Başkan Kemal Şahin yaptığı konuşmasında “Ülkü ocakları kuruluşundan bu yana Türk Gençliğine her zaman ahlak ve adabı öğretmiştir. Gençliğin Türk örf ve adetlerine uygun bir şekilde yetişmesi için elinden gelen tüm çabayı göstermiştir. Ülkü ocakları, Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerinin ocaklarıdır. Ülkü ocakları, bünyesinde bulundurduğu disiplin, terbiye ve adabı İslamiyet'ten almıştır. İslam ahlak ve faziletine, Türklük onur ve şuuruna varmış olan her Türk genci, ocak içerisinde olsun, ocak dışarısında olsun her zaman örnek teşkil eder. Toplum tarafından parmakla gösterilir. Hoca Ahmet Yesevi ve Alperenler ‘in "İslam Tebliği" metodu sevindirici, bütünleştirici, okşayan-teşvik eden-ısındıran güler yüzlü bir metot idi” dedi.
O'nun İslamiyet’e "Hikmet" metoduyla davet ilahi emrine tam mutabık şiir, deyiş/söyleyiş ve anlatımlarına "Hikmet" adını vermesi sebepsiz olmadığını belirten Başkan Kemal Şahin sözlerine şu şekilde devam etti.
“Nitekim bugün Kültür bakanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından neşredilen "Hikmet" kitaplarında yer alan şiir ve deyişlerinde Ahmet Yesevi "Kur'an" ve "Sünnete" tamamıyla sadık çağrılar, tembihler, ikazlar yapmaktadır; fakat bu davet ve ikazları gönüllere hitap ifadesidir. Ülkü uğrunda ilerlemekte olan gönüldaşımız ocak içerisinde ayak ayak üstüne atma, laubali hareketlerde bulunmak, yüksek sesle konuşmak, sokak kabadayıları gibi tesbihle oynamak, serseri gibi gömleğini dışarı çıkartmak gibi Türk gencine hiçbir şekilde yakışmayacak hal ve hareketlerden kaçınmalıdır. Bir yerde başarıdan söz etmek istiyorsak orada disiplinin olması gerekmektedir. Hayatın herhangi bir anında kendini disiplinize etmemiş insan başarılı olamaz.
Bizler ki büyük Türk-İslam davasının gönül erleri olarak savunmuş olduğumuz ve hayatımızda yaşatmaya çalıştığımız İslam'ın emir ve yasaklarına uygun bir şekilde hareket etmeliyiz. Bunun yanında insanların karşısına örnek şahsiyetler olarak çıkmalıyız. Bu davanın özü İslam'dır. Bizlerde İslam'ın buyurmuş olduğu adap ölçüleri içerisinde hareketlerimizi sınırlamalıyız. Bu şekilde davamıza samimiyet sahibi olduğumuzu göstermiş oluruz. İnsanları bize yaklaştıracak ve bizim sözlerimizi dinletecek olan bizlerin yaşantısı olacaktır.
Nasıl ki sigara içen bir insanın, bir başka tiryakiye uzun uzadıya sigaranın zararlarını anlatıp, sigarayı bırakması etkili olmayacaksa, bizlerin de davamızı nefislerinde yaşatmaya çalışmadan başkalarına anlatmamız etkili olmayacaktır. Hayatımızın her aşamasında edep ve adaba riayet etmeliyiz. İslam'ın emri budur. Ne yaparsak yapalım, her iş ve hareketimizde, her davranış ve fiiliyatımızda adap ve edebe riayet etmek düsturumuz olmalıdır.
Her şeyin bir adabı olduğu gibi ocağında bir adabı vardır. Ülkücü Türk Gençleri, ülkü davasını yaşamak için özellikle ocak adabına uymalıdır.
Ocak adabını yaşaması teşkilatın gelişmesi içinde şarttır. Çünkü disiplinin olmadığı bir yerde teşkilatlandırmadan bahsedemeyiz. Ülkü yolundaki dava erine başkanı bir şey emrettiği zaman, anında verilen emrin yerine getirilmesi gerekir. Ocak içerisinde bu hiyerarşik yapının korunması teşkilatımızın ve Türk Milliyetçiliğinin geleceği açısından yerine getirilmesi gereken bir zorunluluktur. Ülkü Ocakları içerisinde başkan konumunda olan kişinin yaşı ve diğer özellikleri, verilen emrin yerine getirilmesinde bir faktör değildir.
Önemli olan bulunduğu makamdır. Bazı durumlarda meydana gelen şahsi sorunlar bu adap dairesi içinde kesinlikle unutulmamalıdır. Ataların dediği gibi " emir, demiri keser" yani alınan emrin yerine getirilmesi hususunda azami hayretin gösterilmesi şarttır. Yanlış yapmamalı, yanlış yaptırmamalıyız.
Nasıl ki toplumun bozulması, çekirdek olan aileden gelirse teşkilattaki disiplinsizliklerde fertlerden başlar. Bu konuda gerekli önemi göstermek her ülküdaşımızın görevidir. Allah; İslam'ı, Adabı, Edebi yani davamızı yaşama konusunda hepimizin yar ve yardımcısı olsun” dedi.
Samsun Haber, Samsun Haberleri, Haber Samsun, Samsun, Haber, Son Dakika, Altinovagazete.com
Güncelleme Tarihi: 01 Aralık 2018, 10:56