Evlatlarımız evimizin neşesi, gözümüzün nuru ve en kıymetli varlıklarımız. Onları ne büyük fedakarlıkla besliyor, büyütüyoruz. Yemediğimizi yediriyor, giymediğimizi giydiriyoruz. Hiç bir isteklerini boş çevirmiyoruz.
İstiyoruz ki büyüsünler, okusunlar, iş güç sahibi olsunlar. En güzel mevkilere gelsinler, mal mülk ve makam sahibi olsunlar. Parmakla gösterilen insanlar olsunlar ve her istekleri de yerine getirilsin. Onlar için yapamacağımız şey yok öyle değil mi?…
Onların karınlarını, gözlerini doyurup imkanları seferber ederken unuttuğumuz bir şey var? Onların ruhlarını, ahlak ve yaşantılarını terbiye edip topluma ve insalığa faydalı bir nesil olsun, düşüncesini ihmal ediyoruz. Yani onlara parlak bir istikbal vermeye çalışırken ruhunu ve manevi dünyasını hiç hesaba katmıyoruz!
Bazen sosyal medyada gezinirken gençlerle yapılan röportajlara gözüm takılıyor, açıp izliyorum: Amanın ne felaket! Ne felaket… Keşke izlemeseydim diyorum. Hatırlayın onlara yöneltilen soruları? Aralarında Kelimeyi şehadeti getirmeyenleri bile var…
En son baktığım video da “Salat getirir misiniz? diyor sunucu soruyor: Gençlerin tavrı laubali, alaylı, çoğu yanlış cevap veriyor bir çoğu da ben “Müslüman değilim!” diyor. Allah korusun bu ne rezalet bir tablo düşünebiliyor musunuz?
Türk ve Müslümanlığı ile övünç duyanların beldesinde gençlerimiz ( Z gençliği imiş!) “Ben Müslüman Değilim!” diye cevap veriyor. Dini ve ahlaki sorulara da çoğu cevap veremeyip geçiştiriyor, alay edenleri bile var… Yani karnı tok, üstü başı tıkır ama ruhu boş ve düşünceleri ahlak- İslam dışı!.. Çok yazık, yazık ki ne yazık!
Demek ki onların karınlarını doyuruyor, ruhlarını ve ahlaklarını boş bırakıyoruz. Benim dememe gerek var mı: “Ağaç yaş iken eğilir” demiş atalar. Çocukken eğemediğini büyüyünce eğemez “Çat!” diye kırarsın. Bize ne oluyor da bu çocukları başı boş bırakıyoruz:” Yılkı Atları gibi!” Yapmayın Allah aşkına hayat bu kadar ucuz değil, anne ve babalık da bu değil!
Ellerinizle çocuklarınızı : Cehennem çukuruna atmayın!” Elhamdüllah biz Türk ve Müslümanız; çocuklarımızı da Türk ve Müslüman gibi yetiştirmek zorundayız! Bu görevi bize Yüce Allah yüklüyor, onun Sevgili Peygamberi de bizi bu konuda uyarıyor! Anne ve babalığı insanca yapın onları ateşe atmayın diye!…
Bizden uyarması bakın çocuklarınız elinizden kayıp gidiyor. Onların sadece karınlarını doyurmanız,
Üstünü başını Gül gibi giydirmeniz yetmiyor! Onları Türk ve İslam ahlakıyla da donatmanız gerekiyor.Hayatı para ve mevki gibi görenler aldanırlar!.. Sonuç mu? Sonuç hüsran olur, sonuç berbat olur sonuç: Gün gelir yakanıza yapışırlar “Bunları bana öğretmedin ey anne- baba!.” diye…
Ahlak, şeref, namus, haysiyet, onur iman ve insanca bir hayat olmadığı sürece bugünümüzü de yarınımızı da kurtaramayız! Unutma dünya tek dünya değil: dünya üç; biri bu dünya diğeri kabir hayatı, üçüncüsü de ebedi olan ahiret hayatıdır. Bu dünyayı kurtarır, ebedi olan ahiret hayatını berbat ederseniz son pişmanlık fayda vermez, sen de o gözün gibi koruduğun evladın da Cehennemin odunu olarak kalır; Allah korusun!
Hem kendin için hayırlı bir evlat yetiştirmen gerek hem ülken ve hem de insanlık için şart; ebedi ve sonsuz olan hayat için çocuğunu- evladını yetiştirip örnek bir evlat kazanmak zorundasın Bu Cenab’ı Allah’ın sana verdiği bir görevdir. “Yılkı Atları gibi” onları çayıra bırakırsan ne getireceği belli olmaz elinden kayıp giderler: Allah’ın Emanetine de hiyanetlik etmiş olursun!…Tercih senin !