KASTAMONU (AA) - Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin, 2002 yılında 3,5 milyon olan arı sayısının bugün 8 milyona çıkmasına karşın, kovan başı üretimin 22 kilodan 14 kiloya gerilediğini belirterek, "Bal üretim alanını artırmadan arıyı artırdık. 2019 yılında arıyı artırmak yerine mevcut arıcılarımızı geliştirip bal üretim alanlarını artıralım." dedi.
Şahin, Kastamonu Ahmet Yesevi Konferans Salonu'nda düzenlenen "Arıcılık konferansı"nda yaptığı konuşmada, dünyada kilometrekareye bir kovan düşerken, Türkiye'de bu rakamın 10 kovanı bulduğunu söyledi.
Çam balı bölgelerinde birim alanda söz konusu rakamın ortalamasının 264 kovana kadar ulaştığını vurgulayan Şahin, "Bir akıl tutulması yaşıyoruz." ifadesini kullandı.
Şahin, arı yetiştirilen arazilerin artırılması gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Bal üretiminin yüzde 10'u tarım, yüzde 90'ı orman alanlarında yapılıyor. 2002 yılında Türkiye'nin arı varlığı 3,5 milyon, kovan başına üretimimiz 22 kiloydu. Bugün arı sayımız 8 milyon ama üretim 14 kiloya geriledi. Bal üretim alanını artırmadan arıyı artırdık. Bu arıcılar nereden alacak balı? 2019 yılında arıyı artırmak yerine mevcut arıcılarımızı geliştirip bal üretim alanlarını artıralım. Mükemmel arıcılarımız var, arıyı yönetmeyi çok iyi biliyorlar. Bizim yapmamız gereken bal üretim alanlarını artırmak."
Şahin, Anadolu'nun zengin bitki çeşitliliğine sahip olduğunu belirterek, "Türkiye'de 3 bin 900 endemik, 10 bin doğal bitki türü var. 500 tanesine de ballı bitki deniyor. Türkiye bir ürün diyarı olarak görülüyor. Çam balı üretiminin yüzde 92'si ülkemize has. Bunu daha değerli hale getirmek durumundayız." diye konuştu.
Türkiye'nin koloni sayısında dünyada ilk sıralarda yer aldığına işaret eden Şahin, "7 milyon 900 bin koloni sayımızla dünya arı varlığında ikinci sıradayız. 46 bin göçer, 104 bin de sabit arıcılık yapan arkadaşımız var." bilgisini paylaştı.
- "Arı kovanlarını kayıt altına alan ilk ülkeyiz"
Ziya Şahin, Türkiye'nin dünyada bir ilki başardığına dikkati çekerek, "Türkiye olarak dünyada arı kovanlarını kayıt altına alan ilk ülkeyiz. Balımızı da kayıt altına alan ilk ülke olmalıyız. Biz kendimize güveniyoruz. Sanayide üretilen ballarla arıcıların ürettiği balların ayrıştırılması gerekiyor." dedi.
Arıların soysuzlaştırılma riski ile karşı karşıya bulunduklarına da değinen Şahin, şunları kaydetti:
"Türkiye biyolojik açıdan zengin bir ülke ama yüzyıllardan beri devam eden gezginci arıcılık nedeniyle gerek yurt dışında kullanılan ana arılar gerekse yurt içindeki transferler, arılarımızı soysuzlaştırmak üzere. Bu nedenle iki birliğimiz 2014 yılından bu yana ıslah projesi yaparak damızlık üretim merkezleri oluşturdu. Biz de bu konuda çalışmalar yapıyoruz. İnşallah 2021 yılında ıslah merkezimizi kurmuş olacağız. Yurt dışından tonlarca arı sütü, propolis ve arı zehri getiriliyor. Bu da Türkiye arıcısının ayıbı."
Balla ilgili bilimsel çalışmalar yapıldığını aktaran Şahin, "Bal şuna iyi geliyor, buna iyi geliyor' gibi laflarla değil, bilimsel olarak konuşmak gerek. Bu konuda çalışmalar devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.