Gençlik yıllarımda Atatürk’ün Yurtta Barış Cihanda barış sözüne gıcık olurdum. Biz barış derken, dünya üstümüze geliyor diye hayıflanırdım.
Zaman içinde düşünce iklimimde meydana gelen değişim, evrimleşme belki de olgunlaşma ile, bu sözün gerçekten de ayakları yere basan ne kadar veciz bir söz olduğunu anladım. Hiç bir dünya milleti başka ülkelere saldırmasın, sömürmesin.
Medeniyetse gerçekten dünya insanlarının amacı, herkes oturduğu yerde otursun. Amaaa, 1000 yıldan fazladır bizler Anadolu’da yaşıyoruz. Birileri kalkıp bizi yurdumuzdan atmak, bizi sömürmek isterse, ulus olarak dişimizle tırnağımızla mücadele verir yaşadığımız yurdu elbet savunuruz.
Bizim kurtuluş mücadelemiz savunma, hayatta kalma, yurdunu koruma mücadelesiydi. Bu topraklar İki Bin yıl önce bizimdi diye üstümüze gelenlere biz de, 3000 yıl önce de başka kavimlerin, ulusların idi deriz.
Artık dünya ulusları ve ülkeleri dileyelim ki başka bir ülkeye savaşmasın, saldırmasın. Bunu temenni olarak söylüyorum. Biliyoruz ki savaş, Froidyan mantıkla, içinde İD (hayvansal duygu) barındıran insanoğlunun her zaman başvurduğu bir yöntemdir.
Yine temenni ediyorum, ediyoruz ki, insanoğlu medeniyet yolunda evrilsin, sömürmekten vazgeçsin, her ulus, devlet, millet, kabile, yerinde mutlu yaşasın. BARIŞ İÇİNDE.
Bunu SAVUNMAMIZIN SON GÜNLERİ olan ZAFER BAYRAMIMIZDA evrene bir mesaj olarak bırkıyorum.
YURTTA BARIŞ CİHANDA BARIŞ / MUSTAFA KEMAL ATATÜRK