İSTANBUL (AA) - Medicana Çamlıca Hastanesi Uzman Klinik Psikoloğu Kübra Bozkurt, Kovid-19 salgını nedeniyle değişen yaşam koşullarının ve iş hayatı rutinlerindeki değişimlerin uyku düzeninde olumsuz etkiler meydana getirdiğini belirterek, güçlü bir bağışıklık ve vücut sağlığı için kaliteli uykudan ödün verilmemesi gerektiğini kaydetti.
Medicana'dan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Bozkurt, uykusuzluğa neden olan problemleri sıralayarak, kaliteli uyku için önerilerini paylaştı.
İnsanların kısıtlamalar nedeniyle evlerinde olmaları, sosyal hayatlarda meydana gelen kısıtlamalar, evden çalışma düzeni gibi yeniliklere neden olan Kovid-19 salgınının, hayatın her alanında olduğu gibi uyku düzeninde de olumsuz etkiler meydana getirdiğini aktaran Bozkurt, şunları kaydetti:
"Stres, kaygı, endişe, değişen yaşam koşulları uyku düzeninin de bozulmasına yol açıyor. Melatonin uykuya dalmamızı sağlayan bir hormondur. Gün ışığına adapte olan vücudumuz bu hormonu gündüz saatlerinde salgılamaz. Gün ışığını sona erdiğini algılayan hücrelerimiz bunu beyne iletir. Hormon salınımını sağlayan epifiz bezi de melatonin salınımını başlatır. Güneş battıktan sonra salınmaya başlar, rutindeki uyku saatimiz yaklaştıkça salınımı artar. Gün doğumuna yakın salınımı azalarak sonlanır. Melatonin hormonu sayesinde uyku ve uyanıklık farkındalığı oluşur. Salınım arttıkça, dışarıdan aldığımız sinyalleri beynimiz daha az algılar, bu da uyku hissini oluşturur. Yorulduğumuzu ve dinlenmemiz gerektiğini fark ederiz.
Melatonin hormonunun uyku ritmini düzenlemesinin yanı sıra bağışıklık sistemini güçlendirmesi, hücreleri yenilemesi, stresi kontrol altında tutması gibi işlevleri vardır. Melatonin hormonun eksikliği uykusuzluğa neden olan en büyük faktördür. Belirtildiği gibi, melatonin hormonu ışığın olmadığı ortamda en fazla salgılanır. Bu nedenle gece geç saatlerde televizyon izlemek, bilgisayarın başında fazla vakit geçirmek, yatarken telefonla uğraşmak, uyunan odada gece lambasını açık bırakmak melatonin hormonunun salınımı engeller, bu da uykusuzluğa yol açar."
- "Derin uykuya dalamamak REM uykusunu alamamak demektir"
Bozkurt, birçok araştırmanın yeterli uyku süresinin 6-8 saat arası olduğunu ortaya koyduğunu belirterek, günümüzde hala uykusuzluk (insomnia) ve fazla uyuma (hypersomnia) şikayetlerini yaşayan insanların bulunduğunu kaydetti.
Bozkurt, sağlıksız bir uykunun işaretçilerini şöyle sıraladı:
"Uyumanız gereken saatte yatağa girdiğinizde, uykuya dalmanız 15 dakikadan fazla sürüyorsa bir sorun var demektir. Bunun nedenleri arasında genellikle gündüz saatlerinde de uyumuş olmak, fazla kafein almış olmak veya zihninizi meşgul eden, sizi kaygılandıran düşüncelerin içinde kendinizi rahatlatıp uykuya dalamamış olmanızdır.
Uyku dört fazdan oluşur, derin uykuya aşama aşama geçer zihnimiz. Uyku kalitesinin yüksek olması ve gerçek bir dinlenme için bu dört aşamanın gerçekleşmesi gerekir. Kişinin kesik kesik uykusu varsa, nedensiz bir şekilde veya en ufak bir seste uyanacak bir uykusu varsa, kişi uykunun üçüncü fazına geçemiyor demektir. Bu da kişinin yeterince dinlenemeden, yorgun uyanmasına neden olur. Ayrıca derin uykuya dalamamak REM uykusunu alamamak demektir ki bu da kişinin sanki uyumamış gibi uyanmasına neden olur."
- Kaliteli bir uyku için neler yapılabilir?
Kaliteli bir yaşam için, kaliteli bir uykunun önem taşıdığını ifade eden Uzman Klinik Psikolog Kübra Bozkurt şunları aktardı:
"Evden çalışmaya başlayanlar veya haftanın birkaç gününü iş yerinde, geri kalanı evinde çalışarak geçirenler, okul eğitimini evde devam ettiren öğrenciler, sosyal hayatı kısıtlandığı için evde daha çok zaman geçirmek zorunda kalanlar bu tavsiyeleri uygulayabilirler.
Uyku saatleriniz, önceki rutininizde nasılsa öyle devam etsin, uykusuzluk sorununuz varsa bile yatağa girmeniz gereken saatte girin, uyanmanız gereken saatte alarmla uyanın.
Gündüzleri uyuduğunuz odada fazla vakit geçirmeyin. Evden çalışıyor olmak iş/okul disiplininizi bozmamalı. Sabah kalktığınızda ev kıyafetlerinizi değiştirin, işe/okula gider gibi giyinin. Gündüz uyuklamalarından kaçının. Uykulu hissediyorsanız açık havaya çıkıp temiz hava alabilirsiniz, elinizi yüzünüzü yıkayabilirsiniz veya çay kahve içebilirsiniz.
Fiziksel egzersiz sizi dinç tutar. Hafif tempolu bir yürüyüş veya evde yapabileceğiniz egzersizler gün içinde daha enerjik hissetmenize, gece de daha kaliteli, derin uyumanızı sağlar."