İSTANBUL (AA) - TSKB Sürdürülebilirlik Danışmanlığı'nın (ESCARUS), Kovid-19 salgınına ilişkin raporuna göre, önümüzdeki dönemde özellikle kritik önemdeki çeşitli bileşenlerin yerli tedarik yoluyla karşılanması yönünde bir arayış baş gösterecek.
TSKB açıklamasına göre, ESCARUS, "Bir Eko-Sosyal Kriz Olarak Covid-19 Salgını ve Sürdürülebilirlik" başlıklı bir rapor yayınladı.
Salgının küresel ölçekte ve ülkeler bazında yarattığı toplumsal ve ekonomik değişikliklere değinen rapor, salgının yönetişim dinamiklerine ve tematik sürdürülebilirlik beklentilerine etkisini de konu alıyor.
Raporda, dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgınının yayılma hızını çeşitli ekonomik kayıplar vererek yavaşlatan hükümetler açısından en büyük riskin öngörülemezlik olduğu belirtilirken, salgınla ilgili pek çok faktörün hala tam olarak aydınlanmamış olduğu kaydedildi.
İş modellerinden eğitim sistemine, tekno-kültürel çerçeveden tüketim örüntülerine kadar pek çok alanın yeni bir rotaya evrileceği öngörüsüne yer verilen raporda, ayrıca dört ay gibi kısa bir sürede yaşanan radikal dönüşüm süreci de anlatılıyor.
- Salgında sergilenen dayanışmacı tutumlar sonrasında da devam edebilir
Raporda, salgın boyunca pratiği yapılan yeni iş modellerinin, azaltılan seyahatlerin, denenen teknolojilerin yanı sıra toplum genelinde sergilenen dayanışmacı tutumların, doğayla ilgili duyarlılıkların ve sorumlu davranışların salgın sonrasında da olumlu izdüşümleri olacağının altı çiziliyor.
Salgın nedeniyle ekonomiler, endüstriler, işletmeler, faktör piyasaları, çalışanlar ve modern hayatın tüm sistemlerinde büyük bir belirsizlik sürerken, "Bir Eko-Sosyal Kriz Olarak Kovid-19 Salgını ve Sürdürülebilirlik" raporu, tüm açılardan süreci anlama ve yeni dönem stratejilerini belirleme çabasında olanlara bir "fener ışığı" olmayı amaçlıyor.
- İnovasyon çalışmaları pek çok alana dokunacak
Açıklamada verilen bilgilere göre, tarih boyunca karşılaşılan her toplumsal krizin neden olduğu gibi Kovid-19 krizinin de insanlığın tutum ve davranışlarını yeniden şekillendireceğinin belirtildiği raporda farklı alanlarda beklenen değişimlerden bazıları şöyle ifade ediliyor:
"Pek çok ülke küresel değer zincirindeki kırılmalardan hareketle bazı endüstrilerde ulusal tedarik zinciri yaratma arayışında olacak, özellikle kritik önemdeki çeşitli bileşenlerin yerli tedarik yoluyla karşılanması yönünde bir arayış baş gösterecek.
Gelişen şartlara hızla uyum sağlamak için teknolojinin önemi giderek artacak; Endüstri 4.0, karanlık fabrikalar ve nesnelerin interneti gibi kavramlar daha çok tartışılacak; hız kazanan Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları sağlık hizmetlerinden üretime, ofis otomasyon sistemlerinden akıllı şehir tasarımlara kadar pek çok alana dokunacak.
İş modelleri değişecek, finansal risklerin yanı sıra çevresel ve sosyal risklerin de gözetileceği iş modelleri ön plana çıkacak. Uzaktan çalışma, esnek çalışma, iş amaçlı seyahatlerin azaltılması ve sürdürülebilirlik hassasiyetlerinin yükselmesi gibi salgın sürecinde öne çıkan tutumlar kalıcı hale gelecek.
Salgınla popüler olan uzaktan eğitim modeli artarak ve yaygınlaşarak uygulanmaya devam edecek. Güçlü internet bağlantısı ve yeterli donanımı olmayan öğrencilerin yaşadığı sorunlar küresel gelir adaleti tartışmalarının baş köşesinde yer alacak.
- GSYH'de duraklama öngörüsü
Dünyada hemen hemen her ülkede Kovid-19 kaynaklı ekonomik sıkıntılar yaşanması bekleniyor.
Türkiye ekonomisi için yapılan ilk analizlere göre, salgın dönemindeki olumsuz gelişmeler nedeniyle GSYH’de duraklama ve toplam istihdamda daralma olacağı öngörülüyor.
Hükümetlerden gelen ilk finansman destek paketlerine yer verilen raporda Almanya, Fransa, İtalya, İran ve Hindistan da dahil pek çok hükümetin tedbirleri dile getiriliyor.
Bununla birlikte, kamu tedbir ve paketlerinin, yaklaşmakta olan küresel krizden çıkmak için tek başına yeterli olmayacağı da ifade ediliyor.
Uluslararası finansman kaynaklarının ve farklı finansman araçlarının da bu doğrultuda devreye alınması gerektiği belirtilen raporda, içinden geçmekte olduğumuz dönemde salgınla mücadele kapsamında en fazla öne çıkan finansman aracının tahviller olduğu vurgulanıyor. Uluslararası finans kuruluşlarının salgın döneminde ihraç ettiği tahviller ise şu şekilde sıralanıyor:
Afrika Kalkınma Bankası, 3 milyar dolar tutarında sosyal tahvil, Amerikalılar Arası Kalkınma Bankası, 2 milyar dolar tutarında sürdürülebilir tahvil, İskandinav Yatırım Bankası, 1 milyar avro tutarında sürdürülebilir tahvil, Avrupa Yatırım Bankası, 3 milyar avro tutarında sürdürülebilir tahvil, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası, 1 milyar avro tutarında sosyal tahvil, Dünya Bankası, 8 milyar dolar tutarında sürdürülebilir tahvil, Cassa Depositi e Prestiti, 1 milyar avro tutarında sosyal tahvil.
- Gelişmiş risk yönetimi uygulayan şirketlerin itibarı artıyor
Raporda yer verilen ve Mart ayının başlarında yapılmış olan bir ankete göre, bin 500 katılımcının yüzde 56’sı kendilerini koronavirüsün yaratacağı etkilere karşı "kısmen hazır" hissettiğini söylüyor.
Katılımcılardan sadece yüzde 12’si "çok hazır" olduğu cevabını verirken yüzde 11’i ise "nispeten veya çok hazırlıksız" olduğunu itiraf ediyor.
Salgının şirketler için domino etkisi yaratarak birçok risk tipini tetiklediği düşünüldüğünde, şirket içindeki tüm fonksiyonların birlikte katkı sağladığı bir risk haritalandırması yapmanın ve risklerin birbirinden bağımsız olmadığını unutmadan hareket etmenin önemi anlaşılıyor.
Ayrıca gelişmiş risk yönetimi uygulayan şirketlerin, kazandıkları doğrudan faydalara ek olarak; finansmana erişimde kolaylık, marka itibarlarının artması ve çalışan bağlılığı gibi dolaylı faydalar da edineceği belirtiliyor.
-1,6 milyar çalışan işsiz kalma riskiyle karşı karşıya
Escarus, salgınlara hazırlık ve salgınla mücadele stratejisi geliştirmek için şu 4 temel adımı öneriyor:
Salgınla mücadele ve koordinasyon ekibi kurulması, risk analizi ve paydaş etkileşim planı hazırlanması, farkındalık yaratma ve bilinçlendirme çalışmaları düzenlenmesi ve salgınla mücadele planının oluşturulması ve uygulamaya konulması.
Raporda salgının iş gücü piyasalarına etkisinin de altı çiziliyor. Verilerin 1,6 milyar çalışanın işsiz kalma riskiyle karşı karşıya olduğuna ve 2020 yılı ikinci çeyreğinde çalışma sürelerinde yaşanacak değişimin ABD’de yüzde 12,4; Avrupa ve Orta Asya’da ise yüzde 11,8 olabileceğine işaret ettiği belirtiliyor.
Escarus Genel Müdürü Kubilay Kavak liderliğinde şirketin yetkin danışman ekibinden Ayşe Ece Sevinç, Burcu Otman Bektaş, Emine Çelen, Emir Kozikoğlu, Kadir Burak Oğuz, Melis Bitlis, Sultan Şalgam ve Şimal Çınar’ın hazırladığı "Bir Eko-Sosyal Kriz Olarak Covid-19 Salgını ve Sürdürülebilirlik" başlıklı rapora, //www.escarus.com/raporlar-ve-analizler linki üzerinden ulaşılabiliyor.