Vegan beslenmenin birçok Avrupa ülkesinde yaygınlaşmasına rağmen sağlıklı olup olmadığı konusunda farklı görüşler bulunuyor. Özellikle çocukların gelişimi üzerindeki etkileri tartışma yaratıyor.
Vegan beslenme Avrupa’nın birçok ülkesinde, modern gençlerden büyük ailelere kadar farklı kesimlerde bir yaşam tarzı haline geldi. Vegan beslenmeyi tercih edenler hayvanların öldürülmesine ilişkin çekincelerini dile getirmenin yanı sıra daha az hayvan öldürerek ekolojik ayak izini küçülteceklerini ve daha sağlıklı olacaklarını savunuyor.
Bu çerçevede Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu’nun (FAO) verileri pek de şaşırtıcı değil. Dünyaya yayılan sera gazlarının yüzde 15’i hayvancılık sektöründen kaynaklanıyor. Eğer 2050 yılında beklendiği gibi dünya nüfusu 9 milyar 600 milyona ulaşırsa, hayvansal ürünlere olan talebin yüzde 70 artacağı tahmin ediliyor.
Bu verilere rağmen, giderek yayılan veganlık eğilimine kuşkuyla yaklaşanlar da var. Veganlığı eleştirenler, bu beslenme tarzının sağlığa zararlı etkileri olabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
İtalyan parlamenter Elvira Savino, iki yıl önce veganlık üzerine bir tartışma başlatmıştı. İtalya’da bazı çocukların veganlık yüzünden yetersiz beslendiğinin tespit edilmesi üzerine çocuklarda veganlığın yasaklanmasını talep etmişti. Savino, çocuklarını sadece vegan gıdalarla besleyen ebeveynlere dört yıla kadar hapis cezası verilmesi gerektiğini savunmuştu.
Vegan beslenme herkese uygun mu?
Hayvansal proteinin yer almadığı beslenmenin, demir ve B12 vitamini eksikliğine yol açabileceği ve bu eksikliklerin nörolojik sorunların yanı sıra kansızlığa neden olabileceğini belirtiliyor. Alman Beslenme Kurumu da (DGE), vitamin eksikliğinin gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebileceği gerekçesiyle vegan beslenmenin çocuk ve gençler için uygun olmadığı konusunda uyarıda bulunuyor.
“Ot olma!” (Don’t Go Veggie!) adlı kitabın yazarlarından Georg Keckl, DW’ye yaptığı açıklamada, vegan beslenmenin insanları genetik yapısı değiştirilmiş gıdalara bağımlı hale getirdiğini belirtiyor. B12 vitamini takviyesi yapılan gıdaları işaret eden Keckl, veganların tıbbi açıdan daha sıkı gözetim altında olması gerektiğini söylüyor.
İngiltere merkezli Vegan Society, B12 vitamini eksikliğinin özellikle çocuklarını emziren vegan anneler ve vegan annenin sütünü emen bebeklerde kansızlığa ve sinir sisteminde hasara yol açabileceğini kabul ediyor. Vegan beslenenlerin bu vitamini alabilmesi için de B12 vitamini takviyesi yapılmış ve B12 vitamini ile zenginleştirilmiş gıdaları tüketmesi gerektiğine dikkat çekiyorlar.
Veganlar, bitki temelli beslenmenin aralarında çocuklar, hamileler ve emziren annelerin de bulunduğu herkese uygun olduğunu savunuyor. DW’nin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Vegan Society Basın Sözcüsü Jimmy Pierson, vegan beslenmenin her yaşta sağlıklı olmayı sağlayabilecek bütün besleyici maddeleri içerdiğini dile getiriyor.
Bilmeden vegan olunmaz
Veganlığın sağlığa etkilerine ilişkin tartışmalar sürerken, Humane Society International gibi çevre ve hayvanları koruma örgütleri, veganlığın yararlarını anlatmaya çalışıyor ve hükümetleri bitki temelli beslenme eğilimini destekleme konusunda teşvik ediyor. Humane Society International, bitki temelli beslenmeye sağlıklı bir şekilde geçiş için bilinçli olmanın ve halkı bilgilendirmenin önemine vurgu yapıyor.
Humane Society International bünyesinde sürdürülebilir beslenme aktivisti olan Alexandra Clark, “Vegan beslenmeyi düşünen birinin bu konuda yeterince bilgi sahibi olması zorunlu, aynı besleyici değere sahip olan gıdaları tüketmeden bir yiyecek grubundan vazgeçmek olmaz” diyor.
Michael Greger, sağlık konularında uluslararası düzeyde tanınan danışmanlar arasında bulunuyor. DW’nin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Greger, bilim insanlarının hayvansal protein tüketiminin azaltılmasını yıllardır desteklemesine rağmen, insanların uzun yıllar boyunca et yemeyi sürdüreceğini düşünüyor.
Greger, bunu insanların 50 yıl önce yönelttiği “Eğer sigara içmenin akciğer kanserine yol açtığı biliniyorsa, insanların çoğu hâlâ neden sigara içiyor? Hatta doktorlar bile niye sigara içiyor?” şeklindeki sorulara benzetiyor. O dönemde “annenin, babanın, doktorunun yaptığı son derece normal bir şeyin nasıl bu kadar kötü olabildiğini” sorgulayan insanların şimdi de veganlık konusunda benzer düşüncelere sahip olduğunu ifade ediyor.
Çocukların beslenmesinden kim sorumlu?
İtalyan milletvekili Savino’nun başlattığı tartışmada vegan olmayı veya olmamayı değil, çocukların beslenmesinden kimin sorumlu olduğu da sorgulanmıştı. Veganlığa kuşkuyla yaklaşan Keckl, çocuklarına sadece vegan beslenme imkanı sunan ebeveynlerin çocuklarına bir anlamda kötü muamelede bulunduğu görüşünü savunuyor.
Ancak bazı uzmanlar da, çocuklarını nasıl besleyecekleri konusunda ebeveynlerin özgürce seçim yapabilmesi gerektiğini dile getiriyor. Fakat çocuklara sürekli sağlığa zararlı yiyecekler sunulduğu takdirde, ebeveynlerin ceza alması gerektiğini düşünüyorlar. Sağlığa zararlı besin maddeleri olarak, obeziteye yol açabilecek şekerli ve yağlı yiyecekler kastediliyor.
Vegan Society Basın Sözcüsü Pierson, sadece İngiltere’de binlerce yetersiz beslenme vakası bulunmasına rağmen, sadece veganlığın sorgulanmasının üzücü olduğunu belirtiyor.
Vegan beslenmenin geleceği
Bitki temelli beslenme şeklini destekleyen Humane Society International’dan Clark, sağlıklı beslenme konusunda hükümetleri eleştiriyor. Clark, “Hükümetlerin sağlıklı ve sürdürülebilir beslenme şekillerini desteklemesi gerekiyor ama halkın tepkisine yol açar gerekçesiyle korkuyorlar” diyor.
Hayvan haklarını savunan örgütlerden PETA’nın Almanya şubesinde beslenme uzmanı olarak görev yapan Felicitas Kitali, et ve bütün işlenmiş et ürünlerindeki verginin artırılmasını talep ettiklerini söylüyor ve okullarda beslenme konusunda bir ders olması gerektiğini savunuyor.
Humane Society International’den Clark, tüm iyimserliğine rağmen, veganların aşması gereken zorlukların farkında. “Vegan beslenmeye geçmek kesinlikle mümkün ama bunun için zamana ihtiyaç var” diyen Clark, “Vegan yiyeceklerin daha cazip, hatta et temelli beslenmeden daha cazip hale getirilmesi gerektiğini” de sözlerine ekliyor.
Vegan Society Basın Sözcüsü Pierson ise en büyük zorluğun hayvan çiftliklerinin sahiplerini, sadece bitkisel üretime ikna etmek olduğunu belirtiyor. Pierson, bunun için yeni becerilerin geliştirilmesine ve mali desteğe ihtiyaç olduğunu kaydediyor.
Şimdilik doğru beslenme konusundaki görüşler, dünyanın farklı bölgelerindeki yemekler gibi çeşitlilik gösteriyor.