"Zorlukları Misak-ı Milli ruhu ile aşacağımıza inanırım"

- Merhum Vehbi Koç, Koç Holding'in kurumsal dergisi Bizden Haberler'in şubat sayısında "iz bırakan sözleri" ile anıldı - Vehbi Koç: - "Milletçe ne zaman sıkıntılı bir döneme girsek, ben, bu zorlukları gene Misak-ı Milli ruhu ile aşacağımıza inanırım" - "Dindar bir insanım. Dinin büyük bir kuvvet olduğuna inanıyorum. Fert ve millet olarak manevi yapının kuvvetli olması önemlidir" - "Türkiye İstanbul, İzmir ve Ankara'dan ibaret değil. Bilhassa büyük çapta iş yapanlar memleketteki çalışma ortamını gidip gözleriyle görmelidir. Hakiki durum hakkında önce böyle fikir sahibi olunabilir; İstanbul'da Boğaz'a bakan, deniz gören iyi döşenmiş çalışma odalarından, bürolarından değil" - "Anadolu'yu görmeden, Cumhuriyet devrinde neler yapıldığını anlayamazsınız. Memleketi tanımadan Nice'i, Cannes'ı, Calilfornia'yı veya Los Angeles'ı görüp öğrenmek marifet değildir"

İSTANBUL (AA) - Koç Holding'in kurumsal dergisi Bizden Haberler'in şubat sayısı, 22'inci vefat yıl dönümünde merhum Vehbi Koç'un "iz bırakan" sözlerinden oluşan özel bir içerikle hazırlandı.

Bizden Haberler dergisi, şubat sayısında, 22 yıl önce vefat eden, Koç Topluluğu'nun kurucusu merhum Vehbi Koç'u andı.

Dergide, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarına yakından şahitlik eden ve kalkınma yolculuğunda öne atılan Vehbi Koç'un, Koç Topluluğu'nun sağlam temeller üzerinde yükselmesini sağladığı, bunu yaparken de ülkesinden kazandığını yine ülkesine verdiği ifade edildi.

Koç'un, Cumhuriyet döneminde gerçekleştirdiği atılımlarla Türk iş dünyasına iz bırakmanın yanı sıra sosyal alanda da Türkiye'yi ilklerle tanıştırdığı belirtilen dergide, onun, ihtiyaçların ithalat yoluyla karşılandığı bir ülkede, ampul fabrikasından başlayarak otomotiv sanayisine kadar, imalat alanında kurduğu tesislerle, sanayinin yerleşmesine ve gelişmesine öncülük ettiği vurgulandı.

Dergide, Koç'un, ekonominin ve sanayinin dışa açılmasını sağlamak için ihracat şirketleri kurduğuna değinilerek, "Şirketlerin kurucularından sonra da ayakta kalabilmesi için kurumsallaşma yolunu açtı. Şirketlerin halka açılmasına öncülük etti. Bir şirketin gücünü koruması ve hatta artırması için organizasyon yapısının kuvvetli olmasına önem verdi. Kuruluşların vergi ödemelerini şeffaf bir şekilde açıklamaları için teşvik etti." ifadelerine yer verildi.

Dedesi ve babası gibi Vehbi Koç'un da hayır işlerine gönül verdiği anlatılan dergide, şunlar kaydedildi:

"Bu sayede Vehbi Koç Vakfı, Türk Eğitim Vakfı, TEMA, Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı gibi vakıfçılık konusunda önemli örneklerin ortaya çıkmasını sağladı. Bu vakıflar aracılığıyla sosyal yardımların sürekli ve kalıcı hale gelmesine olanak tanıdı. Diğer bir deyişle sosyal konularda da Türk iş dünyasına öncü ve örnek oldu. Erkek egemen iş dünyasında Vehbi Koç bu ayrımı yapmadı. Tüm çocuklarına işlerle ilgilenme fırsatını sağladı. İş dünyasında kadın çalışanların varlığını önemsedi."


- "Kaybedilecek bir saatimiz bile yoktur"


Bizden Haberler dergisinde Vehbi Koç'un şu sözlerine yer verildi:

"Devlet bundan sonra yalnız altyapı yatırımlarına girmelidir. Özel sektörümüz bütün sahalarda bilgi ve tecrübe sahibi olmuştur. Yeni teknolojileri uygulamak yeteneği gelişmiştir. Artık devlet özel sektörle rekabete girmekten kaçınmalıdır."

"Vergileriyle karımızın en büyük ortağı devlet olduğu için, 'vergi kaçaklarının' önlenmesi ve 'vergi gelirlerinin' artırılması konuları ile her zaman yakından ilgilendim. Kamu hizmetlerinin tam olarak yapılabilmesi vergi gelirlerinin yüksekliğine bağlıdır. Aksi halde ülkenin ekonomik, siyasal ve sosyal dengeleri alt üst olur. Toplanan vergiler hizmetlerinin yapılmasına yetmeyince karşılıksız para basma yoluna gidiliyor, bu da enflasyonu körüklüyor ve sonuç hepimizin zararına oluyor."

"Özel sektör için 'tekelci, sömürücü, komprador, aracı' diye konuşmalar yapılmakta ve yazılar yazılmaktadır. Bizler, bir gün, yaptıklarımızın değerinin anlaşılacağına inanarak yolumuza devam ediyoruz. Büyük emeklerle kurduğumuz sanayinin üretimini durdurmamak için önümüze çıkan engelleri fedakarlıklarla aşmaya çalışıyoruz. Bu çabamızı yılmadan devam ettireceğiz."

"Gaye, iş imkanları açan, döviz tasarrufu ve döviz girdisi sağlayan bir sanayi kurmaktır. Gelişmiş ülkelerle aramızdaki mesafeyi kapatmak ve rakip endüstrilerin karşısında tutunabilmek için sanayimizi ve ekonomimizi sağlamlaştırmak zorundayız. Kaybedilecek bir saatimiz bile yoktur."

"Sorunlarımıza en iyi çözüm yollarını bulmak için; politikacılarımız, iş adamlarımız, meslek sahipleri, eğitimciler, memurlar, gençler ve işçiler kafa kafaya verelim, birbirimize inanarak ve güvenerek geceli gündüzlü çalışalım."


- "Avrupa Topluluğu'na alınmadığımız takdirde, onların daha fazla kayba uğrayacağını sanıyorum"


"İyi bir eğitime ve sistemli çalışmaya ihtiyacımız vardır. Döviz kaynaklarımızı artırmak için turizmin gelişmesine önem vermeliyiz. Küçük tasarrufların üretime yönelmesi için de sermaye piyasasını kurmalıyız."

"Ben ziraatçı değilim. Ancak, ziraatimizde de yapılacak çok iş olduğu anlaşılıyor. Biz, ziraatımızı kalkındırmak, turizmi geliştirmek ve sanayimizi kurmak mecburiyetindeyiz. Her sene 800 bin yeni nüfus aşımıza ortak oluyor. Bunların 300 binine çalışma sahaları açmak zorundayız. İşimiz kolay değildir."

"Türk ekonomisi dışa açılmadığı takdirde, millet ve memleket olarak, her gün biraz daha güçsüz hale düşeceğiz. Bu gerçeği görerek ihracata yönelmeyi milli bir dava olarak ele almak mecburiyetindeyiz. Milletler arası rekabetin hakim olduğu dünya pazarlarında bizim kendimize yer açabilmemiz için ihracatın mevzuat engellerinden bir an önce kurtarılması şarttır."

"Cumhuriyet döneminde gerçekleştirdiğimiz sosyal devrimleri ve ekonomik gelişmeleri yaşamış birisi olarak Avrupa Topluluğu’na tam üyeliği hak ettiğimize inanıyorum. Bu gerçekleşmediği takdirde ülkemiz, tabii ki dünya ekonomisiyle bütünleşme yollarını bulacaktır. Avrupa Topluluğu'na alınmadığımız takdirde, onların daha fazla kayba uğrayacağını sanıyorum."

"Ne kadar çok kaliteli insan yetiştirebilirsek, memlekete o nispette hizmet etmiş olacağız."

"Bir fabrika büyüklüğüne göre en geç 3 yılda kurulur. Bu fabrikayı çalıştıracak insanlar 15-20 yılda yetişir."


- "Dindar bir insanım"


"Dindar bir insanım. Dinin büyük bir kuvvet olduğuna inanıyorum. Fert ve millet olarak manevi yapının kuvvetli olması önemlidir ve kanaatime göre bunu sağlayan dindir. Kainatı yaratan bir Allah'ın mevcudiyetine inanırım. Bu bana huzur verir. Onun her şeye hakim olduğunu, bir iş veya bir hadisede onun dediğinin olacağını bilirim. Muvaffak olmadığım işlerde 'Allah böyle istedi' demiş ve teselli bulmuşumdur."

"Tek Allah fikrinde birleşen bütün dinlerin, peygamberler vasıtasıyla yaymak istedikleri temel tavsiyeler; iyilik, doğruluk, temizlik, hakka ve hukuka riayet gibi hayatı güzelleştirici kaidelerdir. Bu tavsiyeleri yüreklerine ve kafalarına sindirmiş insanların iyi vatandaşlar olacaklarına, dünya işlerinde kendilerinden isteneni eksiksiz yapacaklarına inanırım."

"Her sabah kalktığımda ve her akşam yatağa girerken Allah'ın bana bahşettiği sağlık ve diğer nimetler için şükranlarımı söyler, dua ederim. Her vakit namazımda yakınlarım, dostlarım, Müslüman kardeşlerim için şefaat dilerim. Kabristanlardan geçerken orada yatanların ruhlarına Fatiha gönderirim. Yemeğe otururken, kalkarken dua etmek adetimdir. Kurbanımı keserim. Sıhhatim ve mali takatım müsait olduğu için hac vazifemi de yerine getirdim. Bütün bunlar benim manevi dünyamı zenginleştirdi ve başkalarına yardım etmemin, imkanlarımı toplumun hayrına kullanmanın yollarını açtı."


- "Dünyada bize kimseden hayır yoktur"


"Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışı, yabancılara ve Avrupa'nın büyük ülkelerine tanınan imtiyazlar yüzünden hızlanmıştı. Birinci Dünya Savaşı'nda yenilen tarafta bulunmamız bizi daha da zora sokmuştu. Topraklarımızı ve devlet olma hakkımızı elimizden almaya çalışıyorlardı. Böyle bir ortamda Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başlattı. Beklenen tek sonuç kurtuluştu. Kurtuluş için de milletçe el ele vermemiz gerekiyordu. Misak-ı Milli bu dayanışmayı sağladı ve yeni bir Türk devleti doğdu. Milletçe ne zaman sıkıntılı bir döneme girsek, ben, bu zorlukları gene Misak-ı Milli ruhu ile aşacağımıza inanırım."

"Üzerine düşen vazifeyi hakkıyla yerine getiren insan en vatansever insandır."

"Cumhuriyetin kuruluşu ile iş hayatına atıldım. 70 yıllık iş hayatımda, Atatürk, İnönü, Bayar, Menderes dönemlerini, askeri idareleri, tek parti iktidarlarını ve çalkantılı koalisyon dönemlerini yaşadım. Ülkemizin gelişmesini, sanayileşmesini, zor günlerini, dışa açılmasını olayların içinde yaşayarak gördüm. Türkiye bugünkünden çok daha zor günler yaşadı. Daha büyük krizler geçirdi. Ancak birleşme olduğu zaman, siyasi istikrar sağlandığı zaman bu krizleri aştı, meselelerini çözdü."

"Allah bize dünyanın en güzel yerlerinden birini vermiştir. Politik ve ekonomik sahada memleketin kalkındığını düşünerek hareket edildiği takdirde süratle kalkınabiliriz. Dünyada bize kimseden hayır yoktur. Yalnız kendimizden hayır vardır. Ekonomisi kuvvetli olan memleketlerin politikası da kuvvetlidir, ekonomisi kuvvetli olan memleketlerde demokrasi vardır, demokrasi olan memleketlerde özel sektör vardır."


- "Memleketi tanımadan Nice'i, Cannes'ı, Los Angeles'ı görüp öğrenmek marifet değildir"


"Bir memlekette yatırım yapan ve iş gücü temin eden her girişimci, her şirket en yararlı hizmeti yapıyor demektir. Çünkü, çakılan her çivi, tamamlanan her yatırım artık o memleketin malı olmaktadır."

"Aranızdaki görüş ayrılıklarını düşmanlık mertebesine çıkarmayınız. Tartışınız. En iyiyi, en doğruyu arayınız. Bu güzel ülkeyi, gayretlerinizle çok daha mutlu yarınlara hazırlayınız."

"Hayatta başarılı olmanın sırları arasında belki de en önemlisinin, başkalarının tecrübelerinden yararlanmak, verilen öğütleri can kulağı ile dinlemek, ilgili yayınları dikkatle okumak ve kazanılan bilgileri değerlendirmek olduğuna inanıyorum."

"Üzerinize aldığınız her vazifeyi tam olarak yapmaya çalışınız. Her işe girmek yerine mevcut işleri kuvvetlendiriniz. Planlı, programlı çalışmaya daha çok önem veriniz. İhracatı geliştirmek için bütün imkanları araştırınız. Yurt içi ve yurt dışı rekabete hazır olunuz. Fuzuli finansman masrafından kaçınınız. 'Damlaya damlaya göl olur' sözünü unutmayınız. Her tasarrufa önem veriniz. Şahsi ve şirketlerinizin menfaatlerinden ziyade grubun menfaatlerini ön planda tutunuz. Büyüklerinize daima saygı gösteriniz. Bir iş adamının vazifesi yalnız kendi işlerini idare etmek değildir; memleketinin sosyal işleri ile de meşgul lazımdır."

"Türkiye İstanbul, İzmir ve Ankara'dan ibaret değil. Bir işadamının memleketini iyi tanıması ve bilmesi şart. Bilhassa büyük çapta iş yapanlar memleketteki çalışma ortamını gidip gözleriyle görmelidir. Hakiki durum hakkında önce böyle fikir sahibi olunabilir, İstanbul'da Boğaz'a bakan, deniz gören iyi döşenmiş çalışma odalarından, bürolarından değil! Anadolu'yu görmeden, Cumhuriyet devrinde neler yapıldığını anlayamazsınız. Memleketi tanımadan Nice'i, Cannes'ı, Calilfornia'yı veya Los Angeles'ı görüp öğrenmek marifet değildir."

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER