ZONGULDAK (AA) - MUSTAFA KEMAL BEKTAŞ - Trakya Üniversitesi (TÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde bulunan Cehennemağzı Mağaraları'nın çok önemli bir dini merkez olduğunu, bu açıdan inanç turizminde önemli bir işlev görebileceğini belirtti.
Prof. Dr. Beksaç, Ereğli Tarih Doğa ve Kültürünü Yaşatma Derneği Yöneticisi Recep Somuncu'nun davetlisi olarak geldiği Ereğli ilçesinde Cehennemağzı Mağaraları'nda incelemelerinin ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, mağaralarla ilgili halk arasında farklı masallar üretildiğini söyledi.
Bölgenin milattan önce yüzyılda kendilerine yeni bir yer arayan Megaralılara ait bir kent olduğunu aktaran Beksaç, şunları kaydetti:
"Balkanların bölgesi burası. Burada çok erken tarihten itibaren Trakların Anadolu'ya geçmiş kanatları da var. Esasında karşısında bulunduğumuz yer, bir yer altı ruhları ile görüşme alanıdır, kutsal mağaralardır. Bu mağaralardaki coğrafi yapılanma ölüler bölgesinin ırmağını temsil ediyor. Yaşayanlar ile ölenler arasındaki ırmak olarak karşımıza çıkan bir yapıdır. Eski kaynaklarda da burada ölmüş kişilerin ruhları ile konuşulduğuna dair bilgilere sahibiz. Yunanlı coğrafyacılardan Pausanias ölen kızının ruhu ile görüşmek için buraya geldiğini anlatıyor. Yunanistan'dan kalkmış buraya gelmiş kızının ruhu ile görüştüğünü ifade etmiştir."
- "Burası yer altına açılan kapılar olarak kabul ediliyor"
Engin Beksaç, mağaraların Türkiye'de çok az sayıda rastlanan antik çağ ibadet alanlarından bir tanesi olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Esasında Cehennemağzı ismi de halk ağzında kullanılıyor. Burası yer altına açılan kapılar olarak kabul ediliyor. Kilise mağarası olarak kabul edilen yer ana tanrıça kült merkezi. Bu kültte ana tanrıça hem yaşamı dengeler, insanın kaderine hükmeder ve o kaderi bağlar, çözer. Bu mağaralarda karşımıza Trak yapısı çıkıyor. Gizemli bir kült yapısı var. Bu durum da burayı çok farklı kılıyor. Şu anda dünyada en tanınan ancak en tanınmayan yerlerden bir tanesi ile karşı karşıyayız. Ereğli'nin büyük bir şansı var ama bu tanıtımdan kaynaklanan bir şanssızlığı var."
Beksaç, Megaralıların bu bölgeye geldiğinde karşısında çok büyük bir güç olarak duran Traklara karşı kendi savunma sistemini Herkül'ün ismini kullanarak oluşturduklarını anlattı.
- "Önemli bir dini merkez"
Prof. Dr. Beksaç, bölgeye ikinci kez geldiğinde detaylı bir araştırma yapma fırsatı bulduğunu ve gördükleri karşısında şaşkınlık yaşadığını belirtti.
"Buraları görünce bakış açım çok daha farklı oldu. Burada anlatılan halk masallarının dışında başka bir gerçek var." diyen Beksaç, şunları kaydetti:
"Kuzeybatı Anadolu'dan başlayan bir kültürün uç noktası. Trak kültürünün en uçtaki bölgeleri. Burası çok önemli bir yer. Buraların mutlaka tanıtılması gerekir. Bulgaristan'da bunun benzeri olan yerler var. Oralar turizmin temel direkleri ve çok büyük getirileri oluyor. Tanıtamadığımız zaman da bu kültürler bize girdi olarak dönmüyor. Antik çağda bile buraya akın akın insanlar geliyordu. Çok önemli bir dini merkez. Din turizmi açısından önemli bir işlevi olabilir. Çok çok ilginç bir yer."
- Cehennemağzı Mağaraları
Mitolojik öyküye göre, insanın doğaya karşı yenilmez dayanma ve saldırma gücünü simgeleyen Herkül, Argolis Kralı Eurystheus'un kendisine verdiği 12 görevden sonuncusunu yerine getirmek için efsanevi altın postu aramak üzere yola çıkan gemicilerle Ereğli'ye geliyor.
Üç mağaradan oluşan Cehennemağzı Mağaraları'ndan yer altı tanrısı Hades'in yönettiği, hiçbir ölümlünün geri dönemeyeceği 'Ölüler Ülkesi"ne inen Herkül, bu ülkenin bekçisi üç başlı ve yılan kuyruklu köpek Kerberos'u, Olimpos tanrıları Hermes ve Athena'nın yardımıyla kaçırıyor.
Herkül, yeryüzüne çıkardığı Kerberos'u Kral Eurystheus'un korkması üzerine Cehennemağzı Mağaraları'ndan Ölüler Ülkesi'ne geri götürüyor.