AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, "Fikirlerimiz, hayata bakışlarımız farklı pencerelerden olsa da herhalde 15 Temmuz sonrası bugüne kadar hiç olmadığı kadar ortak sorumluluğumuz var. O da bu ülkeyi gelecek nesillere güçlü, demokratik, öz güvenli bir şekilde taşıyabilmek" dedi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) 2016-2017 akademik yılı açılış töreni gerçekleştirildi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende, üniversitelerin kentlerin kalpleri ve beyni olarak nitelendirilebileceğini söyledi.
Üniversitelerin şehrin enerjisi, heyecanı olduğunu vurgulayan Karaaslan, kentte bir şehir düşünce merkezi kurulması yönünde öneri sunduğunu belirtti.
Proje, fikir, hayata geçecek meselelerin tartışılmasını isteyen Karaaslan, "Türkiye'den ve dünyadan uzmanlar davet edelim, onları dinleyelim. Samsunumuz için üretmeye, düşünmeye, şehirli ilişkiyi kuracak, sürekli akış sağlayacak bir merkezle devam edelim diye bir öneri dile getirmek istiyorum." dedi.
Karaaslan, 15 Temmuz'un uzun destanlara konu olacak bir mücadele olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Onun kahramanlarını, o gecede ve sonrasında yaşananları, Türkiye'nin yeni hedeflerini başka bir davette konuşmayı, tartışmayı çok arzu ederim. Fikirlerimiz, hayata bakışlarımız farklı pencerelerden olsa da herhalde 15 Temmuz sonrası bugüne kadar hiç olmadığı kadar ortak sorumluluğumuz var. O da bu ülkeyi gelecek nesillere güçlü, demokratik, öz güvenli bir şekilde taşıyabilmek. İşte bu nokta bizi birleştiriyor. O nedenle her birimizin sorumluluğunun 14 Temmuz günü bıraktığımız yerde olmadığını düşünüyorum."
Türkiye'de 16 Temmuz sabahı bambaşka bir güne başladıklarına işaret eden Karaaslan, "Zifiri karanlık olan bir gece, hamdediyoruz aydınlığa kavuştu. Özellikle genç arkadaşlarımız açısından çok büyük bir tecrübe olduğunu düşünüyorum. Bir dönem önceki gençlerin hayata bakışıyla bu akademik yılla sizlerin öğrencisi olacak, darbe gecesini yaşamış gençlerin hayata bakışı, gelecekten beklentileri elbette çok farklı olacak. Yani kısacası sorumluluğumuz her birimiz açısından çok büyük. Umuyorum bu sorumluluğu geleceğe güçlü bir şekilde aktaracak iradeyi gösterebiliriz." diye konuştu.
Gençlere seslenen Karaaslan, bilimsel çalışmalar ve derslerin yanı sıra mutlaka sosyal hayatın, kültür sanatının içinde aktif yer almalarını önerdi.
- "Artık Türkiye'nin işin kalitesine odaklanması lazım"
MHP Grup Başkanvekili Erhan Usta ise bilimin ve insanlığın önemsendiği, birlik ve beraberlik ruhu içerisinde çalışıldığı bir öğretim yılı olmasını temenni etti.
Üniversitelerde yaşanan tecrübelerin bazı gerçekleri daha net ortaya çıkardığının altını çizen Usta, "Fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmemiz gerekiyor. Bunu acı acı tecrübe ettik." ifadesini kullandı.
Uluslararası çalışmaların kalite ve kalkınma arasında ilişkisi olduğunu ancak fiziki altyapının kalkınma ve gelişme arasında doğrusal bir ilişki bulunmadığını anlatan Usta, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim maalesef hep övündüğümüz ve yaptığımız şey, fiziki koşulları iyileştirme oldu. Bunların yapılmasına elbette bir şey demiyorum ancak bundan sonra artık Türkiye'nin hem orta öğretim hem de yüksek öğretimde işin kalitesine odaklanması lazım. Bunun için hocalarımızın kalitesinin iyileştirilmesi yönünde de hepimizin gayret göstermesi gerekiyor. Bunun için hür, özgür bir üniversite ortamının olması lazım. Liyakatın önemli oması ve birinci kriter olması lazım. Siyasi görüşü veya değişik yerlere mensubiyetine göre hocalarımızı değerlendirirsek, bunu bu üniversite için söylemiyorum, Türkiye için söylüyorum, 'benden mi senden mi' diye bakarsak, orada gelişme olması mümkün değil. Liyakat olmalı, bu ülkeyi seven herkes siyasi görüşü, mensubiyeti ne olursa olsun, üniversite yönetimleri açısından aynı mesafede bulunmalıdır. Ben bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Maalesef üniversitelerimiz çok siyasallaşmış durumda. Bundan üniversiteleri kurtarmak lazım."
Usta, insanların çalışabileceği veya ihtiyaç duyulan alanlarda öğrenci yetiştirilmesinin önem taşıdığını dile getirerek, teknolojinin ticarileşmesiyle Türkiye'nin içine girdiği bu orta gelir tuzağını belki de aşabileceğini söyledi.
Samsun Valisi İbrahim Şahin de göreve yeni başlayan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç ile 41. yılı kutlanan OMÜ'yü tebrik etti.
Üniversitelerin mutlaka üretimde yer alması gerektiğini vurgulayan Şahin, "Bunda akademisyenlere büyük görevler düşüyor. Biz sizin hizmetkarınız olalım ama ne olur bu ülkenin kalkınması, bağımsızlığımız ve özellikle kalkınmamızla ilgili yapılması gereken ne varsa biraz daha gayret gösterelim. Maaş, para konusu gündeme geldiğinde için burkuluyor ama bunları da artık bir kenara atalım. Çünkü ülke adeta ikinci bağımsızlık savaşını kazandı. 1920'leri, 1923'leri yaşıyor gibi hissedin. Parayı, pulu, lüks arabalara binmeyi, daha iyi evlerde oturmayı ikinci plana bırakıp ülkenin kalkınmasına ağırlık verelim ki mesafe alalım." değerlendirmesinde bulundu.
Rektör Bilgiç ise üniversitelerin tarih boyunca çeşitli değişikler yaşadığına dikkati çekti.
Üretilen bilginin faydalı dönüşümlere uğraması ve teknolojiye dönüşmesi gerektiğinin ortaya çıktığını anlatan Bilgiç, "Biz üniversiteyiz. Biz özerkiz. Biz akademik özgürlüğe sahip bir toplumuz. Biz istediğimizi yaparız. İstediğimizi düşünürüz ve kimse de bize karışamaz'. Bunların denildiği dönemler oldu. 'Kafamızdaki özel misyonu gerçekleştirmek için devletin bize teslim ettiği bu kadar büyük imkanı ve insanı bu amaçla kullanabiliriz' düşüncesiyle nice insanların mağdur edildiği, bundan kaynaklı enerjinin tüketildiği dönemleri yaşadık. Bir daha tekrara asla şansımız yok." diye konuştu.
Törende OMÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Ali Sarıalioğlu'nun konuşmasının ardından en yüksek puanlı öğrenci Dilara Erdoğan'a Rektör Bilgiç tarafından hediye sunuldu.
Samsun Haber, Samsun Haberleri, Haber Samsun, Samsun, Haber, Son Dakika, Altinovagazete.com
Güncelleme Tarihi: 15 Ekim 2016, 12:25