Üç Ebeveyni Olan Bebek Dünyaya Geldi

Bundan beş ay kadar önce Meksika’ da dünyaya gelen tüp bebek dünyanın üç ebeveyni olan yani üç farklı kişinin DNA’ sına sahip olan çocuğu olarak tarihe geçti.Bu kişilerden biri gerçek baba, diğeri gerçek anne ve üçüncüsü de yumurtalarını bağışlayan bir kadındı.

Ürdün’ lü kadın daha önce dört düşük yapmış ve iki de çocuk doğurmuştu ama bebekler Leigh sendromlu idi ve iki yaşına geldiklerinde ölmüşlerdi.

Merkezi sinir sisteminin dejenerasyonu ile karakterize bu sendromda annenin hücrelerin enerji üretim merkezleri olan mitokondrilerindeki bozukluk sebebiyle bebekler ancak iki yaşına gelebiliyorlar.

Kadın görünüşte sağlıklı idi ama hücrelerin enerji üretim merkezleri olan mitokondrilerinde bir problem vardı.

Mitokondriler insan DNA’ sını oluşturan ve sayıları 20 bin civarında olan genlerden 37 tanesine sahipler ve bebeğe sadece annesinin mitokondrileri geçiyor.

Bu 37 gen mitokondrilerin sağlıklı çalışmalarını sağlıyor ama bunlar hücrenin enerji ihtiyacını sağladığı için hücre fonksiyonlarında bozukluklar ortaya çıkıyor.

Mitokondrial DNA’ nın bir insanın ne kadar yaşayacağını, zeka ve atletik kabiliyet seviyesini belirlediğini gösteren araştırmalar var.

Aile çareyi Amerika’ lı bir doktorun yardımıyla Meksika’ da buldu çünkü bebek sahibi olmalarını sağlayacak teknik USA’ da onay almamıştı ve dolayısıyla orada uygulanması mümkün değildi.

Meksika’ da ise bu tür uygulamaların peşine düşen kimse yoktu.

Sitoplazma transferi

Mitokondrileri sağlıklı olan bebeklerin dünyaya gelebilmesi için üç yöntem var.

Bunlardan “sitoplazmik transfer” yönteminde donorün hücre çekirdeği dışında hücreye ait her şeyin bulunduğu hücre sitoplazması alınıyor ve annenin yumurtasına naklediliyor.

Böylece hem hastalıklı hem sağlıklı mitokondrilere sahip olan yumurta babanın spermiyle döllendirilip annenin rahmine yerleştiriliyor.

Bu yöntemle dünyaya gelen 30 kadar çocuk olmakla beraber FDA etik ve bilimsel gerekçelerle bu yönteme onay vermiyor.

Pronuclear transfer” yönteminde ise hem annenin hem donorün yumurtaları babanın spermiyle döllendiriliyor.

Embriyo bölünmeye başlamadan önce her iki yumurtanın çekirdeği de alınıyor ve annenin hücre çekirdeği donorün yumurtasına ilave ediliyor.

Böylece, donorün sağlıklı mitokondrilerine sahip olan bir bebek dünyaya getirilmeye çalışılıyor.

Bu yöntem İngiltere’ de onaylandı ama henüz bu şekilde doğan bir bebek yok.

Ürdün’ lü aile bir embriyonun öldürülmesini dini gerekçelerle kabul etmedikleri için onlara spindle nuclear transfer adı verilen yöntem uygulanıyor.

Spindle nuclear transfer yöntemi

Spindle nuclear transfer adı verilen yöntemle doğan bebeğin genetik yapısını annesinin ve babasının hücre çekirdeğindeki DNA ile verici bir kadının mitokondrisindeki DNA oluşturuyor.

Anneden beş yumurta alınıyor ve hücrenin “spindle” adı verilen ve annenin kromozomlarını taşıyan kısmı çıkarılıyor.

Bu beş “spindle” vericinin çekirdekleri alınmış olan ama sağlıklı mitokondrilere sahip beş yumurtasına naklediliyor.

Bundan sonra vericinin yumurtaları babanın spermiyle döllendiriliyor ve gelişmesi takip ediliyor.

Beş erken dönem embriyodan kromozomları normal olanı anneye implante ediliyor ve 37 hafta sonra da bebek dünyaya geliyor.

Gelelim neticeye

Şimdi bilim adamları embriyonun DNA’ sının bu şekilde değiştirilmesinin doğru olup olmadığını tartışıyorlar.

Bazıları böyle bir uygulamanın hayatı tehdit eden hastalıklarda kurtarıcı olabileceğini ileri sürerken bunun yeteri kadar uzun süre test edilmediğini ve embriyonun bu şekilde değiştirilmesinin yeni genetik hastalıklara yol açabileceği endişesini dile getirenler de var.

Mitokondrial DNA ile oynanması çekirdekteki DNA’ yı da etkiliyor ve yeni genetik hastalıklara da kapı açmış oluyor.

Bu teknik “tasarım bebeklerinin” yolunu da açabilecek. Tasarım bebekleri tabiri ile mesela sarı saçlı mavi gözlü, ileri zekâlı bebekler kast ediliyor.

YORUM EKLE