“Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar. İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez. Maide: 51
ABD’leri Başkanı Johnson’un Ortadoğu müsteşarı E.Rosto’nun itirafı: “ABD’leri İslam dünyasına karşı ona düşmanlıktan başka bir tutum içine giremez… Bunun aksini yaparsa dinini, felsefesini, kültürünü ve bütün müesseselerini inkâr etmiş olur… Ortadoğu’daki sömürgeciliğin asıl hedefi İslamiyet’i yıkmaktır. İsrail Devleti’nin kurulması bu planın bir parçasıdır; bunların hepsi ise Haçlı seferlerinin devamıdır…” der.
ABD’lerinde bu projeleri genelde hazırlayanlar Siyonizm’in uzun kollarıdır; bunlara kolay karşı çıkılmaz, çıkanlara iyi bakılmaz. ABD-Temsilciler Meclisi Demokrat Parti Milletvekili Jim Moran Irak ve Ortadoğu’daki savaşı “Nüfuzlu Musevilerin” istediğini söyleyince ortalık karışır, istifa baskıları yapılır.
ABD’nin ortaya koyduğu BOP’ tan” kasıt’ da Ortadoğu’da demokratik dönüşüm değil, İsrail’in güvenliği için Türkiye’nin de içinde olduğu ülkelerin parçalanarak “Büyük İsrail’in” oluşturulmasında Kürtlerin kullanılmasıdır.
Amerika kurmayı planladığı ”Büyük Dünya Devleti” projesini bilinçaltına Anaokulları ile yerleştirmeye başlıyor. ABD hata yapmaz, insanlık, huzur, mutluluk ve sevginin merkezi “AMERİKA’DIR…” İslam ise; “MÜSLÜMANLIK=TERÖRİZM” şeklinde şuuraltına yerleştiriliyor.
ABD, hedef ülkede kitle iletişim araçları kullandırıyor, çeşitli burslar, ödüller ve fonlarla kanaat önderleri dedikleri uşaklarıyla toplumu etkisi altına alıp, yolları iyi niyet taşlarıyla döşeyerek felaketlere sürüklüyor.
ABD Başkanlarından Jimmy Carter diyor ki: “İsrail’le bizim özel bir ilişkimiz var. Ülke içinde ve dünyada hiç kimsenin Ortadoğu’daki birinci hedefimizin İsrail’in sürekli var oluşunu sağlamak ve bunun barış içinde gerçekleşmesinin temini olduğundan şüphesi olmasın…”
Amerika adına Ortadoğu’daki yeni düzenlemeye yönelik stratejinin arka planında İsrail’in dünya egemenliği için “Büyük İsrail” projesinin olduğu bilinmekte, planın mimarı olarak ta Yahudi Bernard Lewis gösterilmektedir.
Türkiye’de kurtuluşu AB ve ABD’ye uşaklıkta gören cemaat ve siyasi yapılar, beyinlere ipotek koyarak Sevr’le, Mondros’la yapılamayan, Lozan’la bozulan oyunlarına kaldıkları yerden devam etmek gibi bir gaflet veya ihanetin içine düşmekteler…
Vahşi beyaz adam, Kızıl derililerin kellesini getirene 5- dolar vererek Amerika’da devlete ait binaların bodrum katlarını doldurur; milli direnci kırar bitirir. ABD’lerinin resmi makamları bugün de canlı olarak satın aldıkları kellelerle aynı işi yapmakta, ülkelerin direncini paralı köleleriyle yapmaktalar. Devam edecek, sağlıkla kalın!