 Mayıs 2015 Pazar gecesi Hilton İstanbul – Kozyatağı Balo Salonu’nda yapıldı.
Geceye Türkiye’nin dört bir yanından büyük bir katılımın oldu. Gecede Türk halk müziği sanatçısı.Volkan Konak birbirinden güzel eserlerle davetlileri coşturdu.Ayrıca araştırmacı Yazar, Şair, Sunay Akın Atatürk temalı tek kişilik oyunuyla sahne alıp davetlilere duygulu anlar yaşattı.
Davetliler, program öncesi Kokteyl’ de Bedri Koraman eserleri sergisini gezip, Bafra Kaymaklı Lokum Evi sahibi Nezehat Şahin’in hazırladığı Bafra kaymaklı lokum ve nokulunu tattılar.
İstanbul Kadıköy’deki Bafralılar Derneği Başkanı Bülent Arslan yaptığı açılış konuşmasında,“Sn. Bakanlarım, Sn. Kaymakam’ım, güzel Bafra'mın dernek başkanları ve bu derneklerimizin mensupları ve Bafra'mın değerli insanları hepinize tüm kalbimle bu güzel gecemizi onurlandırdığınız için şahsım ve yönetim kurulu adına sonsuz teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Hepiniz hoş geldiniz efendim.Uzun bir aradan sonra böyle güzel gecede beraber olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bu gecenin gerçekleşmesinde bize verdikleri desteklerleri ve anlayışları için Sn. Ziya KURAL ve ailesine, AYDINER Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sn. Turgut AYDINER'e, ASTAŞ Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sn. Kaya AŞÇI'ya, Ankara Bafralılar Derneği Başkanı ve Yıldız Başkent Makina Gen Md. Sn Faruk ÖZMEN'e huzurlarınızda teşekkürü bir borç biliyorum. İşte bu gerçek Bafralı’nın değerli etkinliklere olan inançları ve mutluluk veren yaklaşımları. Bu akşam değişik bir formatta gecemizi icra edeceğiz. Bu gece eğlenceden ziyade, bir anma, bir hatırlatma, bir yardımlaşma gecesi ana fikri çatısı altında söyleşi ve konser eşliğinde sürüp gidecek. Ama en önemlisi işte duvarda gördüğünüz bu heybetli ulu önder ATATÜRK' ümüzün bizlere unutturulmaya çalışıldığı şu günlerde O'nu anmanın, O'nun ilkelerini bir kez daha bağıra bağıra vurgulamanın bir vatan görevi olduğu bilinciyle bu geceyi düzenledik. Bu bağlamda bu akşam bizleri kırmayarak aramızda olan Değerli Üstat Sn. Sunay AKIN ve ülkemizin yetiştirdiği değerli sanatçımız Sn. Volkan KONAK 'a şahsım, Yönetim Kurulu’m ve sizler adına teşekkürü bir borç bilirim.29 Ocak Perşembe günü Yeni Zelanda Ticaret Bakanı Tim GROSER'ın ülkemizle olan ticaret hacmini geliştirmek amacıyla, ziyareti dolayısıyla ITO'da organize edilen toplantıya davet edildim. Toplantıda Tim GROSER konuşmasına başlarken Türkleri ne kadar sevdiği konusunda, Çanakkale Savaşı’nı da içine alan çok güzel sözler söyledi ancak içlerinden beni en çok etkileyen Atatürk'le ilgili söyledikleri idi. Ve;“Atatürk, bizim millet olmamızda en büyük etkenlerden birisidir. Biz onun Çanakkale Savaşı sonrası söylemlerini düstur edinerek millet olduk ve bu günlere geldik.” derken inanın benim gözlerim yaşardı. 100 Yıl önce Osmanlı Ordusunun 84 bin askerinden 76 binini şehit verdiği Çanakkale Savaşı sadece bu topraklarda değil bütün dünyada tarihin akışına farklı bir yön vermiştir. İngiltere, Fransa, Kanada ve Anzak güçleri Çanakkale Boğazı’ndan geçip İstanbul'u zapt etmek ve Rusya'ya hat açmak için çıkmışlardı yola. Dev bir donanmayla geldiler. 25 Nisan 1915'te Gelibolu Yarımadası'na 6 farklı noktadan asker çıkardılar. Karşılarında ise yaşına bakmaksızın sadece 49 kilonun üzerinde hangi erkek varsa cepheye sürülmüş teçhizatsız bir Osmanlı Ordusu vardı. Ancak Mustafa Kemal'in askeri dehası ile tarih sahnesine çıktığı yaklaşık bir yıllık savaş İşgalciler için hüsran oldu. Akademik tarihçilik Çanakkale Savaşı'nın 3 önemli sonucunu şöyle not düşüyor.
* Rus Çarlığı yıkıldı. Bolşevizm geldi.
* Türkiye'de Milli Mücadele'nin temeli atıldı.
* Yenilmez denilen, güneşin batmadığı imparatorluk olarak anılan İngiltere'nin sömürgelerinde milli kurtuluş hareketleri başladı.
Bunlar ayrıca yıkık bir imparatorluktan çıkacak genç Cumhuriyetin ilk izlerini de taşıyordu. Gene bir yabancı, Değerli hocamız Prof. Dr. Oktay Kadayıfçı' nın “ATATÜRK gibi Beyefendi ve Şık olmak kitabının Önsözünde Prof. Victor GOMEL, izlenimlerini şöyle yorumluyor. “Mustafa KEMAL' in günlük yaşamı içerisinde rastgele çekilmiş fotoğraflarını görüp de şıklık ve zarafetinden etkilenmemek mümkün değil. Giyim tarzının, insan kişiliğinin ayrılmaz bir parçası olduğuna inanan Atatürk, birçok alanda olduğu gibi bu konuda da ulusunun rehberi ve öğretmeni olmuştur. Mustafa KEMAL, askeri deha ile ufku geniş devlet adamalığını kişiliğinde birleştirebilen yegâne liderdi.”
Bütün bunların yanında Anayasamız’ın temel öğelerinden olan LAİKLİK nedir acaba ve nasıl gelişmiştir?
Biliyorsunuz; Laiklik devletin temel niteliğini ve yurttaşlar arasındaki eşitliği ifade ederken, diğer yandan yol gösterici, koruyucu ve çağdaşlaştırıcı bir içerik taşımaktadır. Buna göre laik olma durumu devlet ve din işlerinin ayrılığı; devletin din ve vicdan özgürlüğünün gerçekleşmesi bakımından yansız olmasıdır. Daha birçok şey söylenebilir. Ancak tarihsel gerçeği dünya yazarı Cengiz ÖZAKINCI'nın “10 KASIM Atatürk'ü Anma Günü “ nedeniyle, Başkent Üniversitesi'nde verdiği konferansta şöyle açıklıyordu.
” Türkiye Cumhuriyeti Devleti”nin kuruluşunda Atatürk'ün temel taşı yaptığı LAİKLİK, çoğumuzun yanlış bildiği gibi, bir “Fransız Devrimi Ürünü” değildir; tam tersi, tarihteki uygulamasını görüp, önce Fransız Devrimi'nin, sonra ATATÜRK Devrimi'nin örnek olarak aldıkları ve yüzyıllar sonra bile başarı ile uyguladıkları, Türklere özgü bir “Çağdaş Yönetim” biçimidir.
Laikliğin ilk adımı olan din ve devlet işlerinin ayırımı, 1050'li yılların sonlarında, tarihteki Türk Devletlerinden Selçuklu Devleti'nin başı Tuğrul Bey'in bulduğu ve uyguladığı çağdaş ve akılcı bir yönetim biçimidir. Bu yönetim biçimi, 250 yıllık yaşamı süresince Selçuklu Devleti'nin yönetiminde başarı ile uygulanmıştır.
Fransız Devrimi'nden 41 yıl önce, 1748 yılında basılmış olan “Hunların, Türklerin Tarihsel Kökenleri” adlı akademik yayının içerisinde konuyu açıklıkla yazan Fransız Doğu Bilimci Joseph De Guignes Fransız Devrimi'nin düşünsel temellerini atan aydınlardan biri olduğunu ve Fransızları en çok etkileyen yazar Voltaire'in Tuğrul Bey'in laik devrimini anlatan bölümü alıntılayıp kendi yazılarına aktararak, doğrudan halkın bilincine işlediğini anlattır.
1876 yılında Süleyman Hüsnü Paşa tarafından Türklerle ilgili bölümü Osmanlıcaya çevrilmiş olan bu kitap yayınlandığı tarihten itibaren Askeri Lise'de ders olarak okutulmaya başlanmıştır.Şimdi göğsümüzü kabartarak söyleyebiliriz ki “Mustafa Kemal laikliğin ilk adımı olan din ve devlet ayırımını Voltaire'den öğrenmiş, Fransızlardan almış değildir. Tam tersi laikliğe ilk adımı Voltaire'de, Mustafa Kemal de aynı kaynaktan öğrenmişlerdir. Mustafa Kemal laikliğe ilk adımı ayrıca Selçuklu Devleti Hükümdarı Tuğrul Bey'in bu çağdaş uygulamasını örnek alarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yapısındaki temel taşı olarak kullanmıştır.İşte böylece Ulu önder Atatürk ve silah arkadaşlarına, on binlerce şehidimize vefa borcumuz var bizim. Şunu hiç aklımızdan çıkarmamalıyız ki Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK' ün Cumhuriyet ilkeleri en büyük düsturumuz olmuştur, onlara bu güne kadar tarihte pranga vuracak hiç bir güç olmamıştır ve olmayacaktır da.
En derin sevgi ve saygılarımla.”diyerek konuşmasını tamamladıktan sonra rahatsızlığından dolayı geceye katılamayan Bafralı ünlü Karikatürist Bedri Koraman ile 3G bağlantısı kurularak sohbet edildi.
Daha sonra söz alan Bafra Kaymakamı Halis Arslan ise, “ Bafralıların Geleneksel Gecesi’ne katılmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bizler Bafra’da Kamu Kurum ve Kuruluşları, Sivil Toplum Örgütleri bir araya gelip Bafra’ya neler yapılabilirliğini tartışıp herkesin fikirlerini, düşüncelerini, görüşlerini alarak öncelikli projeleri hayata geçirmek için birlik beraberlik içinde her projenin ilgili kurumlarda takipçisi oluyoruz. Bizler Bafra’da bu çalışmaların içerisinde olurken siz değerli iş adamlarımızın ve Sivil Toplum Örgütlerinin Bafra’ya sahip çıkmalarını istiyorum.Bu akşam aramızda bulunan, Bafra’nın yetiştirdiği İş adamı Kaya Aşcı’nın nezdinde Aşcı ailesine , 19 Mayıs Üniversitesi’ne bağlı Şevket Aşcı Turizm Fakültesini Bafra’mıza kazandırdıkları için huzurlarınızda teşekkür ediyorum.Bafra’mıza ikinci fakültenin açılması çalışmaları son aşamaya geldi.Üçüncü fakülte için iş adamlarımızın katkılarını bekliyoruz.Böylece 3 fakülteyle gelecekte Bafra Üniversitesinin temellerini atacağımız arzusunu taşıyorum.Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum”dedi.
SAMKON Genel Başkanı ve ASTAŞ JUKİ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı H. Kaya Aşcı da, " Derneklerimizin ana gayesi, Samsun dışındaki, hemşerilerimizin ilçeleri ile buluşmasına katkı sağlayacak köprü vazifesi yapmaktır. Samsun’umuzun ve ilçelerinin milli değerlerini ve kültürlerini İstanbul’daki gençlerimize ve Samsun'da bulunan ailelerimize tanıtmaya, elimizden geldiği kadar anlatmaya gayret ediyoruz. Bundan sonra da elimizden geldiği kadar hizmet vermeye devam edeceğiz. Ben İstanbul’a iş hayatımı devam ettirmek için geldim. Bugüne kadar Bafra’yla bağımı kopartmadım. Dini ve Milli bayramlarda hep Bafralılarla beraber oldum. Böyle bir gecede de aranızda ” bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum.Sizlere sonsuz sevgi ve saygılarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.
Program Sunay Akın’ın Atatürk temalı tek kişilik sunumunun ardından Volkan Konak konseriyle geç saatlere kadar devam etti.
Davetliler bu güzel geceyi düzenleyen İstanbul Kadıköy’deki Bafralılar Derneği Başkanı Bülent Arslan ve yönetim kurulu üyelerine, organizasyonda görev alanlara teşekkür edip gelecek yıl da Geleneksel Bafralılar Gecesinde buluşmak üzere vedalaştılar.
Bafralılar gecesine katılanlar, Bafra Kaymakamı Halis Arslan ve eşi Dürdane Arslan, eski Adalet Bakanı Prof.Dr. Hikmet Sami Türk, eski Milli Eğitim Bakanı Av. Metin Bostancıoğlu, Aydıner Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Av. Turgut Aydıner, SAMKON Genel Başkanı ASTAŞ Holding yönetim kurulu başkan yardımcısı Kaya Aşçı, Ankara Bafralılar Derneği Başkanı Faruk Özmen, Prof.Dr. Ali Rıza Kural, İşadamları; Yusuf Ziya Kural, İlter Tütüncü, Aydın Çelik, Gazeteciler; Nebil Özgentürk, Metin Ucal,Hasan Davran, Eczacı Ahmet Ahıshalı, Bakırköy 3. Noteri Nilgün Kurt, Avukat Mahmut Bayrakçı, Eski Bafra Ticaret Sanayi Odası başkanı Ahmet Dirican, Özel Boğaziçi Diyaliz Merkezi Yöneticisi Mehmet Anakök, Eltes Elk. Elektronik Müdürü Semik Özkök, BAFDER yönetim kurulu ve üyeleri ve çok sayıda davetliler katıldılar.
NAMIK AZGIN
Güncelleme Tarihi: 23 Mayıs 2015, 10:25