Üçüncü Çeyrek Büyümemiz Ne Kadar “Verimli?..”

Dostlar;

Türkiye Ekonomisinde reel Milli Gelir, Temmuz-Ağustos-Eylül 2020’de, yani üçüncü çeyrekte, bir önceki yılın aynı dönemine göre, yüzde 6.7 oranında artmıştır. (Kaynak; TÜİK, “Dönemsel Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH), III. Çeyrek: Temmuz-Eylül, 2020“ Raporu,)

Kısaca büyümemiz yüzde 6.7 olmuştur.

İkinci çeyrekte ekonomi yüzde 9.9 küçülmüştü.

Üçüncü çeyrekteki bu 6.7’lik büyüme normaldir. Beklenmekteydi. Çünkü salgın önlemleri kaldırılmıştı. Vatandaş büyük ölçüde krediye yönlendirildi. Tüketim arttırıldı. Doları baskılamak için Merkez Bankası Rezervleri devreye konuldu.

Bu büyümenin maliyeti elbette olacaktır.

Borçlar artmıştır, tüketim artmıştır, vatandaş; geleceğin gelirlerini şimdiden tüketmiştir.

Reel anlamda ve Türk Lirası bazında pozitif gerçekleşen büyüme, Dolar bazında yüzde 3.3 azalarak 204.2 milyar dolardan 197.4 milyar dolara inmiştir.(TÜİK, 2020)

Sektörel olarak bakıldığında en dikkat çekici reel büyüme yüzde 41.1 ile, kredi vermeye “zorlanan” bankacılık (finans) sektöründe görüldü.

Sanayi sektöründeki büyümenin büyük oranda stok bazlı olduğu görüldü.

Büyümeye harcamalar yönünden bakalım;

Y= C+I+G+(X-M)

Bu Harcamalar yönünden Büyüme Denklemidir. Y; MİLLİ GELİR, C; TÜKETİM HARCAMALARI, I; YATIRIM HARCAMALARI, G; DEVLET HARCAMALARI, X; İHRACAT, M; İTHALAT

Vatandaşın tüketim harcamaları reel olarak yüzde 9.2 oranında artmıştır.

Bu son yılların en yüksek tüketim artışıdır.

Devletin nihai tüketim harcamaları ise yüzde 1.1 artmıştır.

Uzun zamandır reel olarak sürekli gerileyen yatırım harcamaları(gayrisafi sabit sermaye oluşumu) yüzde 22.5 artmıştır.

Üçüncü çeyrek büyümesine ihracatın katkısı eksi (yüzde -22.4) olmuş, İthalatın katkısı ise pozitife dönerek, yüzde 15.8 artış olarak kaydedilmiştir.

Bu Büyüme ne kadar “sürdürülebilir?”

Bu konuda yeni göreve başlayan, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, yurtiçi talep artışının etkisine işaret ederek, riskleri göz ardı etmediklerine vurgu yaparak demiştir ki;

“Makroekonomik, finansal ve fiyat istikrarını önceleyen politika çerçevemizle, dengeli ve istihdam oluşturan büyüme sürecini sürdürülebilir kılmayı amaçlıyoruz”..(01.12.2020 Cumhuriyet)

Demek ki, göreli olarak yüksek olan ve tüketim odaklı gelişen bu son üçüncü çeyrek büyümesi bazı riskler içermektedir;

-Makro dengelerde, para ve döviz piyasalarında, enflasyon gelişiminde, istihdam yaratmada öngörülmeyen bir takım riskler oluşabilir.

-Ekonomist Mustafa Sönmez; “ucuz ve bol kredi pompalaması bekleniyordu, devamı gelmez. Son çeyrekte ekonomi yüzde 5 dolayında küçülür ve 2020 yüzde 1 küçülme ile kapanır”, demiştir.(01.12.2020)

Dostlar;

Yurt içi talep ve tüketime, krediye dayanan bu tür büyüme Türkiye’de hep olagelmiştir.

Hep önerdiğimiz büyüme; üretkenlik odaklı, kaynak verimliliğine, istihdam ve yüksek teknolojiye dayanan ve bölüşümü düzelten, ülkenin üretken kaynaklarını harekete geçiren “VERİMLİ BÜYÜME MODELİ” dir.

Tarımda, Sanayide, insan varlığımızda, hizmet sektöründe, turizmde, gençlik potansiyelimizde hemen devreye koyabileceğimiz fırsatlarımızı, olanakları keşfetsek, doğru yönlendirsek, doğru işleri doğru biçimlerde yapmayı özendirsek;

inanın milli gelirimiz iki katına çıkar ve toplumsal kalkınmaya hız veririz.

Sevgiyle ve üretkenlikle kalınız..

WhatsAppFacebookTwitterLinkedInEmailPrintPinterest

YORUM EKLE