TRABZON (AA) - DUYGU AVUNDUK - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul'daki 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde askerler tarafından vurularak gazi olan Harun Öztürk, "15 Temmuz bizi kendimize getiren, gücümüzü ve imanımızı hatırlatan bir destandır." dedi.
Trabzon'un Ortahisar ilçesinde yaşayan Öztürk (28), 15 Temmuz'da köprüde verdikleri mücadeleyi unutamıyor.
Gazi olduktan sonra Ortahisar İlçe Müftülüğünde memur olarak göreve başlayan Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, olayın yaşandığı dönemde İstabul'da çilingir dükkanı işlettiğini söyledi.
Öztürk, yemek almak için evden çıktığı saatlerde cep telefonundan "sıkı yönetim ilan edilmiştir" şeklinde çeşitli haberler gördüğünü, eve dönerek televizyon kanallarından gelişmeleri takip ettiğini aktardı.
Bir süre sonra araç temin etmek için akrabalarının evine gittiğini belirten Öztürk, "Eniştemin ağabeyinin yanına gittim, 'Darbe oluyor.' dedim. O esnada sofrada yemek yiyordu ve bir şeyden haberi yoktu. Hemen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Kısıklı'daki konutuna gittik." diye konuştu.
Öztürk, orada toplanan vatandaşlarla Boğaziçi Köprüsü'ne gitme kararı aldıklarını dile getirerek, "Kısıklı'dan köprü bağlantı noktasına geldik ama polisler buradan geçmemize izin vermedi. O sırada tanklar köprüye doğru gidiyordu." ifadelerini kullandı.
Askerlerin önlerini kesmeye çalıştıklarını anlatan Öztürk, şöyle devam etti:
"Tanklar durmuyordu. Bulduğumuz duba ve taşlarla yolları kapatıyorduk ama tankları durduramadık. Telefonla arkadaşlarımı aradım, 'Köprüye gelin' dedim. Onlar da Çengelköy'de yolu kapatmışlardı, asker ateş ediyordu, 'Gelemiyoruz, burada sıkıştık.' dediler. Köprünün girişine yaklaştıkça Türk bayrakları elimizde 'Allah'u ekber' diye bağırıyorduk. Asker görünümlü hainler ise ateş etmeye başlamışlardı."
- "Üç ameliyat geçirdim"
Öztürk, şehit olanları, yaralananları gördüğünü belirterek, "O anları telefonumla kaydettim. Önümüzdeki 3-5 kişi vuruldu. Bacaklarından vurulmuş kişiler yerde yatıyordu. Kurşun yağmuruna tutulduk, yerden sekerek ateş çıkaran mermileri gördüm." dedi.
Kendisininde orada vurulduğuna işaret eden Öztürk, yaşadıklarına dair şunları paylaştı:
"Sağ bacağım parçalandı. Vatandaşlar üzerimdeki elbiseyi yırtarak bacağıma sardılar. Beni sürükleyerek bir araca taşıdılar ve hastaneye kaldırdılar. Çok yaralı vardı, hastane çok kalabalıktı. Doktorlar, başka bir merminin de kalçamdan çıktığını söylediler. Onlara, 'Beni bırakın, gideceğim.' dedim. Vücudumun üç yerinden yara aldım ve üç ameliyat geçirdim. Olaydan ancak bir yıl sonra toparlanabildim."
Öztürk, olay sabahı Pendik'teki bir hastanede gözünü açtığını dile getirerek, "Uyandığımda ilk sorduğum soru darbe girişimi oldu. Doktorlarımız da 'Sizin gibi gazi ve şehitlerimiz sayesinde bayrağımıza sahip çıktık.' dediler." ifadelerini kullandı.
- "15 Temmuz unutulmasın"
Harun Öztürk, 15 Temmuz'dan sonra hayatında büyük bir değişim olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Gazilik mertebesine ulaştıktan sonra devletimiz gazilerimize iş hakkı tanıdı. Ailem Trabzon'da yaşadığı için memleketimde çalışmak istedim. 2,5 yıldır da Ortahisar İlçe Müftülüğünde görev yapıyorum. Benim için çok özel bir kurum. Müftümüz ve çalışma arkadaşlarımız bana her konuda çok yardımcı oluyorlar. İstanbul'u unutmadım, orada çok büyük hayallerim vardı ancak gazilik aldığım şehir olarak kaldı.15 Temmuz bize kendimizi hatırlatan, bizi kendimize getiren, gücümüzü ve imanımızı hatırlatan bir destandır."
Darbe girişiminin unutulmaması gerektiğinin altını çizen Öztürk, "Nasıl ki 1915 yılında ecdadımız, 'Çanakkale geçilmez' dediyse biz de Boğaziçi Köprüsü için 'Geçilmez' dedik. Yıllık izinlerimde İstanbul'a giderek, gazi olduğum köprüden geçiyorum çünkü 15 Temmuz bizim için önemli bir dönüm noktasıydı." diye konuştu.
Öztürk, çektiği videoları, vatan ve bayrak uğruna verilen mücadeleyi ileride çocuklarına ve torunlarına göstermek amacıyla sakladığını belirterek, şunları kaydetti:
"Çünkü bu vatan ve bayrak kolay kazanılmadı. Bizler, şayet Kur'an-ı Kerim'de geçen ayeti kerimeye göre, Allah'ın ipine sımsıkı sarılıp bölünmezsek bu ülkeyi hiçbir güç asla işgal edemez. Yeter ki bir olalım, kardeş olalım, iç ve dış düşmanlara karşı tek bir vücut halinde olalım. İçimizdeki hainlere karşı her zaman uyanık olalım. Devletimizden, milletimizden, büyüklerimizden istediğim tek şey 15 Temmuz hiç bir zaman unutulmasın ve her zaman hatırlansın çünkü geçmişinden ders almayan, geleceğine yön veremez. Bizde bu doğrultuda ilerlemeye çalışıyoruz."