TRABZON (AA) - DUYGU AVUNDUK - İstanbul'un Pendik ilçesi Kurtköy Mahallesi'nde mesai çıkışı evine dönerken işçi servisinin çarpması sonucu yaşamını yitiren Trabzonlu Hacer Bulut'un ailesi, kızlarını kaybetmenin acısını hala o günkü gibi yaşıyor.
Türkiye'de kural ihlali, aşırı hız ve dikkatsizlik nedeniyle meydana gelen trafik kazalarında her yıl çok sayıda kişi hayatını kaybederken, aileler de yakınlarını trafik canavarına kurban vermenin üzüntüsünü yaşıyor.
Bu acı olaylardan birisini de 9 yıl önce, İstanbul'da ikamet eden Trabzonlu Ayar ailesi yaşadı. Trafik kazasında yaşamını yitiren kızlarının resimlerine bakarak günlerini geçiren aile, 18 Ekim 2010'da yaşadıkları acıyı unutamıyor.
İstanbul'da evlenen ve o zaman 31 yaşında olan iki çocuk annesi Hacer Bulut, Pendik ilçesinde bir konfeksiyon atölyesinde çalışmaya başladı. Evinden işine yürüyerek gidip gelen Bulut, kendi doğum gününde arkadaşlarıyla mesaiye kaldı.
Hacer Bulut, iş çıkışı yaya geçidinden karşıya geçerken, minibüsün çarpması sonucu yaşamını yitirdi.
Acılı baba İbrahim Ayar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul'da ikamet ettiklerini ancak yaz aylarını memleketleri Trabzon'un Maçka ilçesinde geçirdiklerini anlattı.
Evlat acısının çok değişik bir duygu olduğunu dile getiren Ayar, 5 çocuğu olduğunu ve kazanın meydana geldiği gün Maçka'da bulunduklarını söyledi. Ayar, "O gün gece 24.00'de bize haber verdiler. İstanbul'daki diğer kızım aradı, 'Hacer kaza geçirmiş, ayağı kırılmış' dedi ama ben inanmadım. Anladım öldüğünü. İstanbul'a gittik. Kızımın cenazesini teslim aldık, defnettik." dedi.
"Arkadaşlarının anlattıklarına göre kızım kaza akşamı mesaiye kalmış." diyen Ayar, şöyle devam etti:
"Atölyenin bulunduğu mahallede bulunan yolda U dönüşünde bir kamyon duruyormuş. O zamanlar orada trafik lambası yoktu, sonradan konuldu. Kızım iki arkadaşıyla birlikte sağına soluna bakıp, yaya geçidinden karşıya geçmeye çalışırken birdenbire bir servis arabası gelip ona vurmuş, savurmuş."
- "Öksüz kaldılar"
Ayar, şoförlerin ve yayaların trafikte dikkatli olmaları gerektiğine vurgu yaparak, şunları söyledi:
"Biz yandık başkaları yanmasın. Şoförler daha dikkatli olsa çok güzel olacak ama çoğu da kurallara uymuyor. Dinlemiyorlar. Yayaların hiçbir hakkı yok gibi davranıyorlar. Caydırıcı kanunların çıkmasına rağmen dinleyen yok. Aman dikkat edin, ben yandım siz de başkasını yakmayın. Başka canlar yanmasın, başka evlatlar gitmesin. Kızımın 2 tane de yavrusu vardı. Anaya ihtiyaçları olduğu zamanlarda öksüz kaldılar."
Anne Ayşe Ayar da kazanın yaşandığı gün kızının doğum günü olduğunu söyleyerek, "Arkadaşlarıyla birlikte mesai çıkışında akşam kaldırımdan adımını atmış, diğer ayağını atamadan yaya geçidinde kızıma servis arabası vurmuş. Biz buradan çıktık, gittik, kızımın cenazesini aldık, Kurtköy'de defnettik." şeklinde konuştu.
Evlat acısının tarifinin olmadığını vurgulayan Ayar, şöyle devam etti:
"Anam, babam, 2 kardeşim, kızımdan sonra anam gibi sevdiğim ablam öldü. Hepsi çok acı ama evlat daha da acı. Ciğerim parçalanıyor. Asla kızımın yerini dünyada hiç kimse tutamaz. Kız evladın yeri başkadır. 31 yaşındaydı, yaşayacak zamanıydı. Çocukları, kocası ortada kaldı. Yuvası yıkıldı. Akşama kadar ağlarım, Kur'an'ımı okurum, dua ederim, yollarım. 9 senedir yaşadığım yok. Canlı ölü gibi yaşarım. Allah kimsenin başına vermesin. Onu yaşayacaksın ki bilesin. Demekle ben anlatamam ama ne yapalım, kader. Cenab-ı Allah'tan gelene boynum kıldan incedir."
Kızının acısını her an hissettiğini dile getiren anne, "Aklımdan çıkmıyor. Çocuklarıma sürekli trafikte, yolda dikkatli olmaları konusunda uyarılarda bulunuyorum. Ben daha bu acıya yanamam. 'Daha beni yakmayın' diye çocuklarıma sürekli konuşuyorum." dedi.
Trafikte şoförlerin dikkatli olmalarını isteyen Ayar, şöyle konuştu:
"Allah kimsenin başına vermesin. Biraz dikkatli olsunlar. Buradan bakıyorum, telefon elinde arabanın içinde gidiyorlar. Nereye gidiyorsun? Önüne hayvan çıkar, insan çıkar, hiç mi senin vicdanın yok? İnsan biraz düşünür. Birbirimizi seveceğiz, birbirimizi düşüneceğiz, birbirimize acıyacağız ki Allah da bize acısın."
- "Öncelik Hayatın, Öncelik Yayanın"
İçişleri Bakanlığının "Öncelik Hayatın Öncelik Yayanın" sloganıyla 2019'u "Yaya Öncelikli Trafik Yılı" ilan etmesine de değinen Ayar, şunları söyledi:
"Allah Süleyman Soylu Bakanımızdan razı olsun. Onu bir evladım gibi seviyorum. Bir evde artık bir tane değil 10 tane araba var. Birinin elinde telefon, öbüründe sigara, kiminin elinde şişe var. Allah onlara iyilik versin. Sürekli dua ediyorum. Allah kimseye öyle bir acı vermesin. Öleceğiz. Doğumumuz da ölümümüz de haktır ama yastıkta ölelim. Trafik acısı çok kötü bir acı. Orada benim çoluk çocuğumun yaşadığını Allah kimsenin başına vermesin. Allah millete akıl fikir versin. Telefonlara trafikte ara versinler."