BÖLGE SAKİNLERİNDEN YIKIMA TEPKİ

19 Mayıs İlçesinde bulunan Kuş Cenneti içinde kaçak olduğu iddiasıyla evlerin yıkılmasına ve evlerin yıkılma bahsine bölge sakinleri tepki gösterdi.

BÖLGE SAKİNLERİNDEN YIKIMA TEPKİ

    19 Mayıs ilçesi Yörükler Mahallesinde Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti Köyü kapsamında, 25 yıldır bulunan 200’e yakın ev sahipleri, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın evlerin Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti sınırlarında kaldığından bahsederek, evlerin yıkılmana tepki olarak, Cumhurbaşkanına dilekçelerini bildirdiler.
    200’e yakın ev sahipleri, Bafra Kültür Sanat Merkezinde toplanarak, Av. Hüseyin Dereli tarafından hukuki mücadeleleri hakkında bilgilendirildi.
     “BİZ DOĞAYI GÜZELLEŞTİRDİK, RAMSAR’DAN  ÖNCE EVLER VARDI”
     Bina ve arsa sahipleri adına açıklamada bulunan Yörükler Beldesi Geleriç Mahallesi Çevreyi Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği Başkanı Ahmet Yağbasan, yapıların kaçak olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirterek,” Burada oturan insanlarımızın birçoğunun elinde hisseli tapuları bulunmakta ve bu kayıtlar tapu müdürlüğünde de vardır. O zamanlar muhtarlık vardı. Muhtarlık dönemi olduğu için evlerini yapmışlar” dedi.  
    Yağbasan, Kızılırmak Deltası’nın 1994’te sit alanı ilan edilip, 1998 de Ramsar kapsamına alındığını, o tarihte de bu evlerin zaten burada yapılmış olduğunu da sözlerine ekledi.
    Toplantıda bilgi konuşması yapan Av. Hüseyin Dereli ise, “Bu 77 parselin davası, 1964 yılından beri devam ediyor. 1997 yılından bu güne kadarda bu dosyanın avukatlığını ben yapıyorum. Dosyada bir tapu kaydı var, ona tapu kayında 77 parseliz. Bin dönümlük arazide, Yargıtay görüşü var. Yargıtay, bin dönümlük yerin tapu sahiplerine ön görüyor. Meslek hayatında hep çokluk işine bakma zorunda kaldım. Çarelere ihtiyaç var. Bu konuda insanların nasıl seyrettiğini, insanların nasıl davrandığını az çok biliyorum. Bu konuda belediyenin vatandaşla beraber, iyi bir hukuki ve siyasi, birde teknik destekli olarak, bu işlerin açıldığını ben biliyorum. Bugün karşınızda çok kudretli bir belediye başkanımız Yusuf Ziya Yılmaz var. O herkese ettiği merhameti ama bize etmedi. Herkese ettiği merhameti o etmedi. Önce herkes kendi parselinin hukuki niteliğini belirlemek zorunda, ben 77 parselin içinde miyim, dışında mıyım, ben SİT alanında birinci derecesinde miyim, üçüncü derecesinde miyim. Bu konunun bilinmesi gerekiyor. Ben, 77 parseldeki meselenin çözümsüzlüğünü fark ettim. O zamanlar 50 sene süren bir dava olmaz. Bu davanın yaşı benden büyük, ben bir dönem bir partinin ilçe başkan yardımcılığını yapmıştım. O zaman Orman Bakanlığına bu konuda gitmiştik. Orman Bakanına konuyu arz ettiğim zaman bakan bey bana, ’ Sen niye burada duruyorsun, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gitsene’ dedi. Bu konuda zaten yapılması gerekeni yapmıştım. Bu dava’yı çözmek için bir strateji kurmamız gerekiyor. Bu konuda devletle pazarlık yapalım. Önce 77 parselin içinde olanlar var. Bunları 19 Mayıs Belediyesi çok iyi biliyor. O evlerin belediyede hepsinin dosyası vardır. Bu dosya ile beraber, 19 Mayıs Belediyesine 77 parselin içinde olup olmadığını sormak lazım, bu konuda belediyeden de yazı almak lazım” dedi.  
         Ev sahiplerinin Cumhurbaşkanına yazdıkları dilekçe şöyle;
          “Sayın Cumhurbaşkanım:
         Siz Devlet Başkanısınız, kimsesizlerin kimsesi olmanız yanında herkesin kimsesiniz. Sizden duyduğum şekli ile “Benim hayatım Kur’an üzeredir.”dediğinizi biliyorum. Halife Devlet bakanı Hz. Ömer(r.a.) devlet başkanı olarak “Kenar-ı Dicle’de bir kurt kapsa bir koyunu, Gelir adl-i ilahi Ömer’den sorar onu!” mealindeki sözleri herkesin malumudur. Vatandaşlarımıza karşı sizin de bu sorumluluk anlayışınızda olduğunu biliyorum. Bu cümleden olarak, haksız ve hukuksuz şekilde Samsun, Ondokuzmayıs İlçesi Yörükler köyünde(Mahalle) bulunan 25 yıldır kullandığımız evlerimiz (200’e yalın ev) kaçak olduğundan ve Kızılırmak deltası kuş cenneti sınırlarında kaldığından bahisle yıkılmak istenmektedir. Kızılırmak Deltası kuş cenneti 8-9 köyü kapsamaktadır. Evlerimizin bulunduğu parselin inşaatı yapılırken de şimdide imarı yoktur. İmarı olsa idi şüphesiz imarlı olarak yapardık. İmarı olmamasına rağmen İdare(Belediye) para kazanmak için bizi imarsız ev yapmaya teşvik etti, üzerimizden para kazandı. Aynı idare şimdi evlerimizi yıkmak istemektedir. Bu parsel içinde evlerimizin hemen yanında köy halkının da evi vardır. Onlar da imarsız ve kaçak yapı konumundadır. Yani hukuki olarak bizim evlerimizle, köylünün evi arasında hiçbir fark yoktur. Bize söylenen ise “Köylünün evi yıkılmayacak sizin evleriniz yıkılacak.” Yapılan işlem haksız ve hukuksuzdur. “Haksızlık karşısın da susan dil şeytandır.” özlü sözü ve “Bir yanlışı gördüğünüz zaman elinizle düzeltin, gücünüz yetmiyorsa dilinizle düzeltin, ona da gücünüz yetmiyorsa buğz edin. Bu ise imanın en zayıf noktasıdır.” Hadis-i şerifi gereğince haksızlığın önüne geçilmesini ve yanlışlığın düzeltilmesini istiyor, hadisenin tarafınızca da tahkik edilmesine kadar, bir oldubitti ile evlerimiz yıkılmadan önce bu yanlışlığa dur demeniz hususunda size yalvarıyoruz. Çaresiziz! Sayın Cumhurbaşkanım, Samsun Büyük Şehir Belediye Başkanı, Kuş cenneti sulak alanındaki devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan 1.derece sit alanı içerisindeki 130 adet binayı yıktı. 1. Derece sit alanı olması ve özel mülkiyete konu olamayacak olması nedeniyle buna kimsenin bir itirazı olmadı. Bizim ise evlerimizi yaptıktan sonra 3.Derecede sit alanı olarak sınırlandırılan, imar palam yapılarak yasal zemine oturtulabilecek köylü ile yan yana olan 77 parsel numaradaki evlerimizin bulunduğu, kuş cenneti ile ve sulak alanla hiçbir bağlantısı olmayan evlerimiz için “Buralara dokunmayacağım” demesine rağmen şimdi 19 Mayıs Belediye Başkanlığı’na yazdığı bir yazı ile köylünün evi hariç bizim evlerimizin yıkılacağını bunun için yasal işlem yapılmasına ilişkin yazı gönderdiğini öğrendik ve 19 Mayıs Belediye Başkanı Osman Topaloğlu ile yaptığımız görüşmede kendisi “ Vicdanen ben de rahat değilim, üzülüyorum ama Samsun Büyük Şehir Belediye Başkanlığı böyle istiyor.” diye üzüntüsünü belirtmiştir. Durumumuzu en iyi evlerimizin bulunduğu 19 Mayıs İlçesinin Belediye Başkanı Osman Topaloğlu bilmektedir. Keza Bafra Belediye Başkanı Zihni Şahin’de konuyu bilmektedir. Biz durumumuzu, uğradığımız haksızlığı izah etmek için Samsun Büyük Şehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’a ulaşmak istedik ancak başaramadık. Belediye başkanlarından, Milletvekillerinden yardım taleplerimiz neticesiz kaldı. Halimizi arz edecek muhatap bulamıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanını, siz Belediye Başkanlığından gelen ve belediyeciliği en iyi bilensiniz. Siz Belediye Başkanlığınızdaki haklı şöhretinizi Yıkılacak değil! Yaparak Ulaştınız. İstanbul’a riyaset ettiğiniz dönemde de kaçak inşaatlar vardı. Hiç birini yıkmadınız, imarlı hale getirmek için uğraştınız. Çünkü Ülkemizin bürokratik yapısı ihtiyaçların ve vatandaşın gerisinden geldiği için önce vatandaş evini malik olduğu imarsız alana kaçak yapar Belediyeler buraları Belediye Hudutlarına dahil eder ve kaçak yapıları imara uygun hale getirilir. Devlet ve İdare bu durumu bildiği için l. derece sit alanında yapılan yapılar dahi mağduriyete sebebiyet vermemek için sit derecesini değiştirilerek muhafaza edilmeye, imara uydurulmaya çalışılmaktadır. Biz evlerimizi 20-25 yıl önce yaptık. O zamanda imarı yoktu. Şimdi de imarı yok. Çünkü bizim ve yanımızdaki köylünün evlerinin bulunduğu alan 1960’h yıllardan beri süre gelen bizim bayiilerimizin de aralarında bulunduğu Özel Orman Tapu malikleri ile Orman Genel Müdürlüğü ve hazine arasında devam eden ve bu nedenle Belediye tarafından imar düzenlemesi yapılamayan alandır. Dava 50 yıldır sonuçlanmamıştır. Bir davanın 50 yıl sonuçlanmamasının suçunu ve günahını bize çektirmeye çalışmaktadırlar. Bizim de bağlı bulunduğumuz 19 Mayıs Belediyesi bizimle aynı tarihlerde yapılan ve aynı şekilde kaçak yapı tutanağı tutulan ve fakat bizim parselimizde bulunmayan alanlarda imar uygulaması çalışmaları başlatmış, imarlı hale getirmektedir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bizim davamızın uzun sürmesinde bizim ne gibi bir suçumuz günahımız olabilir? Evlerimizin kaçak olduğu şeklen doğru ancak özü itibariyle yanlış bir tanımlamadır. Evlerimiz kaçak değildir. Bizim ve köylünün evlerinin bulunduğu tüm mahallenin inşaatı yaptığımız 20 yıl önceki dönemde de, şimdi de imarı yoktur. Parselin (Mahallenin) 60 yıldır kadastrosu neticelenmemiş, imar düzenlemesi yapılamamıştır. İnşaatlarımızın yaptırılması o dönemdeki Yörükler Beldesi Belediye Başkanlığı tarafından teşvik edilmiş, devletin resmi kurumlan tarafından elektrik, su, telefon ve internet aboneliklerimiz bağlanmış olup, ilk günden itibaren her türlü vergi mükellefiyetimiz emlak, çöp ve benzeri de tarafımızdan yerine getirilmektedir. Ayrıca yıkılması planlanan evler toplamda yaklaşık 30 milyon TL değerinde bir milli servettir. Üstelik bu yatırım çoğunluğu emekli memur ve işçi olan ailelerin tasarrufları ile yaptırılmıştır. Öte yandan bahsi geçen alanlar halen hazine ile köylü arasında uzun yıllardır süregelen bir davanın da konusudur. Bu dava sonucu bile beklenmeden, sadece bir kişinin keyfiyeti ve tasarrufu ile hareket edilerek binlerce kişi mağdur edilmektedir.”

NAMIK AZGIN 

 

        

 

Güncelleme Tarihi: 04 Ocak 2016, 11:59
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER