SAMSUN (AA) - MUSTAFA ÇAVUŞ - Samsun Bölge Adliyesinde görevli Cumhuriyet Savcısı Vedat Soğukpınar, Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'nde birbirinden renkli kuş türlerini fotoğraflıyor.
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'nde Türkiye'de bulunan 480 civarında kuş türünden 358'i görülebiliyor. Kuş gözlemcileri ve kuş fotoğrafçıları için önemli bir alan olan deltanın en istikrarlı ziyaretçilerinden biri de Cumhuriyet Savcısı Soğukpınar. Günün ilk saatlerinde kamuflaj kıyafetleriyle deltadaki yerini alan savcı Soğukpınar, bazen bir kuşu fotoğraflayabilmek için hava sıcaklığına aldırış etmeden saatlerce hareketsiz bekliyor.
- "Kuş fotoğrafı çektiğim zaman kendimi çok zinde hissediyorum"
Soğukpınar, AA muhabirine, fotoğraf merakının doğa fotoğrafları çekerek başladığını, daha sonra kuş fotoğrafçılığı yapmaya çalıştığını söyledi. "Yaklaşık 5 yıldır kuş fotoğrafçılığı yapıyorum. Kızılırmak Deltası'nın kuş sayısı bakımından zengin olması beni kuş fotoğrafçılığına itti." diyen Soğukpınar, izin günlerinde herkesin uyuduğu saatlerde soluğu deltada aldığını söyledi.
Kuşları fotoğrafladıktan sonra saat 9.00-10.00 gibi evine döndüğünü anlatan Soğukpınar, şöyle devam etti:
"Yargı mensupları olarak yoğun tempoyla çalışıyoruz. Üzerimizdeki negatif enerjiyi atabilmek için sosyal aktivitelerde bulunmak gerekiyor. Doğayla, temiz havayla, kuşlarla baş başa olmak iyi bir enerji almamıza vesile oluyor. Doğaya çıktığımda kuş fotoğrafı çektiğim zaman kendimi çok zinde hissediyorum. Sabahın erken saatlerinde temiz havayı almak güzel bir duygu."
Kuş fotoğrafçılığını "savaş fotoğrafçılığı"na benzeten Soğukpınar, "Çünkü kuş fotoğrafı çekerken objeye nasıl durması gerektiğini söyleyemezsiniz. Bu nedenle kuşları çekerken kendimizi kamufle etmek zorundayız. Kuş fotoğrafçılığında önemli olan kuşları ürkütmemek onlara zarar vermemek." dedi.
- "Biz avcılar gibi tetiğe değil deklanşöre basıyoruz"
Kuş fotoğrafçılığının kendisi için bir tutku olduğunun altını çizen savcı Soğukpınar, "Kuş fotoğrafçılığı kuşları ölümsüzleştirir. Biz avcılar gibi tetiğe değil, deklanşöre basıyoruz. Avcılar kuşları öldürür, kuş fotoğrafçıları ölümsüzleştirir." ifadelerini kullandı.
Sabahın erken saatlerinde kuş fotoğrafı çektiğini anlatan Soğukpınar, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Güneş ışığının kuşların üzerine düştüğü saatler kuş fotoğrafçılığı için önemli saatlerdir. Gün doğmadan bir saat önce alana geliyorum. Yere serdiğim matın üzerine kamuflajımla uzanarak güneşin doğmasını bekliyorum. Önemli olan kuşları göz hizasında çekebilmek. Aynı zamanda kuş gözlemleri de yapıyorum. Kuş fotoğrafçılığı yapabilmek için onlarla ilgili bilgi sahibi olmak gerekir."
Soğukpınar, kuşları çekerken zaman zaman zor anlar yaşadığını da aktararak "Bazı riskli durumlar da oluyor. Bir gün kamuflaj ile yattığım yerde yabani arıların saldırısına uğradım. Bir kez de çamura saplandım. Tek başınaydım. Ayağımı zor kurtardım." diye konuştu.
Kuş fotoğrafçıları olarak en büyük şikayetlerinin deltanın içine araçla girmenin yasak olması olduğunu belirten Soğukpınar, ağır ekipmanlarını deltaya taşımakta zorluk çektiğini, çoğu zaman deltanın etrafında kuş fotoğraflamak zorunda kaldığını söyledi. Soğukpınar, bazen de farklı bir kuş türünü fotoğraflayabilmek için yüzlerce kilometre yol katederek başka kentlere gittiğini de sözlerine ekledi.
Savcı Soğukpınar, çektiği birbirinden renkli kuş fotoğraflarını sosyal medya hesaplarından paylaşıyor.