DÜZCE (AA) - Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı ve Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Birgül Öneç, "17 Nisan Dünya Hemofili Günü" dolayısıyla açıklama yaptı.
Hemofiliyi genetik geçişli, hayat boyu süren ve kronik bir kanama hastalığı olarak tanımlayan Doç. Dr. Birgül Öneç, bu hastalarda gen bozukluğu nedeniyle kanamaları durduran "pıhtılaşma faktörlerinin" yeterli üretilemediği bilgisini verdi.
Eksik olan pıhtılaşma faktörüne göre Hemofili A ve Hemofili B olmak üzere temelde iki çeşit hemofili olduğunu dile getiren Öneç, hastalığın ciddiyetine göre şiddetli ve kolay durdurulamayan kanamalar oluştuğunu ve özellikle eklemlerde meydana gelen kanamaların zamanla ciddi sakatlıklara yol açabileceğini belirtti.
- 6 bin Hemofili hastası var
X kromozomuna bağlı genetik bir hastalık olan hemofilinin, erkeklerde her zaman görülebildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Öneç, şöyle konuştu:
"Çoğunlukla hastaların aile ve akrabalarında da bu hastalık bilinir, ancak azımsanmayacak bir grubun da yeni gelişen bir mutasyonla, ailede ilk hasta olarak bu talihsiz durumu yaşayabildiği unutulmamalıdır. Hemofili aslında sık görülmeyen bir hastalıktır.
Toplumda 10 bin kişide bir ya da 5 bin erkek doğumda bir gözleniyor. Dünyada tanı almış ve kayıtlı hemofili hastası sayısı ise 250 bin civarındadır. Ülkemizde de 6 bin civarında kayıtlı hemofili hastası bulunmaktadır."
Hemofilinin bulaşıcı bir hastalık olmadığının altını çizen Doç. Dr. Öneç, zaman zaman kullanılabilen "hemofili taşıyıcısı" teriminin, kendisinde bu hastalığa ait şikayet olmaksızın genleri taşıyan kişiler için kullanıldığını ifade etti.